Washington Post gazetesi köşe yazarı Cemal Kaşıkçı cinayetine dair bulgular azmettiricinin kimliği konusunda kapıyı aralamış durumda. Kaşıkçı’nın yazarı olduğu gazetenin 25 Ekim’de Veliaht Prens Muhammet Bin Selman’ın (MBS) fotoğrafını tam sayfa yayınlayarak Suudi Arabistan’a giden ABD Dışişleri Bakanına hitaben “gerçeği talep edin” manşeti ile çıkması küresel medya açısından faile dair adresin yönünü de göstermişti.
Devamı
Pentagon'un Türkiye'nin tezlerini en azından anlayabildiğine dair bir algı oluşuyor. Ancak durum bu kadar net değil.
Devamı
Kaşıkçı cinayetinde Türkiye'nin gösterdiği ilkeli tutumu Ankara ile Riyad'ın 'Sünni dünyanın liderliği için bir mücadelesi' olarak okuyanlar var.. Meseleyi ideolojik kapışma düzlemine çekmek vahşi bir cinayetin üstünü örtmeye katkı sağlar.
MBS, Suudi Arabistan'ın bir prensi olmaktan ötede anlamlara sahip. Kendinden menkul gücü ve itibarı dolayısıyla değil, üzerinden yapılan hesaplardan dolayı kendisi ve ülkesinden daha fazlasına dair yorum yapmaya itiyor.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman Kaşıkçı meselesi ekseninde ABD - Suudi Arabistan ilişkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
NBC’nin söz konusu haberi ile ilgili önümüzdeki günlerde farklı gelişmelerin yaşanmasını da beklemek gerekiyor. FETÖ’nün bir CIA aparatı olduğu düşünüldüğünde, bu gelişmenin hemen bir iade olmayacağı aşikâr.
Kurt: ABD, PKK zayıflamış ve Kandil’e hapsolmuşken aldı üç PKK’lıya ödül kararını. Benzer bir kararı PYD ya da Avrupa’daki PKK yöneticileri için almadı. Türkiye’yi oyalamaya dönük bir karar bu. Bu arada PKK da hızla biçim değiştiriyor.
Devamı
Türk-Amerikan ilişkilerinin düzelmesi için ya Ankara’nın da Abu Dabi, Riyad ve Kahire yönetimleri gibi Washington’a boyun eğip ABD’nin bölge politikalarına uygun davranmaya başlaması ya da Amerikan yönetiminin Ankara’ya yönelik dayatmalarına son verip Türkiye’yi eşit bir ortak olarak kabul etmesi gerekiyor
Devamı
Yaptırımların nasıl sonuçlanacağı konusunda kafa karıştıran en önemli konu ise Trump yönetiminin hedefleri.
Trump'ın Ortadoğu'da yapmak istedikleri konusunda iyi bir yerde olduğu söylenemez.
ABD Başkanı Donald Trump önümüzdeki iki yılda Temsilciler Meclisi bütçeyi kontrol ettiği için istediği harcamaları yapamayan ve istediği yasaları geçiremeyen bir başkan durumuna düşebilir.
Trump yönetiminin İran’ın üzerine bu kadar fazla gitmek istemesinin asıl nedeni, Amerikan çıkarları doğrultusunda oluşturulmuş olan Suudi Arabistan-BAE-Mısır-İsrail blokunun Orta Doğu’yu domine etmesi..
En az iki yıl boyunca gerilimli bir iç siyaset ABD'yi bekliyor..
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın Trump’ın ambargo meselesine yaklaşımı hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırım politikası hakkında değerlendirmede bulundu.
İran’ın nükleer çalışmaları konusunda atacağı adımlar şimdi daha da ağırlaştırılmış olan Amerikan yaptırımlarının sona ermesi için kesinlikle yeterli olmayacak. Washington yönetimi, İran’ın bütün dış politikasını değiştirmek istiyor.
İran'a yönelik yaptırımların ikinci ve önemli aşaması başladı.
Kaşıkçı cinayetiyle yüz yüze gelinen kriz durumunun iyi yönetilmesi ve bu esnada kriz iletişiminin başarılı bir şekilde uygulanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına gösterilen küresel teveccühün arka planını oluşturuyor.
Her ne kadar Türkiye’nin AB’ye üye olması durumunda Gümrük Birliği sebebiyle ortaya çıkan olumsuz etkilerin yok olacağı bilinse de fasıllara yönelik uygulanan siyasi blokajlar sonucu üyelik müzakerelerinin ilerlememesi, AB’nin ticaret strateji belgesinde birinci nesil olarak nitelendirilen GB’nin çok daha elzem bir şekilde ele alınmasını ve güncellenerek yeni nesil anlaşmalara dahil edilmesini gerektiriyor.
ABD tarafından İran'a uygulanan yaptırımların ikinci aşaması başlıyor. Ağustos ayında ilan edilen ilk aşamada yaptırım kalemleri İran ve ticaret yaptığı ülkeler açısından ikincil öneme sahipti
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat, ABD-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi.