Başat aktörlerin küresel beklentileri nelerdir ve bu NATO’yu nasıl etkileyebilir? NATO blokunda çatlak var mı? NATO’nun geleceği nasıl şekillenebilir?
Devamı
Türkiye bu tavrıyla, Batılı ortaklarına “gerçek müttefik olacaksak artık elinizdeki sopayı bırakın” diyor.
Devamı
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra NATO kendisine yeni bir misyon biçme ve bu misyonu tüm üyelerine kabul ettirme konusunda başarısız oldu.
NATO kuruluşunun 70. yılını 4 Aralık'ta Londra'daki zirveyle kutlayacak. 29 ülkenin liderinin katılacağı kutlama zirvesinin sancılı geçmesi bekleniyor. Zira geçmişinde parlak başarılar olan Transatlantik ittifakı, üyelerin farklılaşan milli çıkarları sebebiyle derin ayrılıklar içinde. Bu yüzden Londra zirvesi hızlı bir kutlama toplantısı olarak geçiştirilebilir. Gündem ise hayli kabarık: askeri harcamaların paylaşılması, Kuzey Makedonya'nın üyeliği, teknolojik dönüşüm, Avrupa'nın stratejik otonomisi, Suriye'deki güvenli bölge ve Baltık savunma Planı'na Ankara'nın itirazı. İlk bakışta NATO'nun en büyük meydan okuması Rusya'nın genişleyen nüfuzu olarak görülebilir. Ancak NATO'nun temel krizi günümüz dünyasında kendisine yeni bir rol biçmekle alakalı.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine düzenlediği harekatlarla ilişkin, "Pentagon'da pişirilen planların da suya düştüğünü gördük." dedi.
Fırat’ın doğusunda Rusya’nın doğrudan veya rejim aracılığıyla PKK/YPG ile ilişki içerisine girmesi, Türkiye’nin görmezden geleceği bir durum değildir. Nitekim bunu deneyen ve başarılı olamayan bir ABD örneği de önümüzde durmaktadır.
ABD ile ilişkilerde yaşanan sorunlar ve çok sayıdaki temel anlaşmazlık konusu artık hem Türk kamuoyunu hem de karar alıcıları yormuş durumda. ABD'nin PYD ve FETÖ'ye vermekte olduğu destek; Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi almasına karşıtlığı ve bu doğrultuda gündeme gelen yaptırımlar; Halkbank Davasını Türkiye aleyhinde sopa olarak kullanılmaya devam edilmesi; Ermeni iddialarının kongre gündeminde kullanılması, Türkiye'nin proje ortağı olduğu F-35 uçaklarının çeşitli bahanelerle teslim edilmemesi; ABD'nin Doğu Akdeniz denkleminde Türkiye'nin karşısından yer alması gibi birçok zorlu dosya iki ülke ilişkilerini son derece olumsuz etkilemekte.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, son günlerde CHP Genel Başkanlığı için kamuoyunda gündeme gelen iddialar üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Bu konular uzun yılların birikimi neticesinde bu noktaya geldi. Bazıları belki de hiç çözülmeyecek. Ankara ve Washington'ın uluslararası sistemin ve ilişkilerin geleceği konusundaki algı farklılıkları aşikar. Bu farkı belki de Trump'tan ziyade senatörlerin Erdoğan ile sohbetinde görüyoruz..
Artık Türkiye’deki gazeteler bir yana, küresel medya bile Erdoğan’ın batılı liderlerle görüşmesinin ardından, “Erdoğan istediğini yine aldı” gibi başlıklarla gelişmeleri aktarmak zorunda kalıyor..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti Türkiye'ye karşı başlatılan yoğun kampanyanın kırılmasında da etkili olacak. Erdoğan'ın muhataplarıyla yüzleşmesi ve Türkiye'nin ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendiren konulardaki duruşunu hem siyasetçiler hem de kamuoyuyla Beyaz Saraydan başkanla yan yana dururken paylaşması başlı başına bir kazanım..
Zirvenin hangi yönlerini öne çıkarmış “müttefikimiz” Almanya’nın medyası?
Erdoğan-Trump zirvesinin en önemli tarafı ikili ilişkilerin kopma noktasından uzaklaşmış olmasıdır. Trump'ın basın açıklamasına ittifak ilişkisine vurgu yaparak başlaması, DEAŞ'la mücadele konusunda Türkiye'ye hakkını teslim etmesi ve Güvenli Bölge planına destek verdiğini belirtmesi bu anlamda önemli ve somut göstergeler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki 13 Kasım tarihli zirve Türk-Amerikan ilişkilerinin potansiyelinin son dönemde yaşanan sorunlardan daha büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. Ancak en büyük sorunlardan biri Türk-Amerikan ilişkilerinin iki liderin karşılıklı çabasıyla sürdürülüyor olması.
SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Donald Trump arasındaki görüşmenin ABD kamuoyuna yansıması üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Semboller, birlikte çalışma iradesi, gerginlik havasının toparlanması ve müzakereye devam açısından çok başarılı geçti. Masadaki uzlaşmazlık konularında taraflar birbirlerini genişçe dinleme ve anlama fırsatı buldu.
Terör örgütü PYD taraftarları ve ABD Kongresi'nde muhalif kesimlerin sabotaj girişimlerine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump görüşmesi oldukça olumlu bir havada geçti
Avrupalı DEAŞ’lılar meselesini önce yok sayan Avrupa devletleri, dışardan gelen baskılar sonucunda, bu kez de bu kişileri ülkeden uzakta tutmak için çeşitli yollar aramaya başladı.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Donald Trump arasında gerçekleşen görüşme üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Türk-Amerikan ilişkilerinde son dönemde yaşanan krizlere ve bu krizler sırasında her iki taraftaki aktörlerin nasıl davrandığına biraz yakından bakalım..