Suriye'de Terörizm Arayan Baas Rejimine Bakmalı

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye rejimine karşı savaşan ve Özgür Suriye çatısı altında olmayan her grubun radikal ve terörle bağlantılı grup olarak lanse edildiğini ancak Suriye'de açık bir şekilde teröre bulaşanın öncelikle Baas rejimi olduğuna dikkat çekti.

Devamı
Suriye'de Terörizm Arayan Baas Rejimine Bakmalı
ÖYM'ler ve TMK'nın Kaldırılmasıyla Normal Düzene Geçilecek

ÖYM'ler ve TMK'nın Kaldırılmasıyla Normal Düzene Geçilecek

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılmasıyla birlikte, sivil yargıda olağandışı dönemin biteceğini ve normal düzene geçileceğini belirtti.

Devamı

SETA Ankara Genel Koordinatörü Taha Özhan, Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması yönünde atılan adımları “fazlasıyla cesur ve demokratik adımlar” olarak nitelendirdi.

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Başbakan Erdoğan'ın ‘balkon konuşması'nda uzatılacak zeytin dalını alacak bir el görünmediğini belirtti.

Analizde, ABD Başkanlığında ikinci dönemini geçiren Barack Obama'nın kalan dönemde nasıl bir dış politika performansı sergileyeceği üzerine değerlendirmelerde bulunulmuştur.

IŞİD Batılı devletlerin son birkaç yıldır izledikleri ikircikli ve ilkesiz politikanın doğal bir sonucudur. Batı gerçekten IŞİD fenomenini çözmek istiyorsa özellikle Ortadoğu'ya yönelik politikalarını ciddi şekilde gözden geçirmelidir.

Suriye'de IŞİD-ESED Terör Kardeşliği

IŞİD teröründen en çok beslenen, IŞİD terörünü de en çok besleyen ve IŞİD'in yok edilmesinden en çok zarar görecek olan aktör Esed rejimidir.

Devamı
Suriye'de IŞİD-ESED Terör Kardeşliği
Pakistan'da Terörün 'Amerikan' Kaynakları

Pakistan'da Terörün 'Amerikan' Kaynakları

Afganistan'ı Sovyetlere kaybetmek istemeyen Washington yönetimi bu ülkeye yönelik politikalarını Pakistan üzerinden yürütmüş, Sovyet işgaline karşı direnen İslamcı grupları Pakistan ordusu ve istihbaratı üzerinden silahlandırıp desteklemiştir.

Devamı

Türkiye, kaosun hükmettiği, yabancı istihbarat örgütlerinin keyfince cirit attığı dönemlerde patlayan bombalarla, faili meçhul cinayetlerle, yargısız infazlarla çalkalanıp durdu.

Küreselleşme süreçleriyle birlikte modern dünya sisteminin başat aktörü olma özelliğini yitiren Avrupa hem siyasi hem ekonomik açıdan ciddi bir sıkışmışlık yaşadı.

Fahrettin Altun, radikalleşme süreçlerinin hem Fransız siyasetini hem de göçmenleri önemli ölçüde etkilediğinin altını çizerek, bu durumun terörün mazereti şeklinde ele alınamayacağını ancak terör faaliyetini yapanların “kendilerini meşrulaştırdıkları söylemsel zemin” şeklinde okunabileceğini belirtti.

Fahrettin Altun, terörün mazereti olmayacağını ancak kültürel, toplumsal ve siyasal dinamiklerinden dolayı başka toplumsal olgularla birlikte açıklanması gerektiğinin altını çizdi.

İslam ile alakalandırılan örgütlerin eylemleri en geniş anlamda İslam dünyasında yükselen ve küresel düzene itiraz eden siyasal aktör ve hareketlerin dünyanın gözündeki meşruiyetini zayıflatmaya ve ortadan kaldırmaya hizmet ediyor.

IŞİD kullanım değeri Ortadoğu coğrafyasını aşan ve Müslümanlara yönelik ötekileştirme ve değişim hareketliliğini çevreleme operasyonlarının merkezine yerleştirilmiş, çok yönlü ve çok uluslu bir konsorsiyumun adıdır.

Türkiye ile Suudi Arabistan arasında siyasi, askeri, güvenlik, insani yardım ve terörle mücadele alanlarında işbirliği başladığını belirten Burhanettin Duran, bunun stratejik bir ortaklığın temelleri olarak okunabileceğine dikkat çekti.

Suriye'deki iç savaşta gelinen durumu ve İdlib operasyonunun ayrıntılarını değerlendiren Can Acun, İdlib'in jeopolitik ve stratejik açıdan öneminin altını çizdi.

DHKP-C denilen terör örgütünün, Türkiye içerisindeki ideolojik-sektaryen dinamiklerden beslenen ve başta Esed rejimi ve Almanya olmak üzere yabancı istihbaratlar tarafından da tepe tepe kullanılan bir örgüt olduğu artık halka mal olmuş bir bilgidir.

Burhanettin Duran muhalefetin, Çağlayan Adliyesi'ndeki terör saldırısına tepkisini değerlendirdi.

DHKP-C'li örgüt üyeleri, medyada yer bulabildikleri ölçüde toplum üzerinde etki bırakabileceklerini bildikleri için ilk strateji olarak medyaya malzeme oluşturacak içerik üretme yolunu tercih ettiler.

İsmail Çağlar, medyanın teröre bilinçli ya da bilinçsiz destek olabileceğini, bilinçsiz destek olma kısmının “gri bir alan” olarak tanımlanabileceğini, ancak bu alanda çok net sınırların belirlendiği bir takım kodların da bulunduğunu belirterek medya mensuplarının bu konuda özeleştiri yapması gerektiğine vurguda bulundu.

İsmail Çağlar, haber yapımında ‘kişisel haklar', ‘can güvenliği', ‘milli çıkar' ve ‘milli güvenlik' noktalarının göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizerek, “Medyanın siyasi pozisyonu olur. Ama siz o pozisyonun boyutlarını çok aşıp bir siyasi aktöre, bir siyasi partiye dönüşürseniz terörü bir muhalefet etme biçimi olarak kullanırsınız.” dedi.