Türkiye Kuzey Suriye Kantonlarından Gelecek Tehlikeyle Nasıl Başa Çıkacak?

Burhanettin Duran: “Bunun üzerine çok yüklenmiyoruz ama Kuzey Suriye’deki kantonlardan Türkiye’ye ne girip çıktığını biliyor muyuz?”Burhanettin Duran: “Bunun üzerine çok yüklenmiyoruz ama Kuzey Suriye’deki kantonlardan Türkiye’ye ne girip çıktığını biliyor muyuz?”

Devamı
Türkiye Kuzey Suriye Kantonlarından Gelecek Tehlikeyle Nasıl Başa Çıkacak
Hendekler ve PKK'nın Krizi

Hendekler ve PKK'nın Krizi

Kürt milliyetçiliğinin önde gelen aktörlerinden PKK- HDP çizgisi Türkiye'de kan kaybediyor.

Devamı

PKK’nın “jakoben bir tarzda hareket etmek suretiyle toplumu istediği yöne çevireceğini düşünen bir hareket” olduğunu belirten Fahrettin Altun, örgütün halk düşmanı; bölgedeki halkın değerlerine düşman bir hareket olduğunun da altını çizdi.

Muhittin Ataman, küresel terör tehdidi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Son günlerin tartışmalı konusu “Medyada Terörün Temsili” 4 Nisan Cumartesi saat 12:00’da SETA İstanbul’da ele alındı.

Ortak Bir Bölgesel Vizyon Mümkün mü?

George Mitchell ve Hillary Clinton'ın Türkiye ziyaretleri, ardından Obama'nın Türkiye'ye gelmesi, ilişkilerde daha yoğun işbirliğinin önünün açıldığı şeklinde yorumlanmakta. Türkiye özellikle son dönemlerde izlediği çok boyutlu ve kuşatıcı dış politika ile bölgesinde çeşitli sorunların çözümüne pozitif katkı sağlamayı başarmıştır.   

Devamı

Eski kasabaya yeni şerif: Obama Türkiye'de

OLDUKÇA çalkantılı geçen sekiz yıllık George W. Bush döneminin ardından, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısının açıldığını söylemek yanlış olmaz.

Devamı

ABANT Platformu’nun Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’de düzenlediği ‘Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak’ adlı konferans bir ilke imza attı ve Türkiyeli Türk ve Kürt aydınlarla Iraklı Kürtleri bir araya getirdi

İSRAİL, yeni ABD Başkanı Obama yemin etmeden evvel, görevi devretmek üzere olan Bush’un da inisiyatif alamayacağı bir dönemde Gazze katliamını başlattı. Obama taç giymezden bir gün önce de Gazze saldırılarına tek taraflı ateşkes ile son verdi. Tek

TÜRKİYE, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden 29 Mart 2009 seçimlerine doğru yaklaştıkça siyasetin gündemi hareketlenmeye başladı. Bu iki tarih arasında Türkiye siyasetinde “kayda değer bir şeyler” olduğunu söylemek mümkün değil. Öyle ki son on yedi ay içerisinde hayata geçirilmiş, dişe dokunur siyasi bir proje, manevra veya adımı hatırlamakta zorlanıyoruz. Oysaki 22 Temmuz sonrası siyasetin alanı rahatlamış ve iktidar partisine harcayabilmesi için müthiş bir “siyasi sermaye” sağlanmıştı.

GAZZE’YE karşı 27 Aralık’ta İsrail’in başlattığı operasyonun dünya kamuoyunda yarattığı şaşkınlığın nedeni saldırının sürpriz olması değil, trajedinin boyutları. Bu topraklar ölümlere, bombalamalara, saldırılara, yaratıcı isimler konulan operasyonlara yabancı değil.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Amerika ziyareti, Türk-Amerikan ilişkilerinin adeta bir balayı havası yaşadığı günlerde gerçekleşiyor. 1 Mart 2003 tezkeresinin reddedilmesinden bu yana yaşanan güvensizlik ve gerginlik ortamı, yerini olumlu bir havaya bırakmış görünüyor. Bu değişikliğin sebebi ne? İddia edildiği gibi Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım'da Bush'la Beyaz Saray'da yaptığı görüşmede bir büyük pazarlık mı yapıldı? 12 yıl sonra ilk defa Cumhurbaşkanlığı düzeyinde gerçekleşen Abdullah Gül'ün ziyareti, Türk-Amerikan ilişkilerindeki bu iyileşmeyi nasıl etkileyecek?

3 Aralık günü yayımlanan Ulusal İstihbarat Değerlendirmesi'nin (National Intelligence Estimate) İran nükleer programıyla ilgili raporu, ABD-İran ilişkilerinde bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Rapora göre İran nükleer silah geliştirme amaçlı programını 2003 yılında sona erdirmiş.    

PKK terörünün yükselmesiyle başlayan süreç, Türkiye’yi yeni tercihlerin eşiğine getirdi. Amerikalı senatör Joe Biden’ın Irak’ı ‘yumuşak bir şekilde’ üçe bölelim önerisi hakkındaki tartışmalar sona ermeden Türkiye, Irak’ın giderek karmaşıklaşan siyasi yapısıyla yüz yüze geldi. Buna kısaca muhatap bulma sorunu diyebiliriz. Irak’ın işgal edildiği 2003 yılından bu yana Irak’ta herkese eşit mesafede durmaya çalışan Türkiye, simdi Kürt liderlerle bir hesaplaşma sürecine girmiş durumda. Bağdat’ı kendimize tek muhatap kabul etmek, Irak normal bir ülke olsaydı şüphesiz anlamlı olurdu. Fakat merkezin zayıfladığı, güç paylaşımını kimsenin kontrol edemediği, etnik-sekter siyasetin milli aidiyetin üzerinde olduğu ve üstelik halen işgal altındaki Irak’ta sadece ‘Bağdat’ı muhatap kabul ediyorum’ demek, ilkeli bir davranış olabilir ama sorunlarımızı çözmeye yetmez.

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde Ermeni Soykırımı Tasarısının kabulü ve buna ek olarak PKK sorununun çözümünde ABD politikasına yoğun eleştiriler, İncirlik Üssü’nü de tartışılır hale getirdi. İncirlik Üssü ilk defa Türk kamuoyunun gündeminde değil. Bununla birlikte, Amerika ile ilişkiler her krize girdiğinde statüsünden fonksiyonuna pek çok boyutuyla tartışılan üs üzerine yapılan yorumlar, dağınık değerlendirmelerin ötesine geçemiyor. Dahası İncirlik Üssü hakkında derli toplu teknik bilgiye ulaşmak bile pek mümkün değil.  

Çok değil 11 yıl önce Türkiye ve Suriye, Ekim 1998'de imzalanan Adana anlaşması ile bir askeri çatışmanın eşiğinden döndü.