Türbülans Döneminde Öncü Siyaset

İç konsolidasyona sahip bir lider olarak Erdoğan türbülansa giren uluslararası sistemde öncü bir siyaset yürütüyor.

Devamı
Türbülans Döneminde Öncü Siyaset
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya Ziyareti 'Yakınlaşma' Getirdi mi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya Ziyareti 'Yakınlaşma' Getirdi mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hristiyan Birlik Partileri ve Sosyal Demokratlardan oluşan “Büyük Koalisyonun” rasyonel gerekçelerle arzu ettiği Almanya ziyareti iki ülke hükümetlerini birbirine yakınlaştırdı.

Devamı

SETA Avrupa Araştırmacısı Zeliha Eliaçık Almanya’nın FETÖ ve PKK hakkındaki yaklaşımı ile ilgili değerlendirmede bulundu.

Başkan Erdoğan BM'nin yapısal reformdan geçerek asli vazifesi olan dünya barışı ve insan haklarını koruma sorumluluğunu daha etkili bir şekilde yerine getirmesi çağrısını yineledi.

YEP dengelenme, disiplin ve değişim sacayakları üzerine kurulu olan bir program. Bir taraftan kamu maliyesinin disipline edilmesinin enflasyon ve cari açığı düşürmeye vereceği katkıyla ekonomik dengelenmenin sağlanması diğer taraftan da ekonomi politikalarının daha seçici, hedef bazlı ve etkin hale getirilmesiyle kritik sektörler öncülüğünde Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu yapısal dönüşümün tohumlarının atılması amaçlanıyor.

Terörle mücadele, mülteci ve insani yardım konularında Almanya ve Türkiye'nin karşılıklı iş birliği ve ortak çalışmaları iki ülke için de bu zor süreçte ilişkilerin yeniden rayına oturtulması - Türkiye'nin sadece Almanya ile değil Avrupa Birliği ile münasebetlerini de yeniden güçlendirecektir.

Almanya’dan Türkiye’ye Üç Bakış

Amerikan Başkanı Trump’ın gerek Almanya’nın gerekse Türkiye’nin bağımsız dış politikasını hedef alan yaptırımlarına ve serbest ticareti engellemeye yönelik politikalarına karşı da iki ülke birbirine ihtiyaç duyuyor.

Devamı
Almanya dan Türkiye ye Üç Bakış
Normalleşme ve Merkel'in Zorlu Görevi

Normalleşme ve Merkel'in Zorlu Görevi

Türk-Alman ilişkilerini normalleştirmede Merkel'e zorlu bir görev düşüyor. Hem Avrupa siyaseti hem de kendi ülkesi için Türkiye'ye olan ihtiyacı iyi biliyor. Ancak birkaç yıldır Alman kamuoyunda yükseltilen Türkiye ve Erdoğan karşıtlığının bitirilmesi ve algı toparlamasının yapılması gerekiyor.

Devamı

İki liderin yaptığı açıklamalar, oldukça önemli konuların en üst düzeyde görüşüldüğünü gösteriyor. Terör meselesinden, mültecilere, ekonomik yatırımlardan, savunma sanayi alanındaki işbirliğine kadar geniş bir yelpazede.

Dünya devletlerinin 'terör'ü küresel bir tehdit olarak algılamak yerine, kendi çıkarları için kullandıkları bir 'araç' haline getirmelerine işaret eden Erdoğan, tüm devletlerin terör örgütlerine karşı ilkeli bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğini ifade etti.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan Almanya’nın FETÖ ve PKK’ya ilişkin tutumu hakkında değerlendirmede bulundu.

Son iki üç yılın tortuları aşılabilirse Ankara-Berlin arasında yeni bir "stratejik ortaklık" şekillenebilir. Bunun temel sebebi aslında ABD Başkanı Trump ve Erdoğan'ın peş peşe yaptığı BM Genel Kurul konuşmalarında bulunabilir. Sundukları "uluslararası sistemin geleceği" vizyonlarındaki farktan anlaşılabilir.

SETA Berlin Koordinatörü Zafer Meşe de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyaretinin her iki ülke için kritik önem taşıdığını söyledi.

Prof. Dr. Kemal İnat, ''Eşit ortaklık ilişkisine hangi taraf daha çok riayet ederse Türkiye onunla ilişkisine devam edecektir. Kim bu eşit ortaklığa hazır olursa Türkiye onunla devam edecektir." dedi.

SABAH Yazarlar Kulübü ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğiyle yarın Berlin'de düzenlenecek panelde, alanında uzman yazarlar Türkiye'nin gündemini anlatacak.

Bazen devlet başkanları temsil ettikleri toplumu yüceltirken bazen de yerin dibine sokabiliyor. BM Genel Kurul toplantılarında bunun en güzel örneklerinden birine şahitlik ettik.

Eleştirileri birçok ülke şimdilik görmezden gelse de, ileriye dönük bu tip benzer eleştirilerin yükseleceğini düşünüyor Erdoğan. Ve en nihayetinde kısa dönemde olmasa bile, uzun dönemde BM’nin sorunlarının bir reform gündemine dönüşeceğini öngörüyor...

Araştırmacılar New York’ta Türkiye’nin gündemini anlattı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, 'Başkan Erdoğan’ın başarılı diplomasisi İdlib’de on binlerce kişinin hayatını kurtarmıştır' dedi

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran: Ortadoğu yeni bir dönüşüm sürecinden geçiyor.

Soçi mutabakatıyla İdlib'i kapsamlı bir askeri harekatın hedefi olmaktan kurtaran Türkiye hem kendi ulusal güvenliği hem de bölgede yaşayan 3,5 milyondan fazla sivil adına büyük bir kazanım elde etmiş oldu.

Türkiye yaptığı iki askeri harekat ile Suriye'de aktif olan DEAŞ ve PKK örgütlerine ağır darbe vurduktan sonra şimdi de İdlib'te hem diplomatik hem de askeri ayağı olan hibrid bir çözümü hedefliyor.