Erdoğan'ın Washington Seyahati

Krize değil yeni bir başlangıca ihtiyacı olan Türkiye- ABD ilişkileri yeni ABD başkanına sorun alanı olarak bırakılmak isteniyor.

Devamı
Erdoğan'ın Washington Seyahati
Erdoğan ABD'ye Ne Öneriyor

Erdoğan ABD'ye Ne Öneriyor?

Türkiye-ABD ilişkilerinde birlikte çalışma iradesi ile "stratejik sapmaları" düzeltecek yeni bir dönemi başlatmak gerekiyor. Bunun için yeni başkanın, Obama'nın Ortadoğu politikasında bir yenilenme yapması gerekiyor. Her şeyden önce Obama'nın "ümitsiz" ve bazen "özcü" Ortadoğu algısının tashih edilmesi lazım.

Devamı

Türkiye sahada kazandıkça, Türkiye düşmanları çıldırıyor. Stratejik akıllarını yitirmek üzereler. Ellerinde kalan tek silah "psikolojik harp." O da çoğu kez tutukluk yapıyor.

Obama yönetiminin ikili ilişkilerdeki "yorgunluğu" ve kurumlar arasındaki "dağınıklığı" bir kenara bırakarak sahanın gerçeklerine odaklanmasının zamanı.

Batı başkentlerinde gittikçe netleşen ortak bir Türkiye yaklaşımı var. Somut menfaatler (terörle mücadele ve mülteciler krizi gibi) gündeme geldiğinde ittifak ilişkileri çerçevesinde "yapıcı" müzakerelerde bulunmak. Ancak aynı zamanda "basın özgürlüğü" konusu etrafında "otoriterleşme" tezini bir sopa olarak elinde bulundurmak.

Bu ülkenin hayrını isteyenlerin öncelikli gündemi ise bu ülkeyi tehdit eden terör tehdidini bertaraf etmek. Bunun için de ilk etapta yapılması gereken, PKK başta olmak üzere devlete ve millete karşı silah kullanan örgütleri ortadan kaldırmak.

Obama Suriye'de Zekâmıza Hakaret Ediyor

Obama’nın Suriye planları ile daha fazla vakit kaybetmeden sınırımızı DAİŞ’ten temizlemek ve PKK’yı yaklaştırmamak gerekiyor.

Devamı
Obama Suriye'de Zekà mıza Hakaret Ediyor
Çözüm Telaşı

“Çözüm” Telaşı

Türkiye de benzerlerinden ve hatta kendi tarihindeki önceki dönemlerden farklı bir terör tehdidi ile karşı karşıya.

Devamı

Birçok meselede olduğu gibi Suriye krizi, ABD ile kâğıt üzerinde yollarımızı birleştiren fakat pratikte ayıran bir faktör olarak iki ülke arasında yaşanan sorunların merkezinde durmakta.

Batı başkentlerinde bir süredir yoğunlaşan Türkiye eleştirileri anlaşılıyor ki devam edecek. Nisanın gündemi de Ermeni Soykırımı iddiası olacak.

CHP'den çok sayıda fire olursa bu parti aynı anda hem "Kürtlere ihanetle" hem de "teröre destek" vermekle suçlanabilecek. Bu yönüyle dokunulmazlıkların kaldırılması önce HDP'ye sonra da CHP'ye "dokunacak.

2002 sonrasında muhalefetin bütün unsurları sürekli ABD'ye mesaj yolladı. İktidarı kötüledi, kendilerini yarayışlı unsurlar olarak gösterdi.

Bölge ülkeleri bağımsız politikalar ürettikçe rahatsız edici bulunuyor ve bir anlamda onlara ayar verilmek isteniyor. S. Arabistan'ın kadın hakları sorunu hatırlanıyor. Türkiye için ise "basın özgürlüğü" sopası sürekli gündemde tutuluyor.

Gülen cemaati AK Parti'ye alternatif bir siyasi iktidar kurmanın peşinde. Bunun için ya AK Parti'nin parçalanması ya da CHP-HDP-MHP blokunun kurulması gerekiyor.

Kürt milliyetçilerinin fırsat dediği şey, Türkiye toplumu nezdinde hâkim güçler tarafından Ortadoğu'da yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmaya çalışıldığı şeklinde görülüyor.

HDP "dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte açılacak yeni dönem"e hazırlık yapıyor. Hazırlık dediysem, öyle siyaset hazırlığı falan değil. Başkaldırı hazırlığı.

Murat Yeşiltaş, Bursa’da 23 kişinin hafif yaralandığı canlı bomba saldırısıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

PKK'nın zaman kazanmak için çözüm sürecine dönmek istemesi anlaşılabilir. Ancak Türkiye PKK ve ilgili oluşumlarını güneydoğunun bütün ilçelerinden tümüyle söküp atmadıkça terörle mücadeleyi durdurmayacaktır.

Suriye iç savaşının başlamasından beri, Türkiye’nin bu ülkeye kendi silahlı güçleriyle doğrudan müdahalesi konusunda önemli bir dönüm noktasına gelmiş bulunuyoruz.

Amsterdam’da hendekler açılsa, Berlin’de öz yönetim ilan edilse, Londra’ya ağır silahlar yığılsa ya da terörden bizim canımızın yandığı kadar canları yansa AB ülkeleri toplu imha silahları kullanacak seviyeye gelirdi.