Türk-Alman İlişkilerini Anlamak - III: Demokrasi ve İnsan Hakları

Demokrasi ve insan hakları konularında tutarlı olmayan Almanya’nın bu konuda Türkiye’ye yaptığı suçlamalar da ancak müdahalenin bir aracı olarak okunabilir.

Devamı
Türk-Alman İlişkilerini Anlamak - III Demokrasi ve İnsan Hakları
Bağdadi den Sonra DEAŞ

Bağdadi’den Sonra DEAŞ

DEAŞ'ın lideri Bağdadi'nin öldürüldüğüne ilişkin gelen açıklamalar, lider tasfiyesinin örgüt üzerinde kısa ve orta vadede ne tür stratejik ve taktiksel etkiler meydana getirebileceği konusunun ele alınmasını gerekli kılıyor.

Devamı

İktidar kanadı toplumla bağını koparacak elitleşmeye izin vermemelidir. Muhalefet kanadı ise kendi cephesinde dış müdahaleye göz kırpan siyasi marjinalleşmenin önüne geçmelidir.

Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Romanya ve İsviçre’nin EUROPOL ile paylaştığı bilgilere göre, PKK Avrupa’da propaganda, eleman kazanımı ve bağış toplama aktivitelerini sürdürmektedir.

İslamofobya bugün Batı'daki Müslümanların özellikle gündelik yaşamlarında daha da görünür hale gelerek, okul, iş yeri, cami, toplu taşıma araçları ve sokakta Müslümanlara yönelik fiziki saldırılarla somut bir düşmanlık halini almıştır.

Post-Kemalizm CHP'nin Kemalizm'den vazgeçmesinden ziyade, Kemalizm'in artık hâkim ideoloji olduğu toplumsal düzenin ortadan kalkması demektir. Bu tarihi kırılma CHP'nin kendisine yeni bir misyon belirlemesine yol açtı.

'Karanlık Prens' ve ABD İstihbaratının Örtülü Faaliyetleri

ABD istihbaratının yurt dışında düzenlediği birçok önemli operasyonun mimarı olduğu söylenen 'Karanlık Prens' lakaplı D’Andrea'nın CIA'in İran masasının başına getirilmesi, farklı boyutlarıyla tartışılmaya devam ediyor.

Devamı
Karanlık Prens' ve ABD İstihbaratının Örtülü Faaliyetleri
DEAŞ Terörünün İki Kaynağı

DEAŞ Terörünün İki Kaynağı

DEAŞ’ın tarihte örneği olmayacak şekilde güçlenmesinin arka planında ABD öncülüğündeki batılı devletlerin politikaları temel belirleyici faktör olarak ön plana çıkmaktadır.

Devamı

Ortadoğu'nun Müslüman bölgesel güçleri büyük bir sınavda. Komşu ülkelerin bölünmesinden ya da oradaki terörist grupların varlığından kaynaklanan tehditlerin kontrolden çıktığı bir aşamadayız.

Batı, uluslararası sistemde sahip olduğu hakim konumunu kullanarak kimin terörist kimin özgürlük savaşçısı, neyin insan haklarına uygun, neyin uygun olmadığına kendisi karar vermekte ve bunu tüm dünyaya empoze etmektedir.

Körfez ülkelerinin İsrail ile birlikte "aşırılığa ve İran'a karşı" işbirliği yaptığı bir yere gidiyoruz. Ortaya çıkan yeni güçler dengesi bölgeye bir düzen getirebilmekten uzak.

Bu savunmalar takiye, tedbir ve gizlenmeyi esas alan ve bu amaçla her türlü yalana ve hileye başvuran tipik bir FETÖ tavrı.

Maalesef terör var olmaya devam edecek. Suriye gibi bir terör kaynağı varken, hiçbir ülke güvende olmayacak.

2011’den bu yana Ortadoğu’dan çekilen ve Suriye gibi olaylarda çözümsüzlüğü bir yöntem olarak benimseyen ABD’nin bu tavrı, çok ülkenin canını acıttı. Müttefiklerinin hepsi bundan zararlar gördü.

Sadece Rakka operasyonunda değil post-Rakka operasyonunda şehrin ne olacağı konusunda daha geniş vadede Türkiye ve ABD’nin ortak çalışma alanı olup olmayacağı özel önem taşıyor.

Taliban'ın 21 Nisan’da Mezar-ı Şerif'te gerçekleştirdiği katliam, yıllardır siyasi, askeri, etnik, sosyo-kültürel ve ekonomik sorunlar girdabında boğuşan Afganistan’ı daha derin bir kaosa sürükledi.

Ekonomi açısından mevcut sistemin zaafları nelerdir? Cumhurbaşkanlığı sistemi ekonomi için ne vaat ediyor? Türkiye’nin küresel ekonomideki rolü nedir?

Esed’e bağlı unsurların 4 Nisan 2017'de İdlib’in güneyindeki Han Şeyhun bölgesinde toksik maddeler içeren silah kullanımı neticesinde ortaya çıkan dehşet görüntüleri, bir kez daha kimyasal ve biyolojik silahları dünya gündemine getirdi.

Türkiye konulu haberler gerçeklerden değil Batılı gazetecilerin zihinlerinde kodladıkları önyargılarından hareketle masa başında tasarlanmaktadır.

Ana akım medya içerisinde yer alan ve uluslararası enformasyon akışını yönlendiren Batı medyasının özellikle 2009 Davos Zirvesi ve sonrasında yoğun bir ilgiyle Türkiye’yi takip etmesi, Türkiye’nin yükselen gücüyle paralel seyretmektedir.

Türkiye ve Rusya’nın ihracatının halen düşük seviyelerde olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu konudaki taleplerin Rus tarafı ile yeniden paylaşıldığını belirtti.