Avrupa, Rusya İle Mutabakatı Nasıl Gördü?

Avrupa'da medya organları ve siyasetçiler tarafından yayılan spekülasyonların ciddiye alınır bir tarafı olmasa da bu iddiaların Avrupa'da hakim olan Türkiye karşıtlığını kaşımak için kullanıldığı görülüyor.

Devamı
Avrupa Rusya İle Mutabakatı Nasıl Gördü
15 Temmuz Sonrası Türkiye nin Orta Doğu Politikası

15 Temmuz Sonrası Türkiye’nin Orta Doğu Politikası

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, bu örgütün Türkiye’nin Rusya ve Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerimizin şekillenmesinde muhtemel manipülasyonları da araştırılmalı.

Devamı

2009 yılından beri yayınlanmakta olan bu seri ile özellikle Türk dış politikası alanında çalışan araştırmacılar için kalıcı bir eser oluşturulması amaçlanmıştır.

Dış politikada yeni bir vizyona ve bu doğrultuda Türkiye’yle de yeni tarz bir ilişki geliştirmeye ihtiyacı olan Amerika’nın Gülen’in iadesini bir fırsat olarak değerlendirmesi gerekiyor.

SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından gerilen Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi.

Darbe girişimi sırasında ve sonrasında Türkiye ile kimin dayanışma içerisinde olduğuna bakıldığında, Rusya ve Kazakistan gibi ülkelerin öne çıktığını görüyoruz.

Yenikapı Ruhu ve Türk-Amerikan İlişkileri

Çatışma ve düşmanlık düzleminde olmasa da 15 Temmuz süreci Türkiye’nin özellikle batılı müttefikleri ile bir muhasebe ve yüzleşme yaşamasını kaçınılmaz hâle getirdi.

Devamı
Yenikapı Ruhu ve Türk-Amerikan İlişkileri
Türk-Amerikan İlişkilerinde Zorlu Yeni Dönem 15 Temmuz ve Gülen in

Türk-Amerikan İlişkilerinde Zorlu Yeni Dönem: 15 Temmuz ve Gülen’in İadesi

Dış politikada yeni bir vizyona ve bu doğrultuda Türkiye’yle de yeni tarz bir ilişki geliştirmeye ihtiyacı olan Amerika’nın Gülen’in iadesini bir fırsat olarak değerlendirmesi gerekiyor.

Devamı

1915 olaylarının Alman Parlamentosu tarafından soykırım olarak değerlendirilmesinin ardından Fahrettin Altun, alınan kararın Avrupa Birliği’nin dinamiklerine nasıl yansıyacağını yorumladı.

Erdoğan Avrupa’nın sadece ekonomik üstünlüğünü değil moral üstünlüğünü hedef alıyor. Kendinizi AB yerine koyun, siz olsanız bu sürecin kilit aktörü olan Erdoğan’ı sever miydiniz?

Ne kadar iyi plan yaparsanız yapın tek başına sizin diplomatik manevralarınız meseleleri çözmez. Uluslararası sistemin şartlarına odaklı ve onun içindeki kabiliyetlerinizi sürekli hesap eden bir strateji geliştirmenizi mecburi kılar.

Türkiye nasıl ki İsrail’e en sert tepkiyi vererek Filistin’in yanında durduğunu tüm dünyaya gösterdiyse, bugün de İsrail ile anlaşarak Filistin’in yanında duruyor.

Politikanın ama özellikle de dış politikanın romantizm ve maksimalist taleplerle yürütülecek bir alan olmadığı açıktır.

İki ülke arasındaki normalleşmenin hızlı bir yakınlaşmaya, "müttefiklik" ilişkisine dönüşmesi beklenmemeli. Gazze'ye yönelik ambargonun "hafifletilmesinin" nasıl bir yolda yürüyeceğine bakmak gerekecek.

Bu anlaşma bu yönüyle Erdoğan düşmanlarına da bir mesajdır esasında. Alıp almayacaklarını göreceğiz.

Evet, mesaj net olmasına net. Ancak, artık bu mesajı anlayan, bu mesajı anlayıp da ‘aman kendi başımıza iş yapmayalım, küresel aktörleri kızdırmayalım, dikkatleri üzerimize çekmeyelim’ diye köşesine çekilen yok. Mesaj net ama alan yok!

Türkiye'nin manevra alanı genişliyor, ittifak imkânları giderek artıyor. Bu da Türkiye düşmanlarını harekete geçiriyor. Evet, bu kadar yalın, bu kadar gerçek!

AK Parti iktidarı dış politikada vizyonunu sunarken retoriği öne çıkarmak zorunda kaldı. Bu retorik sadece milli duygulara hitap etmekle kalmadı. Uluslararası sisteme adalet eleştirisinden gelişmekte olan ülkelerin sorunlarına kadar uzandı.

Saygın dergilerinden birisi olduğunu zannettiğimiz Foreign Policy'de 30 Haziran tarihinde “Atatürk Havalimanı saldırısı için Erdoğan'ı suçlayın” başlıklı bir yazı çıktı. Leela Jacinto imzalı yazı, Türkiye üzerine yazan yabancı basının zavallılığını göstermesi açısından bir ibret vesikası niteliğinde.

Esas olan, Türkiye'deki Suriyelilerin birer "yük" ve "yabancı" olarak değil, her şeyden önce "insan" olarak görülmesi ve kalıcı bir "imkân"a dönüştürülmesi için çaba sarf edilmesidir.