İran’ın nükleer çalışmaları konusunda atacağı adımlar şimdi daha da ağırlaştırılmış olan Amerikan yaptırımlarının sona ermesi için kesinlikle yeterli olmayacak. Washington yönetimi, İran’ın bütün dış politikasını değiştirmek istiyor.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 29. sayısı raflardaki yerini aldı.
Devamı
Korumacılık yükselişe geçti. Dünya liberalizm rayını terk etti. Merkantilist rayda karar kıldı. Sınırlar sertleşiyor. Boşluklar doğuyor. Ve bu boşlukları doldurmaya aday aktörler hızla bu boşluklara doğru akıyor. Dünya siyaseti enerji biriktiriyor.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, İstanbul’da yapılan dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirvenin Türkiye ve uluslararası sistem açısından önemi hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın, İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Suriye’nin çözümünde ABD’nin pozisyonu hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna düzenlediği operasyon hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun Türkiye’nin ABD’nin Suriye politikasına karşı izlediği strateji hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya arasında İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.
Zirvenin kendisi de anlamlı ancak içeriği de güçlü. Özellikle yedi kritik maddede Türkiye'nin öncelikleri büyük oranda yansıtılmış.
Dörtlü zirve, Türk diplomasisinin Suriye krizinde geldiği etkili konumu özetlemekte. Suriye iç savaşının başından itibaren ABD tarafından yalnız bırakılan Türkiye, 2015'ten sonra Rusya ve İran ile bir yol bulmak durumunda kaldı. Astana süreci ve Soçi Zirvesi Moskova ile birlikte çalışmanın parametreleriydi.
Bu zirve Türkiye'nin örgütlediği, İran ve Amerika'nın dışarıda kaldığı, Avrupa'nın dahil edildiği, Rusya'nın da dengelendiği uluslararası kurumların yerine klasik diplomasi geleneğine dönüşü gösteren bir kırılma noktasıdır.
Türkiye dünyanın gözü önünde Suriye krizinin çözümünü temin edecek köşe taşlarını döşemeye devam ediyor.
Almanya ve Fransa’nın sürece dâhil olmaları Türkiye açısından olumlu bir gelişmedir. Bu sayede Ankara tek başına Moskova’yı dengeleme zorluğundan kurtulmuş oluyor.
Toplantıya Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya'nın devlet/hükümet başkanları katılıyor. Tartışma konuları da belli, Suriye sahasında güncel durum, İdlib mutabakatı, siyasi çözümün parametreleri.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kimseyi doğrudan suçlamadan Türkiye'nin elindeki sağlam kanıtlarla olayın takipçisi olduğunu ve üstünün basit şekilde kapatılmasına müsaade etmeyeceğini dünyaya ilan etti..
Son iki yılda olanları alt alta yazdığınızda karşınıza ilk defa otonomi kazanmış bir Türkiye çıkar. Fırat Kalkanı'ndan Zeytindalı'na, Hendek operasyonlarından Kuzey Irak faaliyetlerine kadar birçok muazzam başarı elde edildi.
Krizin ilk aşamasında suçlamaları net bir dille reddeden S. Arabistan artık durumu kabullenmiş görünmekte. Bu kabule rağmen medyaya sızan bilgilere göre S. Arabistan cinayetin bir devlet planı olmadığını işleyeceği bir savunma hazırlamakta.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, "Türkiye'nin önümüzdeki günlerde daha ciddi meydan okumalarla karşı karşıya kalacağını beklemek lazım." dedi.
Normal şartlarda Suud ve ABD baş başa kalsa bu anlaşma zaten şimdiye kadar yapılırdı. Kaşıkçı olayının üzeri çoktan örtülürdü. Hariri meselesinin nasıl kapatıldığına bir bakın. Kraliyet ailesine olanlara bir bakın. Ancak bu kez üçüncü bir göz var. İkisi baş başa kalamadı. Türkiye Suud'u suçüstü yakaladı.