SETA tarafından Suriye ekseninde yapılan güvenli bölge tartışmalarının incelendiği 'Suriye'de Oluşturulacak Güvenli Bölgede Taraflar ve Tutumlar' analizi yayımlandı.
Devamı
Analizde Suriye’de güvenli bölge tartışmalarının tarihi gelişimi, oluşturulacak güvenli bölgenin muhtemel kapsamı ile küresel ve bölgesel güçlerin konuya dair perspektifi tartışılmaktadır.
Devamı
Fırat'ın doğusundaki 'güvenli bölge' üzerine farklı planların yarıştığı bir döneme geçtik..
Türkiye tampon bölge, uçuşa yasak bölge, silahsızlandırılmış bölge gibi daha dar bir uygulama değil, bölgeyi gerçekten ve kalıcı olarak güvenli tutacak bir uygulama tercih edecektir.
Trump'ın aldığı kararların en çok güvendiği bürokratları eliyle baltalanması kendisi açısından can sıkıcı olacak gibi duruyor.
Türkiye açısından tablo iki açıdan oldukça net: Birincisi, Trump'ın çekilme sözü bir taahhüttür. İkincisi, ABD PKK/PYD ile iş tutmaya devam ederek Türkiye ile ilişkilerini müttefiklik düzleminde yürütemez.
Suriye iç savaşından en çok etkilenen Türkiye, aslında Suriye'nin geleceğinde kalıcı çözüm için çabalayan tek ülke durumunda..
Devamı
Cumhuriyetçi Senatör Graham,Türkiye'nin çıkarlarını koruması için de "bir tampon bölge" kurulacağını belirtti. Bu yavaşlama Türkiye'nin DEAŞ ile mücadeleyi üstlenmesi için olumlu görülebilir...
Devamı
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilim hakkında değerlendirmede bulundu.
Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz dünyanın gündeminde yeni ve sıcak bir pencere açtı. Bir yanda Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO ve AB üyeliği tartışmaları sürerken Rusya'nın Kırım ve Ukrayna'nın bir bölümünü işgal etmesi ilişkileri daha da gerdi. Rusya ise, bu krizin ABD'nin jeopolitik oyunları olduğunu belirtiyor.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan Suriye ekseninde ABD’nin stratejileri hakkında değerlendirmede bulundu.
Ortaya çıkan jeopolitik resim Rusya ve Türkiye arasında bir işbirliğini davet ediyor.
Soçi mutabakatıyla İdlib'i kapsamlı bir askeri harekatın hedefi olmaktan kurtaran Türkiye hem kendi ulusal güvenliği hem de bölgede yaşayan 3,5 milyondan fazla sivil adına büyük bir kazanım elde etmiş oldu.
Erdoğan ve Putin'in liderlik inisiyatifleriyle ulaşılan İdlib mutabakatı dünya başkentlerinde memnuniyetle karşılandı. Rus-Esed güçlerinin İdlib operasyonundan vazgeçmesi beklenmiyordu. Mutabakatla insani bir felaket ve yeni bir mülteci akını önlendi. Bunun Türkiye'nin diplomatik bir başarısı olduğu aşikâr.
Türkiye yaptığı iki askeri harekat ile Suriye'de aktif olan DEAŞ ve PKK örgütlerine ağır darbe vurduktan sonra şimdi de İdlib'te hem diplomatik hem de askeri ayağı olan hibrid bir çözümü hedefliyor.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Rusya ile Türkiye’nin Soçi’de vardığı anlaşmanın uygulaması hakkında değerlendirmede bulundu.
Soçi'de Türkiye'nin güncel beklentilerinin bütünüyle karşılandığını söyleyebiliriz.
Erdoğan, Türkiye'nin İdlib'de olma kararlılığını 'Bizi Suriye halkı davet etti, Şu anda kimse orada İdlib'de ellerinde Rus bayrakları ile dolaşmıyor, ABD bayrakları ile dolaşmıyor, Alman ya da Fransız bayrakları ile dolaşmıyor. Türk bayrakları ile dolaşıyor.' cümleleriyle sergiledi.
Tahran'da bugün çok kritik bir üçlü zirve gerçekleşiyor. Erdoğan, Putin ve Ruhani hem İdlib'in hem de İdlib sonrası Suriye'nin geleceğini belirleyecek önemli müzakerelerde bulunuyorlar.
İsrail'in Suriye'deki etkinliği dikkat çekici bir noktaya geldi...
ABD, İngiltere ve Fransa 14 Nisan sabahı vurdu Suriye rejimini. Zamanlaması ve sonuçları tartışılıyor.