Avrupa’nın Afganistan’da Çaresizlik Tercihi

Afganistan krizi bir kez daha Avrupalı aktörlerin küresel jeopolitik krizler karşısında ne derece çaresiz olduklarını ortaya koymuştur.

Devamı
Avrupa nın Afganistan da Çaresizlik Tercihi
Taliban lı Ortadoğu Nasıl Bir Yer Olacak

Taliban’lı Ortadoğu Nasıl Bir Yer Olacak?

ABD'nin çekilmesiyle Taliban'a 'hem Rusya'yı hem de ABD'yi yendik' propagandası yapma fırsatı verildi. Dahası, bu çekilmenin, radikallere 'seçimle değil ancak savaşarak başarabiliriz' mesajını istemeden de olsa verdiği açık.

Devamı

Biden yönetiminin Afganistan'dan hızlı bir şekilde çekilmesi ve 20 yıldır mücadele ettiği Taliban'ın günler içinde Kabil'de yönetimi ele geçirmesi ABD'nin bölge ve dünya genelindeki kredibilitesinin sorgulanmasına neden oldu.

Taliban'ın dışlayıcı, bağnaz İslam anlayışı ile Türkiye'nin İslami hayat tecrübesi birbirinden çok uzakta. Anlamsız bir İslamcılık benzetmesi üretilmesi gerçekten garabet. Taliban'ın kazanmasına sevinenler de aynı hatalı bakışın diğer yüzü.

1 Mayıs 2021 itibariyle Taliban'ın, ABD'nin bölgeden çekilmesiyle birlikte oluşan güç boşluğunu doldurması ve kontrol bölgelerini genişletmesiyle beraber binlerce Afgan yerinden edildi. Afganların, Avrupa'da en fazla iltica talebinde bulunan ikinci millet olması dikkate değer bir veri.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Afganistan’ın geleceğini değerlendirdi.

Taliban’a Karşı Direniş Olur mu?

SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinin ardından başlayan küçük çaplı protesto gösterilerini değerlendirdi.

Devamı
Taliban a Karşı Direniş Olur mu
ABD ve Batı İttifakı Afganistan da Uluslararası İtibarını Zedeledi

ABD ve Batı İttifakı Afganistan’da Uluslararası İtibarını Zedeledi

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, ABD’nin Afganistan’daki hareket tarzını ve söylemlerini değerlendirdi.

Devamı

Birkaç parçadan oluşan Taliban'ın uyum mesajlarını tutup tutamayacağını ve Afganistan'daki farklı unsurları 'geçiş sürecine' dahil edip etmeyeceğini yakında göreceğiz.

SETA Genel Koordinatörü Duran, Türkiye'nin Avrupalı ve Amerikalıların hataları sonucu göçmen kampı olacak bir yer olmadığının altını çizerek ‘Ama hiçbir insani kaygı gütmeksizin insanları şiddetle denize atan yaklaşımla davranması beklenemez.’ dedi.

Türkiye elbette geri dönüşü de kapsayan göç siyasetini yeniden şekillendirmelidir. Ancak bu ‘Tüm Suriyelileri Suriye'ye göndereceğiz.’ gibi afaki, hiçbir hukuki dayanağı olmayan ucuz popülist seçim sloganları ile değil, geri dönüşü de kapsayan kısa-orta-uzun vadeli insani ama stratejik bir göç yönetimi ve siyaseti ile mümkündür.

Afganistan söz konusu olunca Suriye, Libya ya da Dağlık Karabağ hakkında bildiğimiz her şeyi unutmak zorundayız. Türkiye için böylesi zor bir geçiş döneminde jeopolitik çıkarları ile birincil güvenlik öncelikleri arasında köprü kurabilecek bir stratejik esnekliğe sahip olması her şeyden çok daha önemli. Türkiye'nin bunu dikkate alarak tercihleri arasında Afganistan siyasetini oluşturması en rasyonel olanı.

Taliban, Doha Antlaşmasıyla kazandığı meşruiyet zeminini sonuna kadar istismar edecektir.

ABD, Afganistan'dan çekilerek Ortadoğu'da yeniden konumlanıyor ve Orta Asya denklemini değiştiriyor. Türkiye, Orta Asya siyasetinde etkili olmak istiyorsa da Afganistan denkleminde olmalı. Kaldı ki, Ankara, bu tür zamanlarda aktif olmanın faydalarını artık biliyor.

Konuya rasyonel ve sağduyulu yaklaşmak zorundayız. Sığınmacılara nasıl yaklaştığımız yarının Türkiye'sini belirleyecek. Yabancı karşıtlığı zehrini bu topraklara ekmemek için hep birlikte teyakkuz halinde olmalıyız. Kitlesel linci kışkırtanlar ülkemizin aleyhine çalışan çevrelerdir.

İran’ın komşularıyla ilişkilerini ilerleteceği ve muhtelif alanlarda geliştireceği yönündeki mesajlar, seçim kampanyasından beri Reisi tarafından dile getiriliyor.

Rasyonel, uzun vadeli ve kapsamlı bir politika için Türkiye'deki sığınmacı tartışmasını ideolojik hurafelerden arındırmalıyız.

Hem transit hem de hedef ülke olarak Türkiye, düzensiz göçü yönetmek için hangi entegre politikaların uygulanması gerektiğini tartışmak zorunda.

ABD yönetimi 11 Eylül'de Afganistan'dan topyekûn çekileceğini açıkladı. Diğer yabancı ordular bu açıklama üzerine Afganistan'ı terk ettiler bile. Öte yandan ABD'nin Afganistan'dan çekilecek olmasının yaratacağı güç boşluğunu Taliban şimdiden doldurmaya başladı.

Özellikle Ortadoğu'da ABD'den kaynaklanan boşluğun doldurulmasında Rusya'nın askeri ve Çin'in ekonomik hamleleri göz önünde bulundurulduğunda, Afganistan'da Çin'in diğer bölgelerden farklı olarak askeri alanda daha fazla inisiyatif alabileceği bunun yanı sıra ekonomik girişimlerini ve altyapı yatırımlarını hızlandıracağı öngörülebilir.

ABD, Afganistan'da 'hiper güç' olma rüştünü ispatlamak isterken Sovyetlerin 1979 yılında düştüğü hatayı tekrar etti.