Uzmanlar Cevaplıyor: Direniş Hareketi Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye Suikastı

7 Ekim’den itibaren Gazze’de süregelen çatışmalarda İsrail’in operasyonel kabiliyetlerini kullanarak benzeri saldırıları sıklıkla tatbik ettiği görülmekte. Bu çerçevede bölgesel ve uluslararası aktörlerden muhtemel tepkilerini, Hamas liderliğinin ve Filistin siyasetinin söz konusu suikastın ardından nasıl bir yön kazanacağını ve İsrail-Gazze savaşının olası seyrini konunun uzmanları değerlendirdi.

Devamı
Uzmanlar Cevaplıyor Direniş Hareketi Hamas ın Siyasi Büro Şefi İsmail
İran Büyük Bir Güvenlik Zafiyeti İçinde

İran Büyük Bir Güvenlik Zafiyeti İçinde

SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, NTV ekranlarında, İsrail’in İran’ın başkenti Tahran’da İsmail Heniyye’ye yönelik düzenlediği suikast üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun İdlib’te yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulundu.

Zirve gerçekleşti fakat İdlib için bir yol haritası çıkmadı. Rusya ve İran masaya bu amaçla oturmadığını zirve boyunca fazlasıyla belli etti.

4 milyona yakın nüfusu ve Türkiye’ye 130 kilometrelik sınırı ile Tahran’da gerçekleştirilen Suriye zirvesinin ana gündem maddesi olan İdlib’te tansiyon giderek yükseliyor. 100 bine yakın rejim karşıtı muhalifin kontrolünde olan İdlib’te artan gerilim, sivillerin güvenliğini ciddi anlamda tehdit ediyor. 7 yıldır süren ve kördüğüm haline gelen iç savaşta İdlib’in stratejik bir önemi var. Tüm dünyanın nefesini tutarak izlediği İdlib’teki son gelişmeleri SETA Strateji Araştırma Direktörü, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın’a sorduk.

HER ŞEY gözler önünde oldu. Üç devletin devlet başkanları İdlib konusunu canlı yayında müzakere etti..

İdlib Hamlesi

İDLİB Suriye Savaşı'nın son hamlelerinden biri gibi görünmesine rağmen, savaşın son aşaması olduğunu söylemek doğru olmaz..

Devamı
İdlib Hamlesi
Tahran Zirvesinden Ne Çıktı Ne Çıkmadı

Tahran Zirvesinden Ne Çıktı, Ne Çıkmadı?

Putin ve Ruhani ilk açıklamalarında İdlib'i doğrudan ilgilendiren meseleleri dile getirmediler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından sonra değindiler..

Devamı

İdlib'de yaşanacak bir savaş sonrasında bölgede oluşabilecek otorite boşluğunu Türkiye'yi hedef alacak terör örgütlerinin doldurması riski göz ardı edilecek türden değil.

Batılı ülkelerin İdlib’e yönelik ilgilerini açıklamak için gerçekten insani gerekçeler yeterli mi?

İdlib'in kaderi için bütün gözler Tahran'daki üçlü zirveye çevrilmişti. Erdoğan, Putin ve Ruhani'nin "zorlu" müzakerelerinden sonra 12 maddelik bir sonuç bildirgesi yayımlandı.

Suriye iç savaşının kritik aşamalarından biri olan İdlib son birkaç haftadır gündemin merkezinde yer alıyor.

Tahran'da bugün çok kritik bir üçlü zirve gerçekleşiyor. Erdoğan, Putin ve Ruhani hem İdlib'in hem de İdlib sonrası Suriye'nin geleceğini belirleyecek önemli müzakerelerde bulunuyorlar.

"Türkiye, Suriye'de saf tutmuyor" - Uluslararası Arap Akademisyenleri Derneği Onursal Başkanı Sımir Hafız: - "Suriye'de bulunan uluslararası aktörler, Türkiye'yi yanlarına çekmek istiyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından "Suriye Krizinde Yeni Safha İdlib" başlıklı panel düzenlendi.

Mevcut düzlemde askeri bir operasyonun ayak sesleri gittikçe yaklaşıyor. Soru bu operasyonun ne kadar kapsamlı olacağı ve kimlerin kime karşı mücadele edeceği sorusudur.

Tahran’daki zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib meselesinde Rusya ve İran’ın Astana ve Soçi süreçlerinde verdikleri sözlere aykırı davranıp Türkiye’nin güvenliğini de tehdit edecek sonuçlara yol açacak şekilde hareket etmelerinin bu üç ülke arasında son dönemde söz konusu olan yakınlaşmayı da riske edeceğini muhatapları Putin ve Ruhani’ye açık bir şekilde hissettirecektir.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Rusya’nın düzenlediği hava saldırısı hakkında değerlendirmede bulundu.

Eğer rejim ve Rus askeri müdahalesi sınırlı olmanın ötesine geçerek kapsamlı ve cezalandırıcı bir askeri saldırıya dönüşürse, o zaman iki büyük gelişmenin ortaya çıkması olasıdır. Bunlardan birincisi, ılımlı silahlı grupların Rusya ve Suriye rejimine karşı radikalleşmesi, ikincisi ise Rusya’ya daha fazla maliyet getirebilecek şekilde Türkiye’nin Astana sürecine yabancılaşmasıdır.