Talha Köse: “Türkiye ve Suud’un ilişkilerini geliştirmesi şu anda belki sahadaki durumu değiştirmiyor ama uzun vadede sarsıcı bir etkisi olabilir.”
Devamı
Suudi Arabistan izlediği yanlış politikalar ve aldığı ihmalkar tavırlar neticesinde iç istikrarın bile tehdit altında kaldığı bir noktaya geldi; potansiyel müttefikleriyle de ayrı düşerek müttefiksiz kaldı.
Bölgede artan gerginlik, dinsel temelli bir mezhep çatışması değil, İran’ın bölgesel stratejik hırsı ile Suudi Arabistan’ın siyasi korkularına dayalı siyasi bir çatışmadır.
Rusya'nın sivilleri bombalamasına ABD'nin gösterdiği cılız itiraz Suriye konusunda örtük olarak anlaştıkları tezini gittikçe güçlendiriyor.
Suriye muhalefetinin en büyük iki destekçisi Suudi Arabistan ile Türkiye olmadan Suriye'deki krizin çözüme kavuşturulma ihtimali oldukça zayıftır. Etkili bir duruş için de Ankara ile Riyad'ın birlikte hareket etmeleri çok önemlidir.
ABD Yönetimi olabildiğince açık bir dille muhalefete “Cenevre’de masa sizin yüzünüzden devrilirse muhalefete zırnık yardımın ulaşmasına müsaade etmem” diyerek “Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi” Steffan De Mistura’nın Moskova’da hazırladığı muhalefeti tasfiye planını kabul etmeye de icbar ediyor.
Devamı
İki büyük gücün ana stratejisi, kendileri havadan bombalarken karadan da Esed güçleri, Peşmerge, Şii milisler ve PYD DAİŞ'i çevreleyecek. Böylece DAİŞ'in bu saldırılar sonunda içe çökmesi beklenecek.
Devamı
Muhittin Ataman, Rusyanın sahaya inmesi üzerine Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkilerinin daha da önem kazandığını ve siyasi denklemde iki ülkenin yerlerini güçlendirmek için birbirlerine ihtiyacı bulunduğunu ifade etti.
Hasan ağabeyin ömrünce ne kadar doğru bir yerde durduğunu, şer cephesinin onun ölümünün ardından başlattığı kampanyaya bakınca daha iyi anlıyoruz.
Yaşananları bir mezhep çatışması veya savaşı olarak görmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Olan biten bir mezhep çatışması değil mezheplerin enstrüman olarak kullanıldığı çıkar, güç ve hakimiyet mücadelesidir.
Can Acun: Hem ekonomi anlamında hem de diğer siyasal faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda aynı anda 4-5 tane büyük cephede savaşabilmesi; bunları destekleyebilmesi İran adına mümkün değil. Bir yerde artık İranın geri çekilmeye başlayacağını görebiliriz.
Abdullah Yegin, Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerilen ilişkileri yorumladı.
İran- Suud rekabeti aslında benzer politikaların mücadelesi. Dışlayıcı bir İslam yorumu üzerinden petrol gelirleri ile kurulan transnasyonal ağların üstünlük arayışı.
Mezhepsel fay hatlarının harekete geçmesi ve bölgenin bu durum üzerinden kutuplaşmasının Türkiyenin istemediği bir durum olduğunun altını çizen Talha Köse: Ne İranı ne de Suudi Arabistanı böyle bir kutuplaşmadan vazgeçmeye Türkiye ikna edemedi. Amerikanın sessiz kalması ve kutuplaşmaya göz yumması (memnun olması) da durumu hızlandırdı.
Muhittin Ataman, Suudi Arabistan ve İran arasındaki rekabetin uzun süredir devam ettiğine ve farklı parametreleri bulunduğuna dikkat çekti.
Murat Yeşiltaş, İranın nükleer anlaşma sonrası Batıya entegre olma sürecinin sekteye uğratılmak istendiğini ve İranın Suriye ekseninde radikalize edilmek istendiğini vurguladı.
Abdullah Yegin: Suudi Arabistan, çok sert tepki vermesini öngörerek uluslararası sistem içerisinde İranın sert yüzünü, uluslararası sisteme hatırlatmayı da düşünmüş oldu.
Mezhep unsurunun bu görünürlüğüne rağmen mevcut gerilimi "mezhep savaşı" olarak yorumlamak, oldukça sorunlu ve tehlikeli bir yaklaşım.
Acaba olanlar gerçekten idam kararına öfkelenen halkın kendiliğinden gelişmiş bir tepkisi miydi yoksa planlanmış bir girişim miydi?
Ortadoğunun sürüklendiği kaos ortamını kendi nüfuzunu artırmak için bir fırsat olarak değerlendirmek isteyen İran Hizbullah modeli silahlı güçler oluşturulmasına destek vermiş Kasım Süleymani gibi figürleri cepheye sürmekten geri durmamıştır. Bu tavır, Suudi Arabistanın güvenlik kaygılarını artırmış ve aynı sertlikte cevap vermesine yol açmıştır.