Körfez Ülkelerinde Yaşanan Hareketlilikte Türkiye’nin Politikası Ne Olacak?

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Körfez ülkelerinde yaşanan hareketlilik karşısında Türkiye’nin politikasını değerlendirdi.

Devamı
Körfez Ülkelerinde Yaşanan Hareketlilikte Türkiye nin Politikası Ne Olacak
Batı DEAŞ'ı Var Eden Sebepleri Görmezden Geldi

Batı DEAŞ'ı Var Eden Sebepleri Görmezden Geldi

Başta ABD olmak üzere pek çok aktör, mücadelede önceliğin DEAŞ’ı yenmek olması gerektiğini ileri sürerek DEAŞ’ı var eden temel sebepleri ve örgütün Suriye ile Irak’ta gücünü pekiştirdiği elverişli zemini göz ardı etti.

Devamı

Bugün İran'ın Ortadoğu'daki etkisi bir nüfuzdan çok daha öteye geçmiştir. Son bir kaç yıl içinde Şii nüfusun silahlı milis kuvvetlere dönüşüne tanık olduk.

Körfez bölgesinde ve Ortadoğu’da artan gerginliğin bölgedeki hiçbir aktör açısından fayda getirmeyeceği unutulmamalıdır. Bu noktada Türkiye’nin artan tansiyonu düşürme ve taraflar arasında uzlaşı sağlanması konusunda önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır.

Ortaya koyulan çabanın, Suud’un dönüşmesi veya İran’la mücadeleyi aştığı ve bölgeyi topyekûn şekillendirme amacını taşıdığı aşikar. Zira Kuveyt ve Fas’ın arabuluculuk çabaları örselenip kutuplaşmanın derinleşmesi tercih edildi.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Suudi Arabistan’da yaşananlar çerçevesinde Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonunu değerlendirdi.

Ortadoğu'da İkinci Kaos Dalgası

ABD'nin ekonomik çıkarlarını korumak için yöneldiği agresif ve tutarsız politikalar belirsizliği yoğunlaştırıyor...

Devamı
Ortadoğu'da İkinci Kaos Dalgası
ABD Ve Suudi Prens Belirsizliğe Sürüklüyor

ABD Ve Suudi Prens Belirsizliğe Sürüklüyor

Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"

Devamı

Geçtiğimiz haftadan itibaren Suudi Arabistan’da yaşananlar uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı.

Anlaşıldığı kadarıyla Hariri doğrudan Suud kontrolünde bu davranışları sergiledi. Ama neden istifa ettiği meselesi oldukça karışık. Şayet Suudi Arabistan Lübnan'ı bir kapışma alanı olarak belirlediyse Başbakanı elinde tutmak fena olmazdı. Başbakan'ın istifası demek Lübnan'ın bir karmaşaya sürüklenmesi demektir.

Tutuklamalar ve infazlar devam ediyor. Bu esnada yapılacak pazarlıklar sayesinde biatlar garanti edilirse biat edenlere yeni pozisyonlar ve ekonomik kazançlar paylaştırılarak yeni düzene geçilmeye çalışılacak...

Yıllarca mezhep grupları arasında bir tür "mecburi koalisyon"la yönetilen bir ülke Lübnan. Bugün Lübnan yeni bir bölgesel yarılmanın ve çatışma ortamının zeminine dönüştürülmek üzere. İran ve S. Arabistan'ı karşı karşıya getirerek bölgede geçmiştekinden çok daha etkili bir Sünni-Şii çatışması zemini inşa edilmek isteniyor. Plan, İslam dünyasında yüzyıllara sari bir parçalanmanın altyapısını oluşturmak, husumet tohumları serpmek.

Bin Selman dağıttığı güç merkezlerini hızlıca yeniden toparlamaya çalışacak. Bu anlamda kullanabileceği stratejiler de belli. Rakip aile ve aktörleri kooptasyon, baskı ya da yeni iktidardan pay vererek biat almaya çalışacak.

SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse Suudi Arabistan’da yaşanan gelişmelerin bölgeye ve Türkiye’ye etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman, Suudi Arabistan’daki dönüşüm hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Türk-ABD ilişkilerinin kötü dönemlerinden birinden geçtiği konusunda herkes hemfikir. İkili ilişkilerin tarihinde iniş-çıkışlar olduğu biliniyor. Ancak küresel belirsizliklerin ve bölgesel çatışma ortamının derinleştiği bir dönemde Ankara-Washington hattındaki problemler farklı bir yapısal krize işaret ediyor.

Karşısında olan aktörlerin kimliğine takılmayın, İran da Ortadoğu’da İsrail kadar yıkıcı bir aktör. İran sınırları içerisinde kalmayıp vekillerine verdiği destek üzerinden bölgesel çatışmalar üretip, bu çatışmaların tarafı olunca doğal olarak çözülmesi gereken bir soruna dönüştü. Suudi Arabistan’a atılan İran yapımı füze veya İran’ın topladığı haydut milislerin Suriyelileri canından ve vatanından etmesi sorunun boyutlarını gösteriyor. İran kendi sınırları dışına taştığı oranda bölge için bir sorun olmaya devam edecek.

Irak'ta ayrılıkçı pan-Kürdist siyasetin zayıflamaması için çaba sarf ediyor, "Batı, Kürdistan hayalinden vazgeçmemeli" propagandasını canlı tutuyor.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş İran’ın yayılmacı politikası karşısında bölge ülkelerinin alacağı tedbirler hakkında değerlendirmede bulundu.

Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman, Suudi Arabistan’da yapılan gözaltılar hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın, Suudi Arabistan’da yaşanan siyasi hareketlilik hakkında değerlendirmede bulundu.