İnsani Kriz Değil, İnsanlık Krizi

Yaşanan sadece insani bir kriz değil, bir insanlık krizi. Bu bir bakıma modern Batılı insanlık tasavvurunun çöküşü.

Devamı
İnsani Kriz Değil İnsanlık Krizi
Sığınmacı İstihdamı Üzerine

Sığınmacı İstihdamı Üzerine

Sığınmacıların istihdam sorunlarını kalıcı olarak çözebilmek için onları bulundukları ülkelerde bir şekilde meşru iş piyasasına dâhil etmek gerekiyor.

Devamı

Avrupalı siyasetçiler her ne kadar Müslümanlarla değil cihatçı ve teröristlerle savaştıklarını söyleseler de, bu söylem ne yerel ne de küresel kamuoyunda yeterince etkili olamadı.

Hemen her gün sokaklarda görmeye alıştığımız Suriyelilerin aynı zamanda güvenlik tehdidi olarak algılanmaya başlaması toplumdaki Suriyeli karşıtlığını körükleme potansiyeline sahiptir.

1 Kasım seçimlerinin açık sonuçlarına rağmen Türkiye'nin geleceği üzerindeki mücadele gittikçe demokratik olgunluk çerçevesinin dışına taşıyor. Türkiye'nin ortak menfaatlerini tanımlamada muhalefet sıklıkla ideolojik şerhler koyuyor.

SETA’nın Washington ofisinin düzenlediği, "Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı – Türkiye’nin Dış Politikası” başlıklı programa katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin son yıllarda ekonomik alandaki başarısına ilişkin bir sunum gerçekleştirdi.

Rapor: Türk Basınında Suriyeli Sığınmacılar

Bu rapor Türkiye'de farklı toplumsal-ideolojik pozisyonlara karşılık gelen gazetelerde mülteci temsilinin nasıl olduğunu ortaya koyacaktır.

Devamı
Rapor Türk Basınında Suriyeli Sığınmacılar
AB Treninin Harekete Geçmesinin İtici Sebebi

AB Treninin Harekete Geçmesinin İtici Sebebi

Burhanettin Duran, Türkiye - Avrupa Birliği ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Fahrettin Altun: “Suriyeli mültecilerle ilgili olarak Türkiye eli en güçlü olan ülke çünkü taşın altına en fazla elini sokan ve çok ciddi anlamda elinden gelen bütün imkânları buraya hasreden bir ülke.”

Dış ilişkilerin karşılıklı bağımlılık dünyasında Suriye krizi, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir hareketlenmenin de müsebbibi oldu.

Vuku bulan herhangi bir gelişmenin, kendi gerçekliği içinde konuşulmasını engellemek bunlar için bir başarı kriteri. Ne var ki bu tutum iki şeye zarar veriyor: siyasete ve müzakere kültürüne.

ABD'deki kuruluşların davetlisi olarak Washington'a giden AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) hazırladığı ''Türkiye'nin Suriyeli Mültecileri'' başlıklı raporun tanıtıldığı etkinlikte konuştu. Sayın AFAD Başkanı, Türkiye'nin Suriyeli ve Iraklı kayıp bir neslin ortaya çıkmasını engellediğini ifade etti.

Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun 2 milyon civarı sığınmacı beraberlerinde sorunlarla gelirler. Ev sahibi ülke planladığı çok boyutlu stratejilerle bu sorunları minimize etmeye çalışır. Türkiye bu hususta zorunluluk ve tercihlerin arasında bir yol izledi.

Entegrasyon ve hukuki statü tartışmalarının gölgesinde, sürgünü savaşa tercih eden Suriyeli mültecilerin durumunu SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı Yavuz Güçtürk değerlendirdi.

Başbakan “şehir” kavramını konuşmalarında ve analizlerinde sık kullanır. Şehir insanının üzerine siner. İnsanı da içerisindeki ilişkiler bütününü de belirler, şekillendirir.

SETA analisti Yılmaz Ensaroğlu, Türkiye'nin, Suriyeli mülteciler konusunda yükü tek başına çekmemek adına, uluslararası iltica statüsü çerçevesinde kendi politikasını gözden geçirip uluslararası toplumu işin içine katması gerektiğine dikkat çekti.

Suriye toprakları Mart 2011'de başlayan ilk gösterileri takip eden aylarda bir iç savaşa sahne oldu. Akabinde ortaya çıkan Suriyeli mülteciler sorunu ise, bugün ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde büyük bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda.

SETA Ortadoğu Uzmanı Ufuk Ulutaş, Reyhanlı'daki saldırıların ardından NTV'de saldırıyı ve saldırıyla verilmek istenen mesajları değerlendirdi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı Ortadoğu Uzmanı Ufuk Ulutaş, TRT Türk'te yayınlanan Küresel Siyaset adlı programda Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin son durumunu değerlendirdi.

Medyanın sadece Hatay'a odaklanarak, Suriyeli sığınmacılara ev sahipliği yapan Kilis, Şanlıurfa, Gaziantep gibi illeri konu edinmemesi, hedefin doğrudan Hatay sosyolojisi olduğunu göstermektedir.