Perspektif: Dünya İnsani Zirvesi ve Küresel İnsani Yönetişimde Türkiye

Birleşmiş Milletler “Dünya İnsani Zirvesi”nin temel amaçları nelerdir? Alanında ilk kez düzenlenen zirveden beklentiler nelerdir? Türkiye’nin insani yardımlar alanında küresel konumu nedir?

Devamı
Perspektif Dünya İnsani Zirvesi ve Küresel İnsani Yönetişimde Türkiye
quot Suriyelilerin Vatandaşlığa Geçişi Türkiye İçin Fırsattır quot

"Suriyelilerin Vatandaşlığa Geçişi Türkiye İçin Fırsattır"

Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, Suriyeli sığınmacıların vatandaşlığa alınmasına yönelik çalışmalar konusunda, toplumun iyi aydınlatılması gerektiğini belirtti.

Devamı

Erdoğan, geri kabul konusunda Türkiye'ye muhtaç olan AB'nin Türkiye'yi terörle mücadele konusunda sıkıştırmasının kabul edilemezliğini vurguladı. Bu vurgular Türkiye- AB ilişkilerindeki gerginliğin açık tezahürleri.

"AB'den çıkalım" diyenler, Türkiye korkusu etrafında bir kampanya. Bu imal edilmiş korkunun sokaktaki karşılığını net olarak gören diğer Avrupalı yöneticiler Türkiye'yi dışarıda tutma kararlılıklarını artıracaklar.

Bu ülkenin kimin olduğu gayet açık! Ve bu ülkenin sahipleri Suriyeli mültecilerin uygun bir program ve esaslar çerçevesinde vatandaş olmasını istiyorlar. Sadece duygusal değil, akılcı bir perspektifle de istiyorlar.

Sosyal yardım sisteminin en baştan dönüşümü sağlanırken, yeni sistem için hem sosyal yardım anlayışındaki reformu, hem de uygulamaların etkinliğini gösteren yeni bir isimlendirme yapılması gerekiyor.

Suriyeli Mültecilere Vatandaşlık Verilmeli mi?

Esas olan, Türkiye'deki Suriyelilerin birer "yük" ve "yabancı" olarak değil, her şeyden önce "insan" olarak görülmesi ve kalıcı bir "imkân"a dönüştürülmesi için çaba sarf edilmesidir.

Devamı
Suriyeli Mültecilere Vatandaşlık Verilmeli mi
Suriyelilere Neden Vatandaşlık Verilmeli

Suriyelilere Neden Vatandaşlık Verilmeli?

Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Ekonomik kalkınmanın da, sosyal gelişmenin de önemli kaynağı, çeşitlilik. Göçmenler ise bu çeşitliliği fazlasıyla taşıyor.

Devamı

Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren her konuda karşımıza çıkan tipik tepkileri ‘Suriyelilere vatandaşlık’ meselesinde gözlemlemek mümkün.

Gönül isterdi ki muhalefet partilerimizin ufku ‘güzellik yarışması’ finalistlerinden hâllice olsun!

“3 milyon Suriyeli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mı olacak?” vehmiyle konuşmak sadece zaman kaybı. Yapılması gereken, Suriyelilerin “uyum sürecinin” başladığı kabul edilmeli ve uyum sürecine yönelik uygulama önerileri geliştirilmeli.

Tarihî, kültürel, dinî birçok ortak noktamızın bulunması nedeniyle Suriyelilerin Türkiye'ye entegrasyonu iyi bir planlamayla çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.

Ülkemizin geleceğine "zenginlik" katacak bir hususu 2013 sonrası derinleşen fay hatlarını patlatacak kibrit ateşine çevirmek isteyenlere karşı dikkatli olunmalı.

Vatandaşlık statüsü verilmesi durumunda bunun bir güvenlik sorunu haline dönüşeceği de sık sık dile getirilen bir iddia. Ama ekonomik anlamda ne getireceği bilinmediği gibi güvenlik anlamında da sonuçlarının neler olacağını kestirmek öyle çok kolay değil.

Sokak ortasında, Suriyeli mültecilere destek veriyor diye bir milletvekili bir İngiliz tarafından öldürülüyor. Ve bu kişi birçoklarınca kahramanlaştırılıyor.

İEL'de verdiğim AB'nin mülteci krizindeki politikaları ile ilgili konferans sırasında bu arkadaşlarla bizzat müşerref oldum. Marjinal gruplara üye aşırı siyasallaşmış azınlığın soruları, yabancı ve mülteci düşmanı söylemleri ise beni şoke etti.

Türkiye ile Almanya’nın mülteci meselesinde ortak çıkarları olsa da, ikili ilişkilere daha geniş bir çerçeveden bakıldığında birçok problem noktasının varlığı göze çarpmaktadır. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir.

Analizde, Türkiye Suriyeli çocuklara yönelik politika belgeleri ele alınmış, Türkiye’deki Suriyeli çocukların eğitimine ilişkin yaşanan sorunlar ortaya koyulmuş ve bu sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkışı ile Türkiye’nin, vize muafiyeti görüşmelerinde AB tarafından sergilenen yaklaşımdan ciddi anlamda rahatsız olduğu ve aldatılmak istemediği dile getirilmiş oldu.

Dikkat edilmesi gereken en önemli husus İslamofobinin bize Müslümanlar ve İslam'dan daha çok İslamofobik şahıslar hakkında bilgi verdiği gerçeğidir.

Asıl endişe vize muafiyeti çerçevesinde Avrupa'ya gidecek Kürtlerin terör tanımını gerekçe göstererek siyasi iltica talebinde bulunması.