Sokak ortasında, Suriyeli mültecilere destek veriyor diye bir milletvekili bir İngiliz tarafından öldürülüyor. Ve bu kişi birçoklarınca kahramanlaştırılıyor.
Devamı
İEL'de verdiğim AB'nin mülteci krizindeki politikaları ile ilgili konferans sırasında bu arkadaşlarla bizzat müşerref oldum. Marjinal gruplara üye aşırı siyasallaşmış azınlığın soruları, yabancı ve mülteci düşmanı söylemleri ise beni şoke etti.
Devamı
Türkiye ile Almanya’nın mülteci meselesinde ortak çıkarları olsa da, ikili ilişkilere daha geniş bir çerçeveden bakıldığında birçok problem noktasının varlığı göze çarpmaktadır. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkışı ile Türkiye’nin, vize muafiyeti görüşmelerinde AB tarafından sergilenen yaklaşımdan ciddi anlamda rahatsız olduğu ve aldatılmak istemediği dile getirilmiş oldu.
Asıl endişe vize muafiyeti çerçevesinde Avrupa'ya gidecek Kürtlerin terör tanımını gerekçe göstererek siyasi iltica talebinde bulunması.
Muhalifler dağınık, ekipman açısından zayıf. İmkânsızlıklar içerisinde imkânsızın peşindeler. Yine de var güçleriyle direneceklerdir, zira Halepsiz “devrim” yetim kalır.
Suriye iç savaşının başlamasından beri, Türkiye’nin bu ülkeye kendi silahlı güçleriyle doğrudan müdahalesi konusunda önemli bir dönüm noktasına gelmiş bulunuyoruz.
Devamı
Seküler elitlerin, Müslüman dünyada kolonizasyon sonrası süreçte uyguladıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, bu toplumlarda yerli bir ‘öteki’nin üretilmesinde doğrudan etken olmuştur.
Devamı
Suriyeli sığınmacılar, geri kabul anlaşması ve vize muafiyeti gibi başlıkların yanı sıra, Gümrük Birliği Anlaşması'nın geçen 20 yıllık dönemde zamanın gerisinde kaldığı göz ardı edilmemeli.
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus İslamofobinin bize Müslümanlar ve İslam'dan daha çok İslamofobik şahıslar hakkında bilgi verdiği gerçeğidir.
Yüksek gelirli pek çok ülkenin kaldığı insaniyet sınavında, acının büyük yükünü Türkiye ve birkaç bölge ülkesi sırtlanarak, bugünün dünyasına ve geleceğin tarihine insanlık dersi veriyor.
Müdahil olamadıkları gelişmeleri kendi çıkarlarına göre çarpıtmaya, kamuoyunu hızla belirli bir yöne kanalize etmeye çalışıyorlar.
Ülkelerindeki çatışmalardan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli mülteciler için çok odaklı entegrasyon politikaları uygulayan Türkiye, mültecilerin eğitim hayatının kesintiye uğramaması için de yoğun çaba sarf ediyor.
Hem ekonomik büyümede vitesin yükseltilmesi hem de büyümenin sürdürülebilir olması için, yurtiçi üretimin artırılması ve üretimin katma değerinin yükseltilmesi gerekiyor.
Suriye’de eğer tüm grupların bir arada yaşayacağı üst bir otorite tesis edilecekse bu, uluslararası aktörlerin kuracağı objektif bir koalisyonla tüm terör örgütlerinin temizlenmesi ve Esed’siz seçimlerin yapılarak halka fikir hakkı sunulmasıyla mümkün gözükmekte.
Batı’nın mültecilere kapılarını açmayarak bundan sonra ne yaparlarsa yapsın insanlık imtihanını kaybettiği bir zamanda, Türkiye yine insanlığı önceleyen bir teklifle Brüksel’e gitti.
Türkiye AB'nin "acil ihtiyaçlarını" kendi öncelikleri ile harmanlayarak "insan kaçakçılığını" düzenli bir "mülteci politikasına" çevirmeye çalışıyor.
Analizde, Türkiye Suriyeli çocuklara yönelik politika belgeleri ele alınmış, Türkiye’deki Suriyeli çocukların eğitimine ilişkin yaşanan sorunlar ortaya koyulmuş ve bu sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur.
Mülteci meselesini kriz haline getirenin Avrupa olduğu vurgulayan Enes Bayraklı: “İşin bir de sosyal maliyeti var. Esas Avrupa’yı korkutan şey, ekonomik maliyetinden çok sosyal maliyeti. Bu Avrupa’da özellikle 11 Eylül’den sonra oluşmuş islamofobik havayla ilgili bir durum.”
Çağatay Özdemir: “PYD’nin Suriye’de kendisine alan açmaya çalıştığı her saniye mülteci krizinin derinleşmesi ihtimali de yükseliyor.”
KİK'in kararı ve Suud'un artan ekonomik baskısı Lübnan hükümetini Hizbullah'ı sınırlandırmaya itebilir mi? Buna ihtimal vermek çok zor.