Bölgesel Statüko ve Mısır

Sisi cumhurbaşkanlığı sırasında idam kararlarını bir pazarlık unsuruna dönüştürmek istiyor. Ama meselenin tek boyutu bu değil. Aynı zamanda idamların gerçekleşmesini ve ağır bir cezanın verilmesini de istiyorlar.

Devamı
Bölgesel Statüko ve Mısır
ABD Kimin İpini Çekti

ABD Kimin İpini Çekti?

ABDİsrail himayesinde ve Körfez finansörlüğündeki Mısırlı p(m)aşalarla kanlı bir siyasi mühendislik hayata geçirilmişken aynı çevrelerin, Türkiye'de siyasi mühendislik çabası içerisine girmesi uçuk kaçık bir iddia değil.

Devamı

Suriye sınırından ihlallerin oldukça fazla olduğuna dikkat çeken Özkan, 23 Mart tarihinde düşürülen Suriye uçağı ile Türkiye'nin Angajman kurallarını ve müdahale hakkını kullanmak konusundaki ciddiyetine dair bir mesaj verildiğini belirtti.

Türk dış politikasının belki de daha önce hiç olmadığı kadar hem içeride hem de dışarıda polemik konusu yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz.

Niyet kötü olunca deli saçması efsane bitmiyor. Türkiye'nin son üç senesi de maalesef bu delilerin kuyuya attıkları taşları çıkarmakla geçiyor.

Amerika'nın gerilediği tartışmalarının yaşandığı bir dönemde, küresel liderlik iddiasını devam ettiren ama bunu farklı tanımlayan bir Obama yönetimiyle karşı karşıyayız.

Erdoğan'ın Mesajı Yeni mi?

Erdoğan, Kemalistlerin yüzleşemediği ve yüzleşemeyeceği sorunları gündemine aldıkça anlamsızlaşıyorlar. Türkiye normalleşme sancıları çekmeye devam ederken, onlar da anlamsızlaşma sancılarıyla meşgul olmaya devam edecekler.

Devamı
Erdoğan'ın Mesajı Yeni mi
Siyasal Doğruculuk ve Ciddiyetsizlik

Siyasal Doğruculuk ve Ciddiyetsizlik

Türkiye'nin normalleşme sancıları hitama erdirmesinin tek yolu da sahici bir siyasetten geçiyor. Halk sekiz seçimdir bunun mesajını açık bir şekilde veriyor. Sahici olana rağbet ediyor.

Devamı

Dış aktörler tarafından Türkiye'ye yönelik eleştirileri bir muhalefet dili olarak kullanmak, demokratikleşme meselesinden daha çok bir pozisyon savaşıdır.

Analizde, ABD Başkanlığında ikinci dönemini geçiren Barack Obama'nın kalan dönemde nasıl bir dış politika performansı sergileyeceği üzerine değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Analiz, Suriye krizini, bölgesel ve uluslararası aktörlerin Suriye perspektiflerini klişelerden uzak kalarak anlatmaya çalışacak, Suriye'deki insani krizden çıkış yolu için mütevazı önerilerde bulunacaktır.

Türkiye'nin Avrupa ile eleştirel entegrasyonu eski ve yeni batıcıların da zayıf aktör patolojisinden kurtulmalarını gerektiriyor.

Etrafımızda önemli seçimler yapılıyor: Avrupa Parlamentosu'nda aşırı-sağ ve euro-septiklerin yükselişe geçtiği seçimler, Mısır'da darbe tiyatrosunun son perdesi cumhurbaşkanlığı seçimleri.

Muhafazakar kesimin çoğunluğu, Gezi'deki Erdoğan karşıtlığını, Erdoğan'ın temsil ettiği İslami kimlik ile son 10 yılda yaşanan toplumsal dönüşümün reddiyesi olarak algıladı.

Yıl boyunca yayınladığı çalışmalar ve düzenlediği etkinliklerle Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri derinlemesine okumaya çalışan SETA, 2013 Yıllığı ile Yeni Türkiye sürecindeki bu uzun yılı kayıt altına alıyor.

Sisi'nin darbesiyle statükoya dönüş umuduna yatırım yapanlar, Esed'in hangi gayri meşru yolla olursa olsun varlığını sürdürmesini eski düzen adına beklemeye devam edecekler.

2009 Açılım süreci ve 2013 Çözüm süreci sırasında 'süreç çöktü kampının' oldukça etkin 'göründüklerini' kabul etmek gerekiyor. Neredeyse eskatolojik bir dünyanın içinden konuşan bu kamp, 2009 Açılım sürecindeki etkisine bugün sahip değil. 'Süreç çöktü kampı' büyük ölçüde PKK ve sol-liberal dünyanın içinden konuşmaktadır. Yani açılım ve çözüm süreçlerine kategorik olarak karşı olan Türk milliyetçisi veya Kemalist dünyaların itirazlarının gerekçeleriyle arasında ciddi mesafe olduğu farz edilmektedir.

12 Ağustos 2005 Diyarbakır konuşmasında "Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Bu sebeple 'Kürt sorunu ne olacak?' diyenlere diyorum ki, bu ülkenin başbakanı olarak, o sorun, herkesten önce benim sorunumdur" diye seslenen Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atmıştı. Retorik düzeyde bile sorunu tartışmanın, isimlendirmenin imkânsız olduğu uzun yılların ardından, ilk kez bir başbakan sorunla bu denli açık bir şekilde yüzleşiyordu.

Türkiye'de 2013 yılında yaşanan gelişmeleri sıraladığımızda, uzun bir listeyle karşılaşırız. Lakin listenin kabarıklığına rağmen 2013'ün en önemli gündem maddesini, Kürt Sorunu'nun barışçıl ve siyasal yollarla çözülmesini hedefleyen Çözüm Süreci'nin oluşturduğu aşikardır. Meselenin sivil inisiyatifle çözülmesini amaçlayan ilk hamle olmasa da, dört unsuru bir araya getirmesi, Çözüm Süreci'ni diğer girişimlerden farklı kılıp başarıya ulaşma potansiyelini artırıyor.

Uzun yıllar sonra ilk kez 2014'te farklı bir Nevruz'a şahitlik ettik. 2013 Nevruz'u Kürt meselesinde yol ayrımını açık bir şekilde ortaya koymuştu. Kürt meselesi asra yaklaşan arka planının yanında, yakın tarihimizde Kemalizm(ler)in var ettiği ve sürdürdüğü bir sorundu. Bu durum özellikle 1980'lerden 2000'lerin ortasına kadar Kürt meselesinde her açıdan statükonun yerleşmesini sağladı. Sorun neredeyse dokunulmaz haline geldi. Siyaseten müdahale etmenin toplumsal maliyeti yükseldikçe ortaya farklı ‘Kürt meselesi dünyaları' çıktı. PKK, sol-liberal ve Alevi elitler üzerinden ana ekseni Kemalizm mukallitliği olan bir Kürt meselesi dünyası inşa ederken; vesayet rejimi Kürt meselesi üzerinden hem Türk sorununa yatırım yaptı hem de ömrünü neredeyse yirmi yıl uzatmış oldu. Türk ve Kürt Kemalizm'ine oldukça konforlu bir dünya sunan kısır döngüye dur denileceğinin ilk işareti 2009'da Açılım süreciyle geldi. 2009 Açılım sürecinin başardığı en önemli şey Kürt meselesi ile siyasetin ve toplumun açık bir şekilde yüzleşmesini sağlamak oldu.

SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kadir Üstün, Suriye'de, ülkedeki iç savaş koşullarında gerçekleşen seçimin “sözde seçim” olduğunu ve meşruiyet açısından bir anlam ifade etmediğini belirtti.