İhvan'ın Düşüşü ve Nahda'nın Geleceği

İhvan'ın düşüşünün ilk ve en önemli kaybı Arap Baharı'nın demokrasi ve halkın iradesi söylemine getirdiği meşruiyetin örselenmesidir.

Devamı
İhvan'ın Düşüşü ve Nahda'nın Geleceği
MİT Operasyonunun Kaynağı Ne

MİT Operasyonunun Kaynağı Ne?

Erdoğan, Davutoğlu ve Fidan kendi işlerini yaparken kendilerine dayatılan parantezleri aştıkları için hedef seçiliyor. Bu sebepten yapılan operasyonlar Türkiye kamuoyu nezdinde ters tepiyor.

Devamı

Çözüm sürecinin 2013 Nevruzu ile fiilen başlamasıyla birlikte ilk aşamada en temel soru(n) "Öcalan'ın Nevruz mesajının" PKKBDP çizgisi tarafından taşınıp taşınamayacağı meselesiydi. Mart 2013'ün üzerinden altı ay geçmeden 'Öcalan sancısının' ne kadar derin olduğuna işaret eden bir çok sorun ortaya çıkmakta gecikmedi. Bugün geldiğiniz noktada, Öcalan'ın Nevruz'da verdiği yeni mesaja adapte olanlarla, mesajla açıktan yüzleşemeyenlerin geriliminden ortaya çıkan marazlara şahitlik ediyoruz. Bu hastalığın iki temel özelliği bulunuyor.

Devam eden çözüm süreci ile Suriye'de yaşanan son gelişmeler üstüne değerlendirmelerde bulunan SETA Siyaset Direktörü Hatem Ete, Suriye'de yaşananların çözüm sürecine yansımalarının olmamasının mümkün olmadığını ve PYD'nin PKK'dan ayrı düşünülemeyeceği belirtti.

Yıllarca Kürt sorununa dair müesses nizamın ezberlerinden birisi de "bölünme" fobisiyle yarışan "PKK'nın siyasallaşması" tehlikesiydi. Oldukça derin bir tehdit şeklinde dillere pelesenk olmuş "fobinin" tek sahibinin Kemalist dünya olmadığı bugün daha rahat anlaşılıyor. PKK, "siyasallaşmadan", düşmanı farz ettiği ama politik teolojisine öykündüğü Kemalizm kadar ürküyor. Karşımızda aşamaları olan barış süreci içinde, liderinin belli bir mutabakat üzerinden yürüdüğü yol haritasında ilk aşama olan "çekilme" safhasında olmadık provokasyonlar yapıp duran bir yapı var. Çekilme sürecinde bile tutarlı bir siyaset izleyemeyen PKK'nın "silahsızlanması" ve nihayet "siyasallaşması" mümkün mü? Ya da böyle bir kapasitesi ve kabiliyeti olacak mı?

Başbakan Erdoğan, beklenen demokratikleşme paketini hafta başında açıkladı. Paketin Türkiye'nin yüzyıllık siyasi ve toplumsal sorunlarının çözümü yönünde olumlu bir aşama olduğuna kuşku yok. Yeni Anayasa yazımının tıkandığı, çözüm sürecinin devam etse de aksadığı, Gezi eylemlerinin hükümet karşıtı cepheyi genişleterek sertleştirdiği, dışarıdaki gelişmelerin iç gerilimi tetiklediği, yakın zamanda sırasıyla gerçekleşecek yerel, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin siyasal gündemi kutuplaştırdığı bir ortamda açıklanan paket, AK Parti'nin hem karşılaştığı sorunları reform paketleriyle aşma eğilimini hem de yeni Türkiye'yi demokratik bir vizyon ekseninde inşa etme kararlılığını teyit etmesi açısından önemlidir. Böyle bir konjonktürde AK Parti hükümetinin güvenlik enstrümanlarından medet ummak yerine demokratik reform iradesini tahkim etmeye yönelmesi takdir edilmelidir.

Yerel ve Bölgesel Siyaset Bağlamında Erdoğan'ın Kosova Ziyareti

Başbakan Erdoğan'ın Kosova ziyareti, Kosova'da 3 Kasım tarihinde gerçekleşecek kritik yerel seçimlerin hemen öncesine denk gelmesi ayrı bir önem taşıyor.

Devamı
Yerel ve Bölgesel Siyaset Bağlamında Erdoğan'ın Kosova Ziyareti
Hayaletlerle Kuşatılmış Amerikan Dış Politikası

Hayaletlerle Kuşatılmış Amerikan Dış Politikası

Vietnam Savaşı hayalet ise Suriye konusunda kafa yoran Obama yönetimi için Irak savaşı bir cadılar bayramı etkisi yaratıyordu. Zira herkes bu savaşa nasıl gidildiğini en canlı haliyle hatırlıyordu.

Devamı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 18 Ekim'de 1 Ocak itibariyle üyelik süreleri sona erecek Azerbaycan, Guatemala, Fas, Pakistan ve Togo'nun yerine görev yapacak 5 ülke için oylamaya gitti ve oylama sonucunda Nijerya, Çad, Suudi Arabistan, Litvanya ve Şili BM Güvenlik Konseyi'nin iki yıllık geçici üyeliğine seçildi. Fakat BM tarihinde bir ilk yaşandı ve Suudi Arabistan, barış ve istikrarı sağlamada yetersiz kaldığı eleştirisiyle BMGK üyeliğini (henüz resmi bir adım atılmasa da) reddetti. Suudi Arabistan'ın, tarihinde ilk kez elde ettiği ve BM'nin yaptırım gücüne sahip tek siyasi organı olan Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini neden reddettiği ise çelişkili cevaplar içeriyor.

Suriye konusunda Türkiye'yle Amerika arasındaki makasın açılması ve Türkiye'nin Mısır darbesinde aldığı tavır, Türkiye'ye yönelik eleştirilerin artmasına sebep olan önemli etkenler olarak öne çıkıyor.

Üç aylık İngilizce hakemli dergi Insight Turkey'nin ‘2013 Güz' sayısı AK Parti'nin 10 yıllık iktidarını ekonomi, eğitim, Anayasa çalışmaları ve demokratikleşme bağlamında ele alıyor.

Dün gece (06 Kasım 2013) İsrail Sözcüsü Marc Regev, El Cezire mülâkatında barış konuşmalarındaki son gelişmelerle ilgili soruları cevaplandırırken özellikle Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Kerry ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasındaki toplantıya ilişkin sorulara muhatap oldu.

Böylesine kritik bir yer ve zamanda, son 2,5 senedir gerilen Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak için yapılan bu gezi potansiyel sonuçları açısından “tarihi” olarak nitelendirilebilecek bir gezi.

Mısır'da Devlet Başkanı Muhammed Mursi'yi devirmeyi planlayanlar, marjinalleştirilmiş ve yalnızlaştırılmış İhvan'ın yönetilebilir mukavemeti dışında ciddi bir direnişle karşılaşacaklarını hesap etmemişlerdi. Batı'nın yeşil ışığı ve Körfez'in 12 milyar dolarlık sponsorluğu ile ‘yeni devrim' diye sundukları darbeyi hayata geçirip ‘yol haritasını' uygulayacaklardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Darbe sonrası beklenmeyen ölçüde bir direnişin ortaya çıkması ve İhvan dışında geniş bir kesimin bu direnişin bir parçası olması tüm oyun planını bozdu. Ülke bir çatışma ortamına sürüklenirken, ekonomi de tam bir çöküş içine girdi.

Insight Turkey Editörü Prof. Dr. Talip Küçükcan ile derginin bugüne kadarki çalışmalarını, yakın zamanda yenilenen ekibini ve gelecek projeksiyonunu konuştuk…

Üst Düzey İşbirliği Konseyi,Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri hep söylenen çok boyutlu ortaklık seviyesine yükseltmek için çok faydalı bir platform görevi görüyor.

Diyarbakır ziyaretinde ortaya konan siyasal performans, Kürt hareketinin siyasal zemine ve Erdoğan'ın siyasal etkinliğine ilişkin erken şüphelerini izale edici bir etkiye yol açacaktır.

Batı, İran'ı yeniden kazanma çabasında; çünkü kontrol edilebilir bir İran Batı'nın bölgedeki en doğal müttefikidir.

Gülen Cemaati, 'hizmet hareketi' kalıbına sığdırılamayacak ölçüde siyasi bir özneye dönüşmüş durumda.

İran veya başka bir ülke, nükleer silahlar veya başka bir konu, daha geniş bir perspektifle ele alınmadığı sürece, bugün sağlanan anlaşmanın üç yıl önce Türkiye'nin gerçekleştirdiği Tahran Anlaşması'nın kaderini yaşamaması için açık bir güvence bulunmamaktadır.