ABD-Rusya Gerginliği Bölgeyi Nereye Sürüklüyor?

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Ortadoğu'daki gerginlik üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
ABD-Rusya Gerginliği Bölgeyi Nereye Sürüklüyor
Suriye Savaşı nın Son Evresi

Suriye Savaşı’nın Son Evresi

Suriye’de gidecek yol tükendi. Bütün önemli boşluklar doldu. En son Türkiye’nin de doğal nüfuz alanını doldurması sonucu sağlam bir denge ortaya çıktı.

Devamı

ABD’deki başkanlık seçimi döneminde, Washington'daki kurumların çatlakları arasından sızacak bilgilere ve önerilere kulak kesilmek gerekir.

ABD Türkiye’nin kendi kontrolünde Suriye’ye girmesini ve kendi hedefleri için savaşmasını istiyordu. Oysaki Türkiye bugün ABD’ye rağmen hareket ederek kendi hedeflerini önceleyeceğini göstermiş oldu.

"Müttefik devlet olarak Türkiye ile yerel partner olarak YPG" ikilemesi Türkiye'de kimseyi teskin etmiyor. Ne karar alıcıları ne kamuoyunu...

ABD’nin kaybettiği zemini yeniden kazanma adına PKK terör örgütünü destekleme yanlışına daha da sarılacağının işaretleri var.

Tayyip Erdoğan Değil mi O?

Erdoğan bir yandan küresel alanda terörizmle mücadeledeki yetersizliğe ve ikiyüzlülüğe dikkat çekerken, öte yandan savaştan kaçan mültecilere Batı ülkelerinin sorumsuzluğuna vurgu yaptı.

Devamı
Tayyip Erdoğan Değil mi O
Suriye'de Ateşkes Başarılı Oldu mu

Suriye'de Ateşkes Başarılı Oldu mu?

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Suriye'deki ateşkes üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Fırat Kalkanı'nın askeri boyutu tahminlerin ötesinde hızlı ve başarılı biçimde ilerliyor. Asıl zorluk ABD, Rusya ve AB'yi güvenli bölgeye ikna etmek için yapılacak diplomaside.

ABD'nin Ortadoğu siyasetine yön veren geleneksel kanadı, Suriye krizinin çözümünden değil, derinleşmesinden yana bir tavır takınıyor.

ABD’nin Esed güçlerini “kazayla” vurması, benim gibi “Amerika’nın Suriye’deki istihbarat kapasitesinin bir facia olduğunu” düşünen birisine bile inandırıcı gelmiyor.

Kerry-Lavrov mutabakatı Suriye’de kimin kazanacağına değil, kimlerin kaybetmesi gerektiğine dair varılan bir mutabakattır.

Türkiye'nin istekliliği, Suriye ve Irak'ın iç içe geçmiş olmasını fark etmesinden kaynaklanıyor.

Türkiye’nin yaptığı her şeye illa bir kulp bulunacağından mezkûr soru dünyanın en sofistike sorusuymuşçasına tedavüle sokuldu.

Fırat Kalkanı Suriye denklemini yeniden hareketlendiren ve kanaatimce siyasi süreci de hızlandıran bir etkide bulundu.

Gerçek şu ki YPG Fırat’ın doğusuna çekilmedi ve ABD “yardımı kesme” tehdidini ete kemiğe büründürmeden çekilmeyecek de…

Türkiye, maalesef ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası benzeri özerk kuruluşların, kendi faaliyet alanlarını, ülkenin genel gündeminden soyutlayarak çalıştığı bir anlayışı geçmişte tecrübe etti.

Türkiye, Hangzhou Zirvesi'nde de G20'ye zengin katkı sunmaya hazır...

CHP kendini yeni bir çıkmazda buldu: Erdoğan'ın siyasetinin genişleyen tabanına karşı koyamamak ya da sert muhalefet yaparak marjinalleşmek.

Türk ordusu ve ÖSO bileşenlerinin bundan sonra kat edeceği mesafe ve ortaya koyacağı performans, ABD’nin hem Suriye muhalefeti hem de PKK ile ilişkilerinin seyrini belirleyecek.

Her ne kadar G20 Zirvesi'nin gündemi ekonomi ağırlıklı olsa da son dönemde dünya gündemini meşgul eden konuların en başında güvenlik problemleri ve göç sorunu yer alıyor.