Suriye'de Muhalefet Ahlaki Açıdan Üstün Durumda

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye muhalefeti ile Esed rejimi arasında durdukları yer bakımından ahlaki olarak bir uçurum bulunduğuna ve muhalefetin ahlaki açıdan üstün olduğuna dikkat çekti.

Devamı
Suriye'de Muhalefet Ahlaki Açıdan Üstün Durumda
Mecbur Kalınan Bir Araya Geliş Toplantıları Cenevre 2

Mecbur Kalınan Bir Araya Geliş Toplantıları: Cenevre 2

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Cenevre 2 toplantılarının diplomatik prosedürler gerekli kıldığı için mecbur kalınan bir araya geliş toplantıları olduğunu belirtti.

Devamı

Cenevre 2'de uzun dönemli ucu açık bir takvimin belirlenmesi muhalefetin bölünmüşlüğünü artıracak ve El-Kaide ve türevlerinin faaliyetlerini artırmasına yol açacaktır.

SETA Ankara Genel Koordinatörü Taha Özhan, Suriye'de yaşanan sistematik işkence ve infaz görüntüleriyle birlikte savaş suçunun kanıtlandığını ve bu suçu işleyenlerin Suriye rejimi kadar uluslararası paydaşları olduğuna da dikkat çekti.

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye muhalefetinin Cenevre'de İran'ın bulunduğu ve savaş suçlarının söz konusu olduğu bir masada İran ile aynı karede yer almak istemediklerini belirtti.

Suriye, Mısır, İsrail gibi ülkelerle ilişkilere odaklanarak Türkiye'nin yalnızlaştığı tezi, Ortadoğu dışındaki yoğun diplomasiyi göz ardı ettiği için indirgemeci bir yaklaşımı temsil etmektedir.

Cenevre 2'den Ne Bekliyoruz?

Suriye'nin asli muhalefeti masaya Baas rejiminden daha güçlü oturmadığı müddetçe Suriye'de diplomasi yoluyla gerçek barış gelmez.

Devamı
Cenevre 2'den Ne Bekliyoruz
Cenevre-2 Suriye İçin Yeni Bir Umut mu

Cenevre-2 Suriye İçin Yeni Bir Umut mu?

Taraflar Cenevre-2'ye çok uzun süredir hazırlanıyor. Bu hazırlık sürecinde ortaya çıkan kitle imha silahlarının yok edilmesi, İran'ın uluslararası sistemle arasını yumuşatması gibi etkenler müzakerelerde farklı bir motivasyon oluşturabilir.

Devamı

Muhalefet birleştikçe güçleniyor ve yedi düvele karşı ilerleme kaydediyor. Rejim tarafı ise doğal olarak muhalefetin birleşmemesi için elinden geleni yapıyor.

Vietnam Savaşı hayalet ise Suriye konusunda kafa yoran Obama yönetimi için Irak savaşı bir cadılar bayramı etkisi yaratıyordu. Zira herkes bu savaşa nasıl gidildiğini en canlı haliyle hatırlıyordu.

Erdoğan, Davutoğlu ve Fidan kendi işlerini yaparken kendilerine dayatılan parantezleri aştıkları için hedef seçiliyor. Bu sebepten yapılan operasyonlar Türkiye kamuoyu nezdinde ters tepiyor.

Hakan Fidan üzerinden yaşanan saldırılar, Türkiye'nin toplamda güvenlik mimarisi ve tercihleri, sorun çözme metotlarında yaşadığı değişim ve dış politikada bağımsız kalma çabasıyla doğrudan alakalıdır.

İran'ın içeride ve bölgede karşı karşıya olduğu sorunlar, salt halkla ilişkiler kampanyasıyla çözülebilecek türden değil. Batı'nın İran algısı da sadece olumlu mesajlar ve gülen bir yüzle değişebilecekmiş gibi durmuyor.

Gülşah Neslihan Akkaya: Hiçbir Körfez ülkesinden Suriye'ye olası bir askeri müdahaleyi destekleyeceği yönünde resmi açıklama gelmemesine rağmen, Suriye muhalefetine en fazla silah yardımında bulunan Suudi Arabistan ve Katar'ın müdahaleye destek vereceği açık.

Geçilmedik kırmızı çizgi kalmamışken ABD'nin Suriye'de sessiz kalabilme konforu gittikçe daralıyor. Herşeye rağmen ABD'nin Suriye'de “rejimi düşürecek” bir askeri müdahale peşinde olmadığı da anlaşılıyor. Fakat, ABD'nin özellikle bu olaydan sonraki sessizliği ABD için iki ağır maliyet üretiyor.

Putin'in Esed'i varsa Amerika'nın da Sisi'si var. Rusya, Suriye'deki katliamlara 'terörle mücadele' derken, Amerika Mısır'daki darbeye en üst düzeyden 'demokrasinin restorasyonu' demekte.