Perspektif: Körfez İşbirliği Konseyi'nde Diplomatik Çatlak

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasında yaşanan diplomatik çatlağın temel sebebi nedir? Katar ile Müslüman Kardeşler ilişkisini nasıl anlamak gerekir? Katar dış politikası dönüşüyor mu?

Devamı
Perspektif Körfez İşbirliği Konseyi'nde Diplomatik Çatlak
Suriye Savaş Uçağının Düşürülme Nedeni

Suriye Savaş Uçağının Düşürülme Nedeni

SETA Ankara Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, Türkiye sınırını ihlal eden ve Türk F16'ları tarafından düşürülen Suriye'ye ait MIG-23 savaş uçağına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Gülen Grubu, bir kez daha, suç mahallinde, 7 Şubat ve 17 Aralık'ta olduğu gibi herkesten daha fanatik bir şekilde ses çıkarırken eşgali teşhis edildi.

Seçim sonuçları, "beyaz Türkler" açısından istenen sonucu ortaya çıkarmadığı durumda yine halkı bilinçsizlikle suçlayan değerlendirmeler medya ve sosyal ağlarda bolca dile getirilecektir. Ancak, netice ne olursa olsun, ortaya çıkan seçim sonucu, halkın irfanını ve tercihini yansıtacaktır.

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Başbakan Erdoğan'ın ‘balkon konuşması'nda uzatılacak zeytin dalını alacak bir el görünmediğini belirtti.

SETA Ankara Dış Politika Araştırmacısı Ufuk Ulutaş, Suriye'deki iç savaşı ve İstanbul'da toplanacak 3. Cenevre Konferansı'na dair değerlendirmelerde bulundu.

Bölgesel Statüko ve Mısır

Sisi cumhurbaşkanlığı sırasında idam kararlarını bir pazarlık unsuruna dönüştürmek istiyor. Ama meselenin tek boyutu bu değil. Aynı zamanda idamların gerçekleşmesini ve ağır bir cezanın verilmesini de istiyorlar.

Devamı
Bölgesel Statüko ve Mısır
Türkiye Angajman Kuralları Gereği Müdahale Hakkını Kullandı

Türkiye Angajman Kuralları Gereği Müdahale Hakkını Kullandı

Suriye sınırından ihlallerin oldukça fazla olduğuna dikkat çeken Özkan, 23 Mart tarihinde düşürülen Suriye uçağı ile Türkiye'nin Angajman kurallarını ve müdahale hakkını kullanmak konusundaki ciddiyetine dair bir mesaj verildiğini belirtti.

Devamı

Türk dış politikasının belki de daha önce hiç olmadığı kadar hem içeride hem de dışarıda polemik konusu yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz.

Niyet kötü olunca deli saçması efsane bitmiyor. Türkiye'nin son üç senesi de maalesef bu delilerin kuyuya attıkları taşları çıkarmakla geçiyor.

Amerika'nın gerilediği tartışmalarının yaşandığı bir dönemde, küresel liderlik iddiasını devam ettiren ama bunu farklı tanımlayan bir Obama yönetimiyle karşı karşıyayız.

Erdoğan, Kemalistlerin yüzleşemediği ve yüzleşemeyeceği sorunları gündemine aldıkça anlamsızlaşıyorlar. Türkiye normalleşme sancıları çekmeye devam ederken, onlar da anlamsızlaşma sancılarıyla meşgul olmaya devam edecekler.

Türkiye'nin normalleşme sancıları hitama erdirmesinin tek yolu da sahici bir siyasetten geçiyor. Halk sekiz seçimdir bunun mesajını açık bir şekilde veriyor. Sahici olana rağbet ediyor.

Dış aktörler tarafından Türkiye'ye yönelik eleştirileri bir muhalefet dili olarak kullanmak, demokratikleşme meselesinden daha çok bir pozisyon savaşıdır.

Analizde, ABD Başkanlığında ikinci dönemini geçiren Barack Obama'nın kalan dönemde nasıl bir dış politika performansı sergileyeceği üzerine değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Analiz, Suriye krizini, bölgesel ve uluslararası aktörlerin Suriye perspektiflerini klişelerden uzak kalarak anlatmaya çalışacak, Suriye'deki insani krizden çıkış yolu için mütevazı önerilerde bulunacaktır.

Türkiye'nin Avrupa ile eleştirel entegrasyonu eski ve yeni batıcıların da zayıf aktör patolojisinden kurtulmalarını gerektiriyor.

Etrafımızda önemli seçimler yapılıyor: Avrupa Parlamentosu'nda aşırı-sağ ve euro-septiklerin yükselişe geçtiği seçimler, Mısır'da darbe tiyatrosunun son perdesi cumhurbaşkanlığı seçimleri.

Muhafazakar kesimin çoğunluğu, Gezi'deki Erdoğan karşıtlığını, Erdoğan'ın temsil ettiği İslami kimlik ile son 10 yılda yaşanan toplumsal dönüşümün reddiyesi olarak algıladı.

Sisi'nin darbesiyle statükoya dönüş umuduna yatırım yapanlar, Esed'in hangi gayri meşru yolla olursa olsun varlığını sürdürmesini eski düzen adına beklemeye devam edecekler.

2009 Açılım süreci ve 2013 Çözüm süreci sırasında 'süreç çöktü kampının' oldukça etkin 'göründüklerini' kabul etmek gerekiyor. Neredeyse eskatolojik bir dünyanın içinden konuşan bu kamp, 2009 Açılım sürecindeki etkisine bugün sahip değil. 'Süreç çöktü kampı' büyük ölçüde PKK ve sol-liberal dünyanın içinden konuşmaktadır. Yani açılım ve çözüm süreçlerine kategorik olarak karşı olan Türk milliyetçisi veya Kemalist dünyaların itirazlarının gerekçeleriyle arasında ciddi mesafe olduğu farz edilmektedir.