Ufuk Ulutaş: Esed Rejimi, Mısır'daki Sessizlikten Güç Alıyor

Suriye'de Esed rejiminin, başkent Şam'ın Doğu Guta Banliyösü'nde gerçekleştiği iddia edilen kimyasal silahlı saldırıyı AA'na değerlendiren SETA Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, bu saldırının Lazkiye'deki çatışmaları ateşleyebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Devamı
Ufuk Ulutaş Esed Rejimi Mısır'daki Sessizlikten Güç Alıyor

Suriye'de Kimyasal Silah Kullanımı

Suriye'de Esed rejiminin, Şam'ın Doğu Guta Banliyösü'nü kimyasal silahla hedef almasını değerlendiren SETA DC Dış Politika Araştırmacısı Kılıç Buğra Kanat, Obama'nın tavır değişikliklerinin kimyasal silah konusundaki alanı flulaştırdığını belirtti.

Devamı

Suriye'de Esed rejiminin kimyasal silahla yaptığı katliama BM'nin sessizliğini değerlendiren SETA Başkanı Taha Özhan, katliamın sebebinin Mısır'daki katliamlara uluslararası sessizlik olduğuna dikkat çekti.

Normu ayaklar altına alanlara müdahale şöyle dursun caydırıcı bir strateji veya söylem dahi kullanmayan Amerika bundan sonrası için otoriter rejimlerin kimyasal silah kullanımının normalleşmeye başlayabileceği bir dönemin de temellerini atmış oldu.

Tunus, son yaşanan gelişmelerle istikrarsızlığa sürüklenme riskiyle karşı karşıya kaldı. Son aylarda tansiyonun iyice arttığı ülkede, anayasa çalışmaları iktidarda bulunan muhafazakârlar ile laik kesim arasında yeniden bir diyalog kuruluncaya kadar askıya alındı.

Geçilmedik kırmızı çizgi kalmamışken ABD'nin Suriye'de sessiz kalabilme konforu gittikçe daralıyor. Herşeye rağmen ABD'nin Suriye'de “rejimi düşürecek” bir askeri müdahale peşinde olmadığı da anlaşılıyor. Fakat, ABD'nin özellikle bu olaydan sonraki sessizliği ABD için iki ağır maliyet üretiyor.

Esed-Sisi Katliamları

Putin'in Esed'i varsa Amerika'nın da Sisi'si var. Rusya, Suriye'deki katliamlara 'terörle mücadele' derken, Amerika Mısır'daki darbeye en üst düzeyden 'demokrasinin restorasyonu' demekte.

Devamı
Esed-Sisi Katliamları

Operasyon İhtimali Güçleniyor

NTV'ye konuk olan SETA Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, kimyasal silah saldırısı sonrası Suriye'ye yapılacak muhtemel askeri müdahalenin iki anlama geleceğini belirtti.

Devamı

Kılıç Buğra Kanat: Muhtemel bir ABD saldırısı Suriye'deki iç savaşın sona ermesini sağlamayacak. Saldırının Esad'ın konvansiyonel güçlerine darbe vurarak muhalif güçlere bazı ciddi avantajlar sunacağı beklenebilir.

Gülşah Neslihan Akkaya: Hiçbir Körfez ülkesinden Suriye'ye olası bir askeri müdahaleyi destekleyeceği yönünde resmi açıklama gelmemesine rağmen, Suriye muhalefetine en fazla silah yardımında bulunan Suudi Arabistan ve Katar'ın müdahaleye destek vereceği açık.

Türkiye askeri müdahalede taraf olmanın psikolojik ve ahlaki sorunlarından fazla 'müdahale sonrası' yaşanacak gelişmelere odaklanmalıdır. Çünkü müdahaleye önderlik yapacak aktörler Türkiye'nin yüzleşmek zorunda olacağı güvenlik riskleriyle karşı karşıya değildir.

Şimdiye kadar eylemsizlik ve müdahaleden uzak durma temelli oluşan Amerika'nın Suriye politikası, kimyasal silah kullanımı sonrasında daha çok isteksiz bir müdahalecilik ve zoraki bir tepkisellik arasında seyrediyor.

Geçilmedik kırmızı çizgi bırakmayan Esed'in kimyasal silah kullanması sonrasında ABD ve diğer küresel güçlerin müdahaleyi tartışmaları, daha çok uluslararası sistemin meşruiyetini devam ettirme veya güçlendirme kaygısını yansıtmaktadır.

Suriye'ye yapılması düşünülen askeri operasyon üstüne değerlendirmelerde bulunan SETA Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Özkan, operasyonun gerçekleşeceğini ancak Türkiye'nin Suriye yönetimine bir mesaj verilmesinden çok, sonuç odaklı bir yaklaşım istediğini belirtti.

Suriye'ye yapılması düşünülen müdahalenin hazırlıkları sürerken, ABD'nin Ortadoğu politikasındaki kararsızlık ve bunun sonucu olarak bölgedeki son olaylara tepkisizliğini değerlendiren SETA Başkanı Taha Özhan, bu tutum nedeniyle Suriye'nin ABD'nin yeni krizi olduğunu söyledi.

Suriye'ye yapılması beklenen müdahale ile ilgili değerlendirmelerde bulunan SETA Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, operasyonun zamanını ve kapsamını Türkiye'nin belirlemesi gerektiğini söyledi.

Dünyanın genel bir karmaşa içinde olduğunu ve lider sıkıntısı yaşadığını belirten SETA Başkanı Taha Özhan, uzun vadede pozitif bir yerde konumlanan Türkiye'nin bölgede rahatsızlık uyandırdığını belirtti.

ABD yönetimi, müdahalenin gerekliliğine kendisini inandırmış gibi görünse de ciddi endişelere de sahip. Çarşamba günü Senato ve Kongre'nin Dış İlişkiler Komiteleri'nde gerçekleşen Suriye tartışmalarına baktığımızda, ABD'nin müdahale konusunda endişeler taşıyan önemli bir kesiminin olduğu anlaşılıyor.

Sykes-Picot nöbeti ne kolay bir şekilde bırakılabilecek bir ‘mecburiyettir' ne de hiçbir şey değişmemiş gibi sürdürülebilecek bir ‘mahkumiyettir.'

SETA Siyaset Direktörü Hatem Ete, ODTÜ'de bir grup öğrencinin başörtülü öğrencilere yönelik tacizlerinin, Gezi olaylarının Türkiye'yi getirdiği siyasal iklimin bir örneği olduğunu belirtti.

Sakalı olan, tetiğe basarken “Allahu Ekber”diyen her Ortadoğulu'ya radikal, Selefi, terörist vs. sıfatlarını yapıştıran bir iç ve dış kamuoyu mevcut. Bu da Suriye'de savaşan gruplara yönelik bir kimlik tespiti yapmayı ve Suriye meselesinin genelini okumamızı zorlaştırıyor.