Türkiye’nin İnsafı, Avrupa’nın Hesabı Arasında Suriye

Uluslararası yardım kuruluşlarının tam manasıyla sessiz kaldığı Suriye'de yaşananlar karşısında, Türkiye tüm ülkelere örnek gösterilecek “uluslararası bir sosyal yardım politikası” uyguladı.

Devamı
Türkiye nin İnsafı Avrupa nın Hesabı Arasında Suriye
Bir Algı Operasyonunun Deşifresi

Bir Algı Operasyonunun Deşifresi

Haberin aktarım şekli, Rusya'nın Suriye politikasını meşrulaştırmak ve bu bağlamda Türkiye'yi bölgeden dışlamak için ürettiği propagandayla oldukça uyumlu.

Devamı

PYD, Esed rejimi, ABD ve Rusya ile taktik ilişkiler içerisine girerek Kuzey Suriye’de Arap ve Türkmenler’in yaşadığı bölgeleri de kontrol altına almaya çalışmaktadır.

Herkes Ortadoğu'nun eskisi gibi olmayacağını biliyor, derinden hissediyor. Stratejilerini ve ittifaklarını yeniden gözden geçiriyor.

Erdoğan, Türkiye'nin pozisyonu ile ilgili olarak da kritik cümleler sarf etti: "Irak'ta düşülen hataya Suriye'de düşmek istemiyorum.”

İran bölgede statükonun en büyük aktörü. Bu haliyle Mübarek’in veya Sisi’nin Mısır’ından, Kaddafi’nin Libya’sından, Ali Abdullah Salih’in Yemen’inden veya Bin Ali’nin Tunus’undan hiçbir farkı yok.

İnsani Kriz Değil, İnsanlık Krizi

Yaşanan sadece insani bir kriz değil, bir insanlık krizi. Bu bir bakıma modern Batılı insanlık tasavvurunun çöküşü.

Devamı
İnsani Kriz Değil İnsanlık Krizi
Suriye de Siyasi Çözüm Mümkün Değil

Suriye’de Siyasi Çözüm Mümkün Değil

Halep’le Türkiye’nin bağlantısının koptuğu anlarda Kerry, başka bir zeka küpü analizine başvuruyor ve ‘Şam ve Moskova, Suriye’de askeri çözüm arayışı içerisinde’ diyor. Bu muhteşem (!) analize bizim Anadolu insanının tabiriyle ‘Ha şunu bileydin!’ demek lazım.

Devamı

Rusya'nın sivilleri bombalamasına ABD'nin gösterdiği cılız itiraz Suriye konusunda örtük olarak anlaştıkları tezini gittikçe güçlendiriyor.

Sığınmacıların istihdam sorunlarını kalıcı olarak çözebilmek için onları bulundukları ülkelerde bir şekilde meşru iş piyasasına dâhil etmek gerekiyor.

Suriye'nin geleceğinin nasıl kurulacağı konusunun bir sahibi yok. BM ümit vermiyor zira ABD bu işi sonuca götürecek sağlamlıkta konuya yaklaşmıyor.

Avrupalı siyasetçiler her ne kadar Müslümanlarla değil cihatçı ve teröristlerle savaştıklarını söyleseler de, bu söylem ne yerel ne de küresel kamuoyunda yeterince etkili olamadı.

ABD Suriye’de açık bir şekilde Rusya ve İran’ın posta güvercinliğini yapıyor. Rusya ve İran’dan dinlediği orijinal (!) fikirleri Suriyeli muhaliflere satmakla meşgul.

PKK, Türkiye’deki çözüm sürecini Suriye iç savaşındaki gelişmeler üzerinden baskı altına alarak, çözüm süreci tekrar başlasa bile daha güçlü ve inisiyatifin kendi elinde olduğu bir durum ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Mısır halkı daha fazla demokrasi için çıktığı yolda Mübarek dönemine göre daha baskıcı bir rejimle karşı karşıya kaldı.

Suriye'nin geleceği konusunda önemli kararların alınması beklenen Cenevre görüşmeleri öncesinde Esed yönetimine destek veren Rusya-İran blokunun diğer aktörler gibi fikir ve politika ayrılığı içerisinde olmadığı görülüyor.

Suriye gibi yıpratma savaşları tarafların samimi bir müzakereye yaklaşması için pek teşvik edici sayılmaz. Taraflar her gün yıpranıyor olmasına rağmen, ani ve lehte bir dönüşüm beklentisine kapılmaktan kendilerini alamazlar.

Suriye muhalefetinin en büyük iki destekçisi Suudi Arabistan ile Türkiye olmadan Suriye'deki krizin çözüme kavuşturulma ihtimali oldukça zayıftır. Etkili bir duruş için de Ankara ile Riyad'ın birlikte hareket etmeleri çok önemlidir.

Batı blokunun bütün bu strateji değişikliğinin arka planında DAİŞ'in Irak ve Suriye'de artan etkinliği ve Avrupa'da artan terör saldırıları bulunmaktadır.

ABD Yönetimi olabildiğince açık bir dille muhalefete “Cenevre’de masa sizin yüzünüzden devrilirse muhalefete zırnık yardımın ulaşmasına müsaade etmem” diyerek “Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi” Steffan De Mistura’nın Moskova’da hazırladığı muhalefeti tasfiye planını kabul etmeye de icbar ediyor.

Birçok siyasi polemik, ideolojik suçlama ve tarafgirlik başkanlık taraftarlığı veya karşıtlığı kamplarına bölünecek. Uluslararası kamuoyundaki Türkiye algısı da kaçınılmaz şekilde bu tartışmayla irtibatlanacak.