Bağdadi’den Sonra DEAŞ

DEAŞ'ın lideri Bağdadi'nin öldürüldüğüne ilişkin gelen açıklamalar, lider tasfiyesinin örgüt üzerinde kısa ve orta vadede ne tür stratejik ve taktiksel etkiler meydana getirebileceği konusunun ele alınmasını gerekli kılıyor.

Devamı
Bağdadi den Sonra DEAŞ
Yeni Referans Noktası Yerli ve Milli Siyaset

Yeni Referans Noktası: Yerli ve Milli Siyaset

İktidar kanadı toplumla bağını koparacak elitleşmeye izin vermemelidir. Muhalefet kanadı ise kendi cephesinde dış müdahaleye göz kırpan siyasi marjinalleşmenin önüne geçmelidir.

Devamı

Millet olma duygusunun temeline 15 Temmuz sivil direnişini yerleştireceğiz. Hepimizin tek sığınağı olan ülkemizi gelecekte de her çeşit saldırıdan korumak için 15 Temmuz'u siyasi bilincimizin işaret taşı haline getirmek zorundayız.

2013'ten sonraki süreç bir yanıyla "darbe görünümlü işgal"e zemin hazırlamaktı. Gezi de onun içindi, 17-25 Aralık kumpası da, 6-8 Ekim ayaklanması da. PKK da bu amaç için işe koşulmuştu, DEAŞ da.

15 Temmuz, Türkiye'de toplumsal merkezin yeniden tanımlandığı radikal bir kırılmayı temsil etmektedir.

Bu analiz 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türk güvenlik güçlerinin terörle mücadeleye hazırlılık durumunu aydınlatmayı amaçlamaktadır.

Neydi? Parçala, Böl, Yönet!

Economist'e soracak olursanız bugünün Türkiye'sinde mülteci kampları "Alevi" bölgelerinde inşa edilmekteymiş. Ve pek tabii ki bu kamplarda Suriye'den gelen "Sünni"ler kalıyormuş! Alın size çatışma!

Devamı
Neydi Parçala Böl Yönet
Türk Emaneti Gözü Gibi Koruyandır

Türk, Emaneti Gözü Gibi Koruyandır

Türklük salt ırki bir ifade değildir. Türk, sağduyusuyla siyasi mühendislikleri bertaraf edendir. Türk, kendisine sığınanı koruma adına tüm imkanlarını seferber edendir.

Devamı

İnsanların bir şehirden, bir ülkeden bir kıtadan bir başkasına göçmesi oldukça olağan bir durum ve yüzyıllardır yapılagelen bir eylem. Hicret ise bambaşka bir şey.

Zirvenin, aktüelleşmiş politik konular yerine, yakın tarihe şekil veren ve önümüzdeki sürece etkileri olabilecek ‘taht oyunlarına’ sahne olduğu bir gerçek.

Tırlara ilişkin Türkiye ile ABD yönetimi arasındaki tartışmalar, diplomasinin kendine özgü soğuk atmosferi içinde konuşulup üstü örtülecek bir mesele olabilirdi. Ancak bu sefer durum farklı.

Eli taşın altında olan, kendi siyasetinden ve siyasi kariyerinden fazla Türkiye'yi düşünen aktörler CHP'nin içerisine düşmek üzere olduğu çukurun farkında.

Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkları bizzat CHP'nin de destek verdiği anayasa değişikliği ile kaldırılmış, teröre yardım ve yataklıktan yargılanan HDP'li vekiller ile kol kola yürümek zorunda kalıyor.

28 Şubat'ın başörtüsü yasağı ile 15 Temmuz darbe girişiminin davalarının görülmesindeki sıkıntıları aynı "adalet" paketi içinde karşılaştırmak ciddi bir yanılgıdır.

Gezi’den 15 Temmuz’a, ne kadar Türkiye’nin istikrarına göz dikmiş grup varsa arkalarında BAE’nin desteğini hissetti.

Trump yönetimini tahkim edebilmiş değil. Böyle olunca Trump'ın kendine has bir dış politika üretmesi imkânsız hale geliyor. Obama'nın sahneye sürdüğü siyaset değişmiyor.

Mısır’daki darbe yalnızca Mursi'nin yerine Sisi iktidarını tesis etmekle kalmadı, aynı zamanda bütün Ortadoğu'da yaşanan değişim rüzgarlarının tersine dönmesine zemin hazırladı.

Körfez bölgesi yaşanan krizle onarılması güç hasarlar almış, önceki yıllarda kapalı kapılar ardından devam eden gerginlikler ilk kez bu derece açık biçimde ortaya çıkmıştır.

Müslüman eğitim bilimci ve felsefeci Seyyid Muhammed Nakıb El-Attas “Eğitimin nihai amacı iyi bir insan yetiştirmektir” diyor. Peki amaç bu kadar açıkken yöntem nasıl olmalı?

Türkiye’nin Orta Doğu’daki başka bir bölgesel güçle kuracağı ittifak bütün bölgenin geleceğini belirleyebileceği gibi, Orta Doğu’nun dışına da taşıp küresel etkiler doğurabilecek bir girişim olacaktır.

Karşımızdaki bir yıpratma savaşıdır. Vekiller üzerinden yürütülen bir yıpratma savaşı. Tarafların savaş enerjisi tükenene kadar devam eder.