Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 36. sayısı çıktı.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş İdlib meselesi hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
Moskova’nın kontrollü gerginlik stratejisi, Türkiye’nin sahadaki askerlerini her zamankinden daha fazla riske atıyor. Tel Rıfat konusunda Türkiye’ye zaman zaman yeşil ışık, zaman zaman da hava sahasını kapatmak suretiyle kırmızı ışık yakan Moskova, Ankara’nın askeri sabrını da sürekli seyreltiyor.
SETA tarafından Suriye ekseninde yapılan güvenli bölge tartışmalarının incelendiği 'Suriye'de Oluşturulacak Güvenli Bölgede Taraflar ve Tutumlar' analizi yayımlandı.
Doğu Akdeniz’de ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerin yanında Türkiye, Mısır ve İsrail gibi bölgesel güçlerin bir parçasını oluşturduğu çetin bir rekabet söz konusu. Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi Avrupalı güçler de bu rekabetin bir parçası.
ABD, Irak işgalinden bu yana bölgede muhtelif suçlar işliyor ve ne getireceği meçhul politikalar izliyor. Son yıllarda ABD’nin (özellikle de Suriye’yle ilgili yaptığı tercihler) çok büyük ölçüde CENTCOM'un nüfuzu altında belirlendi ve tatbik edildi.
Suriye'nin kuzeyindeki olası güvenli bölge için Türkiye ve ABD arasında yapılan görüşmelerde iki ülke prensipte ilerleme kat etmesine rağmen, somut bir anlaşma zemininde uzlaşamadıkları anlaşılıyor.
Devamı
Türkiye'nin PYD'ye yönelik resmi söylemi de politikası da, krizin başladığı andan itibaren farklı düzlemlerde süreklilik arz etti. Geldiğimiz noktada PYD artık Türkiye'nin kırmızı çizgisi konumunda.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 35. sayısı çıktı.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu. Prof. Duran, 'Dünyadaki gelişmelerden dolayı Türkiye’nin uzun vadeli bir toparlanmaya, iktidarı ve muhalefetiyle ortak meselelerde bir uzlaşma bulmaya ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği 'Türkiye ittifakı'nı böyle anlıyorum' dedi.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Dünya Düzeni, 1989 yılından sonra farklı bir döneme girdi. Küreselleşme dönemi de denilen bu dönem de bugünlerde değişime uğradı ve ABD Liberal Demokrasi’den korumacı “ulus devlet” formuna evirilmeye başladı. Trump ile Orta Doğu’da İsrail merkezli Yeni Orta Doğu amaçlanıyor. İsrail, Suudi Arabistan ve BAE aynı safta buluşurken İran düşman ilan edildi. İran’a yönelik çok sert ambargolar ve yaptırımlar art arda gelmeye başladı. ABD’nin Orta Doğu ve İran planları, gerilimli Türk-ABD ilişkilerini SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran ile konuştuk..
Yüzbinlerce Suriyeliyi katleden Esed ile öylece anlaşarak 3,6 milyon Suriyeliyi yurtlarına gönderemezsiniz. Zorla insanları ölüme, işkenceye yollayamazsınız. Muhalefet Suriyeliler konusunda sorumlu bir tutum almak istiyorsa Türkiye'nin güvenli bölge kurma politikasını desteklemeli. Avrupa'nın aşırı sağcılarına öykünmekten vazgeçmeli.
Ankara ve Washington arasındaki farklılaşmanın Doğu Akdeniz dahil yeni alanlara sıçramakta olduğunu da görüyoruz. Ancak yine de asıl olan, gerilimlerin ciddi bir yol kazasına dönmesini engellemek ve olumlu iş birliği alanlarını çoğaltmak. Bu arada da diplomatik müzakereye devam etmek.
ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye Operasyonları Kıdemli Danışmanı emekli Albay Outzen, "Güvenli bölgenin doğru bir şekilde uygulanmasını sağlarsak YPG'yi sınırdan çıkaracağız ve ağır silahlar da çıkarılmış olacak." dedi.
Ruslar başta Avrupa olmak üzere tüm Batı'nın durumu kabul etmesini bekliyor. Avrupalılar ise özellikle Amerika'dan emin olamadıkları için pek etkili olmayan ama en iyi bildikleri insani yardım oyununu oynamaya devam ediyor.
2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte onuncu kitabına ulaştı.
Suriye'nin Azez ilçesinde kurulan 'Münbiç Siyasi Komitesinin' eski Başkanı Hasan Nifi, terör örgütü YPG/PKK'nın ilçede etnik çatışmayı teşvik etmeye çalıştığını söyledi.
Bu rapor belirtilen perspektif dahilinde diplomatik ve askeri girişimler sonrası Suriyelilerin güven içinde yaşamaya başladığı ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kontrolü altındaki bölgelerde Türkiye’nin kendi imkanlarıyla başlattığı yeniden yapılandırma faaliyetlerinin bölgesel huzura katkısını incelemektedir.
Analizde Suriye’de güvenli bölge tartışmalarının tarihi gelişimi, oluşturulacak güvenli bölgenin muhtemel kapsamı ile küresel ve bölgesel güçlerin konuya dair perspektifi tartışılmaktadır.