Analiz: Cemaatten Partiye Dönüşen Selefîlik

Analizde, 25 Ocak devrimiyle birlikte Mısır'da siyasi hayata atılan Selefîlerin devrim öncesi yapıları, fikirleri ve devrim sonrası kurdukları partiler ile siyasi tutum ve görüşleri üzerinde duruluyor.

Devamı
Suriye'de Birleştikçe Güçlenen Muhalefet

Suriye'de Birleştikçe Güçlenen Muhalefet

Muhalefet birleştikçe güçleniyor ve yedi düvele karşı ilerleme kaydediyor. Rejim tarafı ise doğal olarak muhalefetin birleşmemesi için elinden geleni yapıyor.

Devamı

Yemen'de farklı siyasi güçlerin anlaşarak ciddi yol aldığı yeni yönetimle ilgili çalışmaların yüzde 96'sının tamamlandığı bir dönemde, Hadramut bölgesini merkeze alan yeni bir bölünme hareketinin başlatılması tesadüf olabilir mi?

Gülen Cemaati'nin bürokrasideki gücüne dayanarak giriştiği operasyonel mühendislik yeni bir vesayet formunun gelişimine tekabül ettiği için Türkiye demokrasisini tehdit etmektedir.

Türkiye'de Gülen Grubu'nun sistematik olarak dillendirdiği Erdoğan-El-Kaide ilişkisi iftirasını, Afganistan'daki ABD zihniyetinden veya Suriye'deki Baas zihniyetinden ayırmak mümkün değil.

Karşımızda, suçluyu yakalamak yerine suçu daha sonra kendi müdahalesinde kullanabileceği bir kıvama gelinceye kadar araçsallaştırarak açıkça suç işleyen bir odak var.

Hedef Türkiye'nin Suriye'deki Pozisyonunu Daraltmak

17 Aralık Operasyonu'nun uluslararası boyutuna ilişkin yorumlarda bulunan SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Başbakan Erdoğan'ın şahsında Türkiye'nin radikal unsurlara destek veren bir ülke konumuna getirilmeye çalışıldığını belirtti.

Devamı
Hedef Türkiye'nin Suriye'deki Pozisyonunu Daraltmak
Cenevre-2 Suriye İçin Yeni Bir Umut mu

Cenevre-2 Suriye İçin Yeni Bir Umut mu?

Taraflar Cenevre-2'ye çok uzun süredir hazırlanıyor. Bu hazırlık sürecinde ortaya çıkan kitle imha silahlarının yok edilmesi, İran'ın uluslararası sistemle arasını yumuşatması gibi etkenler müzakerelerde farklı bir motivasyon oluşturabilir.

Devamı

Türkiye'nin kendi çıkarlarını önceleyen politikalarından rahatsız olan çevrelerin Türkiye'yi alışageldikleri sulara döndürmeye çalışmaları uluslararası sistemin güç politikasının doğası gereğidir.

Suriye, Mısır, İsrail gibi ülkelerle ilişkilere odaklanarak Türkiye'nin yalnızlaştığı tezi, Ortadoğu dışındaki yoğun diplomasiyi göz ardı ettiği için indirgemeci bir yaklaşımı temsil etmektedir.

Suriye'nin asli muhalefeti masaya Baas rejiminden daha güçlü oturmadığı müddetçe Suriye'de diplomasi yoluyla gerçek barış gelmez.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, 22 Ocak'ta gerçekleşecek Cenevre 2 Konferansı öncesi Suriye ve gündemdeki Gülen Cemaati merkezli son tartışmalarla ilgili olarak Sabah gazetesine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye muhalefetinin Cenevre'de İran'ın bulunduğu ve savaş suçlarının söz konusu olduğu bir masada İran ile aynı karede yer almak istemediklerini belirtti.

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye'de Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğrafların en büyük etkisinin Cenevre 2 görüşmelerine katılım üzerinden görüleceğini belirtti.

SETA Ankara Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Özkan, Suriye'de yaşanan iç savaşta gerçekleşen işkenceni fotoğraflarının Cenevre 2 görüşmelerinde sorunun çözümü için ciddi bir fırsat oluşturduğunu ve fotoğraflar ekseninde görüşmenin içeriğinin değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye rejimine karşı savaşan ve Özgür Suriye çatısı altında olmayan her grubun radikal ve terörle bağlantılı grup olarak lanse edildiğini ancak Suriye'de açık bir şekilde teröre bulaşanın öncelikle Baas rejimi olduğuna dikkat çekti.

SETA Ankara Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı Yavuz Güçtürk, Suriye'de isyanın başladığı ilk günlerde Esed rejiminin insan hakları ihlallerinin söz konusu olduğunu, ancak şu an ülkede yaşananların insanlığa karşı işlenen suç halini aldığına dikkat çekti.

SETA Ankara Genel Koordinatörü Taha Özhan, Suriye'de yaşanan sistematik işkence ve infaz görüntüleriyle birlikte savaş suçunun kanıtlandığını ve bu suçu işleyenlerin Suriye rejimi kadar uluslararası paydaşları olduğuna da dikkat çekti.

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Suriye'de yaşananları ortaya seren fotoğrafların, uluslararası kamuoyunun Suriye için ürettiği El Kaide ve kimyasal silah ezberlerini bozduğunu belirtti.

22. Kış Olimpiyat Oyunları, 6 – 23 Şubat tarihleri arasında Rusya'nın Soçi kentinde yapılacak. Rusya'nın en dezavantajlı bölgesi olarak kabul edilen Kuzey Kafkasya'nın kıyı bölgesinde yer alan Soçi, 2007'de olimpiyatlar için seçildi. Soçi Olimpiyatları, bu tarihten itibaren farklı argümanlarla protesto edilmeye başlandı. Bölgenin otokton (yerli) halkı olan Çerkesler, olimpiyat yapılacak bölgeyi soykırım toprağı olarak görüyorlar ve şehrin aday olarak açıklanmasından itibaren başlayan itirazları halen devam ediyor. Bugüne kadar hem Kafkasya'dan hem de farklı ülkelerde bulunan Çerkes diasporasından olimpiyatlara karşı boykot çağrısı yapıldı ve çeşitli protestolar düzenlendi. Bunun yanı sıra, çevre örgütleri olimpiyatlar için yürütülen inşa faaliyetlerinin bölgede geri dönüşü olmayan çevre tahribatına neden olduğunu öne sürerek olimpiyatlara ilişkin ciddi bir muhalefet sergilediler. UNESCO Kültür Mirası listesinde olan bölgede, ağaçların kesilmesi, toksik atıkların nehirlere dökülmesi gibi çevre hakkının ihlali niteliğinde olan faaliyetler, hem insanları hem de bölgede yaşayan diğer canlı türlerini tehdit ediyor. İnsan hakları örgütleri ve aktivistleri de Rusya'da devam eden insan hakları ihlallerine dikkat çekerek, olimpiyatların bu ihlallerin örtülmesine vesile olmaması gerektiğini belirtiyor ve bölgede uygulanan güvenlik politikalarının orada yaşayan insanların en temel haklarının ihlali anlamına geldiğinden bahisle endişelerini dile getiriyorlar. Bu muhalefet ve boykot çağrıları olimpiyatların iptali sonucunu doğurmasa da, uluslararası camiada Rusya'nın başını epeyce ağrıttı ve ağrıtmaya devam edecek gibi görünüyor.

Insight Turkey Editörü Talip Küçükcan, Suriye'de tarafların hepsinin kaybettiği bir senaryonun hâkim olduğunu, ancak muhalefetin güçlenmesi durumunda Mısır siyasetinin de bundan etkileneceğini belirtti.