Türkiye Küresel Tehdit Altında

Yanı başımızdaki ülkelerin teröre açık destekleri karşısında, koruma ve kollamanın ne düzeyde olduğunu çok açık bir şekilde gördük.

Devamı
Türkiye Küresel Tehdit Altında
Türkiye Hem Sahada Hem Masada Olunca

Türkiye Hem Sahada Hem Masada Olunca...

Trump yönetiminin PKK destekli bir Suriye politikası sürdürmesi söz konusu değil. Trump, DEAŞ'la mücadelede ise Türkiye dışında bölgede gerçek bir aktör olmadığını da öyle ya da böyle görmek zorunda.

Devamı

Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelesi başladığında; ABD piyasada yoktu, rejim DEAŞ fırsatını kullanmakla meşguldü, Rusya özellikle Kadirov’un adamları aracılığıyla DEAŞ’a Kuzey Kafkasya’dan takviye yapıyordu.

Verdikleri hükümlerin mantığını açıklamaya çalışmıyorlar. AK Parti karşıtlığıyla dış politika analizini birbirine karıştırıyorlar. Reçeteleri de dahice. Kurucu değerlerimize geri dönmemiz lazımmış.

Tüm olumsuz sürece rağmen, güçlü ekonomik yapı sayesinde simge projelerin hayata geçirildiği bir yıldı 2016.

Türkiye, Rusya ve İran arasındaki Halep mutabakatı Türkiye’nin dış politika kodlarında bundan sonra müstakil bir revizyonizm siyaseti mi izleyeceği yoksa mevcut parçalanma ve tehditler yüzünden dengeleyici ve statükocu rolüne geri mi döneceği konusuna dair ipuçları içeriyor.

İran Dış Politikası ve Ortadoğu’da Güç Mücadelesi

İran’ın son dönemdeki politikalarından ziyadesiyle rahatsız olan bölge siyasetinin önemli iki aktörü Suudi Arabistan ve Türkiye’nin, Tahran’ın bu dış politika aktivizmi karşısındaki işbirliğini sürdürmesi bir zorunluluk.

Devamı
İran Dış Politikası ve Ortadoğu da Güç Mücadelesi
Terör Kimin Neferi

Terör Kimin Neferi?

Rus Büyükelçisi’nin suikastı sonrası ABD’nin Rusya’dan FETÖ’nün terör örgütü olduğuna dair hukuki belge isteyip istemeyeceği belirsiz. Ancak ABD halihazırda bu terör örgütünün elebaşına ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.

Devamı

Türkiye ilk defa Suriye'de diplomasi ile askeri güç kullanımından sinerji çıkarabilecek bir vasatı yakaladı. İç kamuoyunun siyasi bilinci de bu gidişatın farkında.

Türkiye'yi "radikal cihatçı" örgütlerle bağlantılı göstermeye ve Rusya ile karşı karşıya getirmeye çalışan kurgu, Türkiye'nin Suriye'de oynamaya çalıştığı yeni rolleri de engellemek istemektedir.

Suikast üzerinden yazılacak her senaryo, farklı sahalarda istenilen sonucun üretilmesi için uygulama zemini bulabilecek.

Terör örgütlerinin ve arkasındaki güçlerin en önemli amacı, hedef aldıkları ülkede kaos oluşturmak, devlete karşı güveni sarsmak ve vatandaşlar arasında bölünmeye yol açmaktır.

Türkiye el-Bab operasyonuna odaklanmışken PYD Fırat'ın doğu kıyısına paralel bir biçimde güneyde Caber Kalesi'ne kadar indi. Muhtemelen bu bölgeden de Fırat'ın batısına geçmek isteyecektir.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın: Putin, Karlov suikastında fail olarak FETÖ’yü adres gösterdi. Bu suikastın FETÖ için kaçınılmaz sonuçları olacak. Rusya, tüm dünyada peşlerine düşecektir

Amerika'dan habersiz savaş olmadığı gibi Amerika'dan habersiz barış da yapılmıyordu. Dayton Anlaşması da Amerika'da imzalandı. Afganistan'ın kaderi de Irak'ın kaderi de Amerika'da belirlendi.

Aklı başında, vicdan sahibi herkes bu üzücü olayın Türkiye -Rusya ilişkilerini rayından çıkarmaya dönük bir girişim olduğu konusunda hemfikir.

Bu terörist eylemin arkasındaki kişiler sadece Türkiye-Rusya ilişkilerini hedef almamışlar, aynı zamanda “Trump’ı beklemeden” onun Rusya ve Orta Doğu politikasını da ipotek altına almayı amaçlamışlar.

Halep yıkıldı. İnsanlar katledildi. Hava bombardımanı yapıldı. Kimyasal silah zaten kullanıldı. Batı sessiz. Beyaz adamın sorumluluğu kimsenin aklına gelmedi.

Tutuklu bulunan üniformalı bir FETÖ’cü, Twitter’da aslında FETÖ’nün tırmandıracağı şiddet dalgasından bahsederken polisin kendi içinden eylemlere Nusracıların da destek vereceğini söylüyordu.

Varılan uzlaşma Astana sürecinin ilk adımı aslında. Netleştirilmesi gereken konular var: PKK, Hizbullah ve diğer Şii milislerin yeri, Nusra'nın hangi gruplardan oluştuğu ve garantörlüğün nasıl tanımlanacağı.

Türkiye, Suriye krizinin başladığı günden bu yana yürütülmeye çalışılan neredeyse tüm barış girişimlerinin parçası olmuş ve bunlarda aktif roller oynamıştır. Bu yönüyle Türkiye’nin yeni müzakere sürecinin de parçası ve garantörü olması önemlidir.