Soçi Zirvesi’ne Rağmen Suriye Barışının Önündeki Engeller

Soçi Zirvesi’yle birlikte Suriye’de barışa çok yaklaşıldığına dair yorumlar da arttı. Ancak hâlâ bu konuda ciddi engellerin varlığından bahsetmek gerekir.

Devamı
Soçi Zirvesi ne Rağmen Suriye Barışının Önündeki Engeller
Zirvedeki Uzlaşma Ve ABD'nin Tepkisi

Zirvedeki Uzlaşma Ve ABD'nin Tepkisi?

Üç ülkeyi "garantör" haline getiren bu uzlaşma Astana Süreci'nin somut bir başarısı... İç-dış muhalefeti ve her etnik-dini grubu kapsaması öngörülen Kongre, yeni anayasa, kurumların yapılandırılması ve adil-özgür seçimler gibi konuları belirleyecek.

Devamı

Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman, Soçi Zirvesi’nde alınan kararları değerlendirdi.

Putin'in Esed'le yaptığı görüşme, birlikte verdikleri fotoğraf Esed'in iplerini elinde tuttuğunu gözler önüne serdi. Bu tablo Esed'in Suriye'nin geleceğinde sahip olacağı rolün istim üstünde olduğuna işaret ediyor. Bu tablo bugün bazı İran gazetelerinde Putin'in Esed'i her an denklemden çıkarabileceğine dair yorumlara neden oldu. Bu sebepten dolayı ayaklanmaların başladığı 2011 yılı başından Esed'i bir kırmızı çizgi olarak gören İran'ın, Rusya ile karşı karşıya getirebileceği ihtimali de vurgulanmış.

Türkiye uzun süredir Suriye meselesinin siyasi çözümü için en büyük çaba sarf eden ülkelerin başında yer alıyor. Ve bunun için başta Rusya’yla müzakereler yürütüyor.

Soçi zirvesinde alınan kararların çatışmasızlık durumu üzerinde temellendiği görülüyor. Başka bir deyişle, çatışmasızlık artık verili bir durum olarak ele alınıyor.

Suriye için Çözüm Çabaları

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş Suriye hakkında düzenlenecek olan konferans hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Suriye için Çözüm Çabaları
Suriye de Çözüme Doğru

Suriye’de Çözüme Doğru

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Türkiye, Rusya ve İran’ın Suriye krizinin çözüm sürecinde gelinen son durum hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Rusya’nın PYD’ye yaklaşımının Türkiye ile ilişkilere etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Türkiye ve Rusya'nın güven esaslı yaklaşımları bölgede birçok alanda faydalı iş birliklerine kapı açabilir.

Bundan sonrası için önem arz eden soru şudur: ABD, PKK ve DEAŞ ile geliştirdiği çarpık ilişkilerle Türkiye başta olmak üzere tüm dünyaya terör ihracına devam mı edecektir yoksa Suriye krizinin başından beri kapıldığı stratejik hatalar zincirine PKK ile bağını kopararak bir son mu verecektir?

İç siyasette terörle mücadele ve devletin yeniden yapılandırılması gibi konularla uğraşan hükümet bir yandan da kendisini yakından ilgilendiren dış sorunları takip ediyor.

SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse, Suriye meselesinde Türkiye ve Rusya’nın attığı adımlar hakkında değerlendirmede bulundu.

Suriye ve Irak'ta "DEAŞ sonrası dönem"i konuşmaya başladık. Evet bölge önemli oranda DEAŞ'tan temizlendi...

Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"

Geçtiğimiz haftadan itibaren Suudi Arabistan’da yaşananlar uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı.

Afrin’de Rusya’nın desteği olmadan PYD’nin Türkiye destekli ÖSO güçlerine karşı dayanmasının mümkün olmadığını herkes bildiğine göre, Moskova’nın bu örgüte yönelik desteği Ankara’da PKK’ya ve onun Akdeniz’e uzanan bir koridor açmasına destek olarak görülüyor. Bu da Türkiye-Rusya ilişkilerinin daha da yakınlaşmasını engelleyecektir.

Suudi Arabistan'daki gelişmeler ne anlama geliyor?

Kuzey Irak Yönetimi tüm tavsiye, ikaz ve tehditlere rağmen 25 Eylül’de gitti referanduma. Olacaklara dair bir öngörü de vardı. Referandumdan sonra yaşananlar o ihtimaller dâhilinde olan şeyler mi, yoksa sürprizler de var mı?

Trump yönetimi Irak’ta Barzani’yle ve Suriye’de YPG’yle alabileceği yolun sınırlı olduğuna ve İran’a karşı geleneksel müttefikleriyle çalışması gerektiğine karar verirse, ABD politikalarının sahadaki etkin aktörleri desteklemekten geleneksel müttefik devletlerle çalışmaya doğru evrilmesini bekleyebiliriz.

Türkiye, yeni Bağdat- Erbil denklemindeki müzakerelerin ve olası uzlaşmaların kilit ülkesi durumunda.