CHP, Muharrem İnce ve İkinci Yol

Muharrem İnce’nin CHP genel başkanlığını isteme gerekçesi salt o koltuğa oturarak CHP’yi yönetmek değil de ülkeyi yönetmek ise bunun yolunun CHP’den geçmesinin çok zor olduğunu tarihi gerçekler göstermektedir. Bu yüzden İnce’nin CHP koltuğuna oturma konusunda ısrar etmek yerine ikinci bir yol arayışına girmesi daha rasyonel gibi görünmektedir.

Devamı
CHP Muharrem İnce ve İkinci Yol
Tek Adamlığın Baskıcılığın Böylesi

Tek Adamlığın Baskıcılığın Böylesi!

Batıcıların ellerinde iki önerme var. Bir, baskı. İki, maddi kalkınma...

Devamı

Türkiye kamuoyu batıdan esen bu “yalan rüzgârı”na her seferinde “yeni” muamelesi yapmayı sevse de, arşivler problemin neredeyse gazeteciliğin tarihiyle yaşıt olduğuna işaret ediyor.

Başı dik, alnı açık lakin bakışlarından bir hüzün var..

Türkiye konulu haberler gerçeklerden değil Batılı gazetecilerin zihinlerinde kodladıkları önyargılarından hareketle masa başında tasarlanmaktadır.

Gazeteci İsmet Berkan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi ve devletin yeniden yapılandırılmasını Kriter‘e değerlendirdi.

Erdoğan Erdoğan’dır; Ne Abdülhamit Ne Mustafa Kemal!

İktidarını demokratik seçimlerle konsolide eden Erdoğan Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin çöktüğü ve sınırların yeniden çizildiği bir bölgenin yakıcı sorunları ile uğraşıyor.

Devamı
Erdoğan Erdoğan dır Ne Abdülhamit Ne Mustafa Kemal
Modernleşme Atatürk ve Kemalizm

Modernleşme, Atatürk ve Kemalizm

Kemalizm'in siyasetin temel belirleyeni haline sokulması, modernleşme sürecinin dinamizmini kaybetmesine yol açmıştır.

Devamı

Filistin, Türkiye'de hükümetleri ve siyaseti aşan bir şekilde çoğunluğun üstünde ittifak ettiği nadir konulardan birisidir.

“1000 yıllık damar”la bağlantı kurup “100 yıllık parantez”i kapatma vizyonuna sahip olmak Erdoğan'ın özellikle ürettiği bir şey de değil, tersinden Erdoğan ve AK Parti'yi üreten bu topraklara mahsus merkezi bir olgu.

Son yıllarda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında yaşayan Türkiyeli akademisyen, sanatçı ve entelektüel bir kesimin giderek kronikleşen ve makul eleştiri düzeyini aşarak siyasi aktörlük sınırına dayanan yaklaşımlarıyla karşı karşıyayız.