28 Şubat Bin Yıl mı Sürecekti

DÜN, 28 Şubat müdahalesinin 12. yıldönümüydü. Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen, devlet-toplum dinamiklerini, bürokratik vesayetle millet iradesini, hukukun üstünlüğü ile hukuksuzluğu aynı cümle içinde kullanarak tartıştığımız her meseleyi, 28 Şubat süreciyle ilişkilendirmek zorunda kaldığımıza bakılırsa, Türkiye devleti ve toplumuyla bu sürecin yol açtığı tahribatla boğuşmaktan hala kurtulamadı.

Devamı

28 Şubat Süreci Devlet Aklında Bir Kırılmadır

Turuncu Dergisinin 28 Şubat Sürecinin yıldönümü dolayısıyla SETA Araştırmacısı Hatem Ete ile gerçekleştirdiği röportaj

Devamı

İddiaların aksine, Türk siyasal yaşamı içerisinde, 12 Eylül bir milat değildir. Bugün içinde yaşadığımız siyasal iklim de 12 Eylül rejiminin vaz ettiği ve öngördüğü bir iklim değildir. Olsa olsa, 27 Mayıs 1960’ta açılan parantez içinde, bürokratik vesayeti tahkim etmek için gelenekselleşen müdahaleler silsilesinde, önemli bir durağı temsil eder, o kadar.

CHP'nin, iki yıllık bir arayış sürecinden sonra, nihayet 28 Şubat'ın etkilerinden arınarak merkezsol bir partiye evrilmesi, 28 Şubat'ın son siyasal mirasının da sahneden çekilmesi anlamına gelecektir.

28 Şubat, ruhunu primitif batılılaşma sürecinden, adaletini tek parti döneminden, vesayetini 27 Mayıs'tan, zulmünü ise 12 Eylül'den alan kendi kendine kolonyalizm sürecidir.

28 Şubat sürecinin nedenlerini ve bugüne uzanan sonuçlarını doğruca anlamlandırabilmek için SETA araştırmacılarının dönemle ilgili değerlendirmelerini bir arada sunuyoruz.