Avusturya'nın, Ankara ile ilişkilerin düzeltilmesine yönelik irade beyanı, son dönemde Avrupa ülkeleri ile Türkiye ilişkilerinde tanık olunan yüksek gerilimli atmosferin giderek dağılmasının bir başka örneği.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın "2018’de Türkiye'nin Dış Politikasına Bakış" dosyasına verdiği röportaj:
Devamı
Bugün Türkiye, Avrupa’nın Soğuk Savaş sonrasında görmediği ölçekte ciddi bir güvenlik tehdidi altındadır.
Maalesef Kılıçdaroğlu yurtdışı güdümlü Erdoğan karşıtlığının yerli taşeronu olmayı liderlik zannediyor..
Biz kendi Suriye politikamızı uyguluyor, kendi imkanlarımız ile kendi çıkarımızı takip ediyoruz.
SETA Genel Koordinatörü Duran, Türk-Amerikan ilişkilerinin yeniden tanımlanması ve Ankara ile Washington arasında yeni iş birliği alanlarının acilen tespit edilmesi gerektiğini söyledi.
Vize krizinin bize gösterdiği en temel gerçeklik Washington'ın Türkiye'nin gerçekliğinden koptuğudur. Bunu da Erdoğan'a "kızarak, onu cezalandırmaya" çalışarak telafi etmeye çalışıyorlar.
Devamı
ABD-Türkiye ilişkileri elbette çok önemli ve gerilimin düşürülmesi gerekiyor. Fakat Washington’da bir çete ilişkileri zehirlemek için tam mesai çalışıyor.
Devamı
Bu çalışma tarihi çok eskiye dayanan, köklü Almanya-Türkiye ilişkilerini tüm boyutlarıyla analiz etmektedir.
Bugünlerde Soğuk Savaş'ın bitiminden sonra Washington-Ankara arasındaki en sorunlu dönemi yaşıyoruz.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Burhanettin Duran: Türkiye-ABD ilişkileri 2013’ten bu yana yoğunluğu artan bir türbülansa girdi. Doğrusu Erdoğan ve Trump, ilişkileri dar boğazdan çıkarmaya çabalıyor
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, son dönem ABD -Türkiye ilişkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Almanya AB içerisindeki konumunu Türkiye ile olan ikili ilişkilerinde bir kaldıraç olarak kullanmaktan çekinmeyen, ticareti bir silah olarak kullanan çok daha agresif bir çizgiye kaymış durumdadır.
Enes Bayraklı ‘ya göre Almanya ile ikinci raunt 2019 seçimleri ve bugün yaşadığımız gerginliği bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Türk-Alman ilişkilerinde 2013 yılından itibaren ortaya çıkan ve gün geçtikçe derinleşen krizin konjektürel değil yapısal bir soruna işaret ettiği artık ayan beyan ortada.
İki ülke arasındaki ilişkileri ve almanya'nın türkiye'nin en önemli meselelerinde takındığı tuhaf tavrı takip edenler açısından gerilimin bu seviyeye ulaşmasında garipsenecek bir durum yok.
ABD'nin Ortadoğu yol haritasında Türkiye'ye nasıl bir yer verdiğinin ipuçları bu görüşmede netleşecek. Anlaşılan, Ankara'nın Trump yönetimi ile arzu ettiği kapsamlı işbirliği arayışı beklenenden zor olacak.
Trump yönetimi, Obama yanlısı çevrelerin uzun süredir yürüttüğü Erdoğan karşıtı kampanyayı ciddiye almıyor. Yine de Ankara ile beyaz bir sayfa açmasının önünde birbiriyle ilişkili iki engel var.
Çin'de Putin, Erdoğan ve Şi Cinping arasında üçlü bir toplantı yapılacak. İçeriği bir yana, bu toplantının kendisi bile Türkiye'nin büyük güçler arasındaki rekabet alanında etkili bir aktör olarak yer aldığını gösteriyor.
Almanya son dönemde referandum meselesinde diplomatik nezaketi tamamen bir kenara bırakarak doğrudan taraf olmuş durumdadır.
Trump'a sunulan ihtiyatlı yaklaşım, ilişkilerde yeni bir sayfa açma teklifidir. Henüz deneme yanılma aşamasında olan bir siyasetçiye tanınan fırsattır.