Kime Ne Kadar Güveniyoruz?

Devlete güveniyor musunuz? Ya iş dünyasına? Peki, STK'lar kulağa daha güvenilir geliyor mu? Tabii bir de medya var… Topluma derinden nüfuz eden bu 4 yapı, işlerini sizce ne kadar düzgün yapıyor?

Devamı
Kime Ne Kadar Güveniyoruz
5 Soru Bayırbucak Savaşı

5 Soru: Bayırbucak Savaşı

Esed rejiminin Rusya’nın desteğiyle Bayırbucak’a saldırmasının ve bir Rus savaş uçağının sınır ihlali nedeniyle Türkiye tarafından düşürülmesinin ardından bölgedeki son durumla ilgili soruları SETA’dan Can Acun ve Bilgehan Öztürk cevapladı.

Devamı

2015 yılında G20'de dönem başkanı olan Türkiye, 15-16 Kasım'da Antalya'da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Resmi sözcüsü Yasir Ali tarafından dün kamuoyuna duyurulmuş olan Anayasa Beyannamesi ülkede tartışmalara ve tepkilere neden oldu.

Mısır CumhurbaÅŸkanı Muhammed Mursi, onlarca sorunla kaşıya bırakılmış olan ülkede yakıt, trafik, temizlik, ekmek ve güvenlik konularında, 100 gün içerisinde acil çözüm arayışına gireceÄŸini söylemiÅŸ ve bu problemlerin halli vaadinde bulunmuÅŸtu.

Yeni Libya’nın ÅŸekillenmesinde önemli kilometre taÅŸlarından biri olan 7 Temmuz seçimlerinde Libya halkı saÄŸduyu ile hareket ederek üzerine düÅŸen görevi yerine getirmiÅŸtir.

Yeni Anayasa Antalya'da DeÄŸerlendirildi

Uluslararası Antalya Üniversitesi ve SETA işbirliğinde Yeni Anayasa hakkında önemli bir sempozyum düzenlendi.

Devamı
Yeni Anayasa Antalya'da DeÄŸerlendirildi

Statükocu Sivillerin 4+4+4 İtirazı

EÄŸitim sistemini düzenleyen aktörün, asker ya da yargı yerine seçilmiÅŸ bir sivil irade olması, sistemin bundan sonra toplumsal talepler ekseninde yeniden yapılandırılması için bir baÅŸlangıçtır.

Devamı

28 Åžubat, ruhunu primitif batılılaÅŸma sürecinden, adaletini tek parti döneminden, vesayetini 27 Mayıs'tan, zulmünü ise 12 Eylül'den alan kendi kendine kolonyalizm sürecidir.

SETA’nın düzenlediÄŸi “Türkiye’nin Anayasa Birikiminden Yeni Anayasaya DoÄŸru” adlı panelde yeni anayasa süreci geniÅŸ çaplı olarak ele alındı.

Bugün artık toplumun büyük bir kesimi, bu Anayasa'yla devletin ve toplumun yol alamayacağını düşünüyor; bundan ötürü de, bir "anayasa değişikliği" değil, "yeni bir anayasa" talep ediyor.

Seçim öncesi Tunus'taki en bariz siyasi tablo,ülkenin siyasi bölünmüÅŸlüÄŸüydü.Bu tablo,onlarca parti listesinin yer aldığı oy pusulalarına da yansıdı.

Ä°stikrarı, halkın meÅŸru taleplerinin yerine getirilmesiyle iliÅŸkilendiren Türkiye, bu yönüyle bölgede bir paradigma kaymasına sebebiyet vermiÅŸtir.

28 Åžubat'ın hayal ettiÄŸi otoriter bir ülke yaratmayı baÅŸaran Zeynel Abidin bizim ulusalcıların en büyük kahramanı olmalıydı.

Kürt meselesi uzun zamandır dil meselesine indirgenmiş ve anadilde eğitim konusu yaygın biçimde tartışılırken böyle bir talihsiz ifade, tarih dışı olmaktan öteye geçemeyecektir.

BaÅŸbakan’ın yeni dönemde tarih yapan, öncü bir rol üstlenip toplumu üçüncü deÄŸiÅŸim projesine ikna etmesi gerekiyor. Türkiye siyasetinin en buhranlı dönemlerinden birinde kurulan ve toplumun deÄŸiÅŸim talebini siyasi bir projeye dönüÅŸtüren Adalet ve Kalkınma Partisi, girdiÄŸi dört seçimden birinci çıkarak kalıcı bir parti olup olmayacağı tartışmalarına net bir cevap verdi. Düzenin yeniden yapılandırılması arzusunu doÄŸru okuyan AK Parti, geçen sekiz yılda önce kendi tabanını, sonra ülkeyi önemli ölçüde deÄŸiÅŸtirdi/dönüÅŸtürdü. Adalet ve Kalkınma Partisi ANAP gibi bir dönem partisi olacağı öngörülerini boÅŸa çıkartarak Türkiye’nin ‘kadim partisi’ olma yolunda köklü adımlar attı. Bazı entelektüeller tarafından kuruluÅŸ sürecinde ‘bir konjonktür’ partisi olarak tarif edilen Adalet ve Kalkınma Partisi, bu öngörüleri boÅŸa çıkartarak Türkiye’nin ‘büyük partisi’ olma yolunda epey mesafe aldı. Partinin güçlü liderliÄŸi, kurumsallaÅŸma yolunda dezavantaj olarak görülse de ErdoÄŸan, bu dezavantajı avantaja dönüÅŸtürerek partisinin sahih ve kalıcı bir toplumsal harekete dönüÅŸmesini saÄŸladı ve bu dönemde ciddi bir AK Partililik kimliÄŸi inÅŸa etti. ErdoÄŸan ismi üzerine inÅŸa edilen AK Partililik kimliÄŸi her seçimde daha da pekiÅŸti ve siyasal bir hüviyet kazandı.

Referandum süreci Türkiye’deki siyasi yapıyı kökünden sarsacak dinamikleri harekete geçirdi.

DışiÅŸleri Bakanı Ahmet DavutoÄŸlu' nun Afganistan ziyareti bu ülkeyi yeniden gündemimize getirdi. Amerika ve uluslararası koalisyon geçtiÄŸimiz 8 yılda Afganistan'da vaat ettiklerini yerine getiremedi. Uluslararası medya, Afgan medyası, Afgan sokağı kıyasıya nerede yanlış yapıldığını tartışıyor.  

SÄ°YASAL sistemin normal iÅŸlediÄŸi dönemlerde, ordunun siyasetle iliÅŸkisi, siyaset-üstü kalmak ve siyasal eÄŸilimler arasında tarafsızlığını korumak ilkesine göre biçimlenir. Bu nedenle TSK’nın kurumsal geleneÄŸi, komuta kademesinin gündelik siyasete müdahil olma meÅŸruiyetini ara rejim süresi ile sınırlandırmıştır.

BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan ve AK Parti üst yönetiminin ilk dönem iktidarları süresince iletiÅŸim kurmakta en fazla zorlandığı kitle Alevi toplumuydu.

Kaba Güce Karşı Ä°nce Güç “Ä°nce güç” kavramını ilk olarak 1980’li yıllarda kullanan Harvard’ın Kennedy Hükümet Fakültesi dekanı Joseph Nye, uluslararası iliÅŸkilerde ekonomik ve askeri yığınak yapmanın ötesinde farklı güç biçimleri bulunduÄŸu düÅŸüncesinden hareket ediyor. Ä°stediÄŸiniz bir ÅŸeyi elde etmenin üç temel yolu var: Karşınızdakini kaba kuvvetinizle tehdit etmek ve gerekirse savaÅŸmak; karşınızdakini çeÅŸitli biçimlerde satın almak; ve “ince güç” kullanarak ikna etmek. Nye’a göre ince güç, “istediÄŸiniz bir ÅŸeyi, kaba güç kullanarak deÄŸil, baÅŸkalarının sizin hedeflerinizi kabul etmesini saÄŸlayarak elde etmeniz”dir. Bu, karşı tarafı inandırıcı argümanlar ve rasyonel politikalarla ikna ederek mümkündür. Burada inandırıcılık ve ikna kaabiliyeti temel güç unsurlarıdır. “Ä°nce güç” tabirini, Amerikanın dış politika alternatiflerini anlamak ve anlatmak için kullanan Nye, Amerika’nın inandırıcılık, ikna kaabiliyeti ve cazibesini kaybettiÄŸini, bunun maliyetinin ise hiç bir ekonomik göstergeyle ölçülemeyeceÄŸini düÅŸünüyor. Ona göre Amerika’nın soÄŸuk savaÅŸ dönemindeki baÅŸarısını devam ettirebilmesi, Afganistan ve Irak gibi yeni ülkeler iÅŸgal etmesine deÄŸil, kaybettiÄŸi ince gücünü yeniden kazanmasına baÄŸlı. Amerikan karşıtlığının küresel bir olgu haline geldiÄŸi bir dünyada Amerika’nın tercih edilen ve güvenilen bir siyasi güç olması artık mümkün deÄŸil. Amerikanın ince gücü, önemini her gün yitiriyor.