Rusya'nın ‘Bağlantı Politikası' ve Suriye Çıkmazı

Neresinden bakarsanız bakın Washington yönetiminin giderek karmaşıklaşan bir Suriye kriziyle karşı karşıya olduğu açık.

Devamı
Rusya'nın Bağlantı Politikası' ve Suriye Çıkmazı
Çok Şükür ki İç Savaşa Gitmiyoruz

Çok Şükür ki, İç Savaşa Gitmiyoruz!

Türkiye’de toplumsal ve siyasal olanda olup bitenlere sadece elitler ve öne çıkan olaylar üzerinden bakamayız. Bu resmin tamamını görmemek olur.

Devamı

Amerikalı anneler ağlamasın da Kürtlerin annesi ağlasın mı? Kürt çocuklar daha değersiz mi ki cephede ölüyor? PKK/PYD Türkiye’den topladıkları çocuk yaşta olan Kürtleri başkaları adına niye cepheye sürüyor?

Suriye krizi -sığınmacılar meselesi haricinde- Batı’nın fazlaca canını yakan bir konu değil.

Seçimin son haftasının temel iki meselesi var. Birincisi, Ankara saldırılarının yorumlanma ve anlamlandırılma biçimi. İkincisi ise, partilerin kendi seçmenini sandığa götürüp götürememe meselesi.

İntihar bombacılığını anlayabilmek için en az üç düzeyde değerlendirme yapmak gerekir. Bu üç düzeyin sadece ilk halkasını oluşturan intihar bombacısına bakmak bizi yanıltır.

AK Parti'nin 1 Kasım Sonrası Sorumlulukları

1 Kasım akşamı sandıktan tekrar parçalanmış bir meclis yapısı ve dolayısı ile bir koalisyon hükümeti çıktığını düşünelim.

Devamı
AK Parti'nin 1 Kasım Sonrası Sorumlulukları
Bir Casusluk Aracı Olarak İHA'lar

Bir Casusluk Aracı Olarak İHA'lar

Savaş uçaklarının hava sahası ihlalleri ile kıyaslandığında daha basit ve kısmen zararsız gibi gözüken İHA olayı, bunların kullanılma amaçları (casusluk, istihbarat, hedef tespit vs.) düşünüldüğünde ülkemize karşı en azından hasmane bir tutumu göstermesi açısından aynı derecede önemlidir.

Devamı

Seçim sonuçlarında beklenenin üzerinde değişim oldu. 7 Haziran seçimlerinde nasıl özel ve güçlü bir psikoloji oluşmuşsa, bu sefer de tersinden özel bir psikoloji oluştu.

Türkiye’yi kimlerin yöneteceğini artık büyük oranda seçimlerin sonucu belirliyor. İktidar olup muktedir olamama hali eskide kaldı.

Gerek DAEŞ’ın Türkiye içindeki faaliyetleri gerekse PYD’nin Suriye’de Fırat’ın Batı yakasına doğru etkinliğini genişletmeye yönelik hamleleri güvenlik bağlamında Türkiye’nin sinir uçlarına dokunan gelişmelerdir.

1 Kasım seçimini siyaset bilimi kavramlardan ziyade, psikoloji kavramları ile açıklamak daha mümkün.

Yaşadığımız dünyanın entelektüel değişimlerini anlamaya çalışıyorum. Farklı alanlarda okumalar yaparken, bazı fikirler farklı alanlarda yeniden ve yeniden karşıma çıkıyor.

Evet, 1 Kasım seçimlerinden sonra ülkenin bir uzlaşmaya ihtiyacı olduğu açık. Ancak bu uzlaşma AK Parti ile siyasete dışarıdan müdahale etmek isteyen gayrı meşru aktörler arasında olmamalı.

Paris saldırıları “dramatik siyasal olay” niteliğinde. Tam bir terör olayı. Olayın vahameti zihin dünyalarımızı sarsacak düzeyde.

Aralarındaki ilişkiyi güven, adalet, merhamet, şefkat, sevgi, fedakarlık, özveri, dostluk, arkadaşlık üzerinden tanımlayan eşlerin varlığı, aralarındaki ilişkiyi şiddet, dayak, taciz, adaletsizlik, sömürü üzerinden anlatanlar kadar gerçek.

Geçen hafta Rusya’ya ait bir yolcu uçağının Sina’da düşmesi ve sonrasında olayın sorumluluğunu IŞİD’in üstlenmesi ile tartışmalar yeni bir evreye girmiş oldu.

AK Parti’nin sorumluluğu muhalefetin makul kısmını da ikna ederek Türkiye için yeni bir anayasa yapıp toplumsal mutabakatı sağlamaktır.

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

Müslüman birey dini ile güçlü bir bağ kurduğunda, dini üzerinde bir anlama ve aydınlanma yaşadığında, yaşadığı ulus devlet düzenine yabancı hale gelebiliyor.

Duygu psikolojik açıklamaların merkezi kavramlarından biri olmaya başladı. “Mantık ve aklı esas alıp, duyguyu bastırma” yaklaşımını savunmak artık mümkün değil.