PKK Meselesinde Yeni Psikolojiler

PKK ile mücadele, PKK’nın şehirlerde “egemenlik” ve “özyönetim” kurma siyasetleri nedeniyle yeni bir aşamaya girdi. Daha önce ağırlıklı olarak kırsal alanda olan çatışmalar, şehir hayatını yoğun etkilemiyordu.

Devamı
PKK Meselesinde Yeni Psikolojiler
PKK'ya Karşı Kürt Öfkesi

PKK'ya Karşı Kürt Öfkesi

PKK eş zamanlı bazı imkanlar bulurken, aynı zamanda pozisyonlarını kaybediyor. O zaman iki değişim birlikte ele alınarak, toplam sonuca bakmak gerekir.

Devamı

AK Parti’nin mecliste 317 sandalye kazanmasının bir diğer açıdan, herhangi bir anayasa değişikliğini halk oylamasına sunmak için yeterli olan 330 sınırına ulaşamadığı anlamına geliyor.

İsrail ile ilişkilerde çatışmanın azaltılmasına yönelik adımlar Türkiye’nin Filistin davasına sırtını döneceğinin değil daha fazla sahip çıktığının göstergesidir.

Özellikle savunma ve güvenlikle ilgili kurum ve kuruluşların; uzun süreli istem dışı körlüğün içerisine düşmeleri halinde, bundan kaynaklanacak zafiyetin doğuracağı bedel çok daha ciddi ve hatta telafisi imkânsız olacaktır.

Siyasal ve sosyal hayatta birlikte yürümeye başlamış insanların zamanla farklılaşması ve yollarının ayrılması sık görülen bir durum. Birlikte başlanılan noktadan sonra köprünün altından çok su akıyor.

Siyasal Gerilimi Azaltmak Nasıl Mümkün Olur?

Türkiye’nin siyasal hayatındaki gerilimi azaltıp, inşa faaliyetine yönelmesi gerekiyor. İç mücadele için harcanan enerji ülkenin büyümesini engelliyor.

Devamı
Siyasal Gerilimi Azaltmak Nasıl Mümkün Olur
Kürtleri Sokağa Dökmek için Kürt Devleti Söylemi

Kürtleri Sokağa Dökmek için Kürt Devleti Söylemi

Kürtlerin ayaklanacağı beklentisi gerçekleşmeyen ve zor durumda kalan PKK, son kozu olarak Kürtlerin duygusallığına hitap eden “Kürt devleti söylemini” sahaya sürdü.

Devamı

Çatışmalar uzadıkça, PKK’nın istediği gibi sivil halk sokaklara dökülüp devletin güvenlik güçleri ile karşı karşıya kalır mı?

Anayasa Uzlaşma Komisyonu tecrübesi bize hangi yöntemlerle yeni anayasa hazırlanamayacağını göstermiştir.

Ortadoğu’da devam eden krizin temelinde bir mezhep görüntüsü bulunabilir ama temel neden bir iktidar boşluğundan kaynaklanmaktadır.

Ortadoğu’nun sürüklendiği kaos ortamını kendi nüfuzunu artırmak için bir fırsat olarak değerlendirmek isteyen İran “Hizbullah modeli” silahlı güçler oluşturulmasına destek vermiş Kasım Süleymani gibi figürleri cepheye sürmekten geri durmamıştır. Bu tavır, Suudi Arabistan’ın güvenlik kaygılarını artırmış ve aynı sertlikte cevap vermesine yol açmıştır.

Bir CIA Başkanı veya Savunma Bakanı’nın her sabah mesaiye köpeği Bravo ile birlikte gelmesi, öğlen aralarında gezintilere çıkması, Ladin operasyonunu planlarken bile onunla ilgilenmesi... Bunlar kulağa garip geliyor, değil mi? CIA’in web sitesine Bravo’nun ölümü üzerine yayınlanan habere bakıldığında; bunun kurumsal imajın bir parçasını oluşturduğu görülüyor.

Tüm topluma ait olması gereken bu devlet asabiyesi denetlenemez ise, belirli bir grup tarafından ele geçirildiğinde, diğerleri için tehdit hale gelmesi kaçınılmaz.

İster psikiyatri/psikoloji alanını, ister mimari alanı, isterse de siyasal sistemlerin karşılıklı incelenmesini ele alalım; hem evrenseli hem de yerele şartlara eş zamanlı dikkate almak zorunluluk gibi görünüyor. Bu sebeple Türkiye tipi başkanlık sistemi arayışı sahici bir mesele.

Muhalefet dış politikadaki ‘bataklık’ söyleminden, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarındaki ‘sultanlık’, ‘otoriterleşme’ söyleminden daha derinlikli ve geniş perspektifli yeni politikalar, teklifler ve projeler üretebilmelidir.

Önümüzdeki süreçte “Nasıl bir toplum? Nasıl bir başkanlık? ve Başkanlık nasıl savunulmalı?” sorularının giderek daha iç içe geçeceğini beklemek gerekir.

“Devrimci halk savaşı” çağrılarıyla şehirlerde halkı harekete geçiremeyen HDP ve PKK, bu olay sonrası şehirlerde protesto gösterileri yapma imkanı buldu.

Cihangir Türklerinin 7 Haziran seçimlerini esas etkileme gücü oy miktarlarından değil, HDP kampanyasını şekillendirmede yaptıkları etkiydi.

Siyaset kurumu hem içerden hem de dışarıdan bir çifte-kuşatma altında desek abartmış olmayız.

Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinin Akdeniz ve Ortadoğu’daki stratejik varlığını pekiştirmeyi ve genişletmeyi amaçlayan bir hamle olduğu açık.