Arap-Fars Şiiliğinin Rekabet Alanında Bir Aktör: Mukteda El Sadr

Sadr’ın lrak’ta kurucu bir aktör olup olmayacağını ise iki unsur belirleyecek gibi görünüyor: Sözü edilen Şii dünyasının kendi içindeki rekabetleri ve lrak üzerinde etkisi olan küresel ve bölgesel aktörlerin ittifak/mücadele denkleminde alacakları pozisyon.

Devamı
Avrupa yı Dolaşan Faşizm Hayaleti

Avrupa’yı Dolaşan Faşizm Hayaleti

Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı sonrasında inşa ettiği mülteci hakları, çok kültürlülük ve insan hakları gibi liberal değerlerin hepsi büyük bir sınamadan geçiyor.

Devamı

Eksen ve sektörlerde uygulanacak, verimi ve sonuç değeri yüksek tedbirler ekonomik büyümeyi, yani Türkiye'nin yüksek gelirli ekonomiler arasına girmesini belirleyecek.

AK Parti ekonominin, ekonomik düzenin ve iktisadi yapının seçilmiş bir kesimin çıkarına hizmet eden bir yapıdan çıkardı.

Uluslararası yardım kuruluşlarının tam manasıyla sessiz kaldığı Suriye'de yaşananlar karşısında, Türkiye tüm ülkelere örnek gösterilecek “uluslararası bir sosyal yardım politikası” uyguladı.

Doğu ve Güneydoğu'da şehirlerin artık farklı kodlarla tanımlanmasının zamanı geldi. Hükümetin yanı sıra tüm siyasi, sosyal ve ekonomik aktörler de bölgesel kodlamanın olumlu yönde değişmesi için elini taşın altına koymalı.

Doğu Ve Güneydoğu’da Yeni Dönem

Doğu ve Güneydoğu'da şehirlerin artık farklı kodlarla tanımlanmasının zamanı geldi. Hükümetin yanı sıra tüm siyasi, sosyal ve ekonomik aktörler de bölgesel kodlamanın olumlu yönde değişmesi için elini taşın altına koymalı.

Devamı
Doğu Ve Güneydoğu da Yeni Dönem
Sosyal Yardımlarda Yeni Sistem Arayışı

Sosyal Yardımlarda Yeni Sistem Arayışı

Sosyal yardım sisteminin en baştan dönüşümü sağlanırken, yeni sistem için hem sosyal yardım anlayışındaki reformu, hem de uygulamaların etkinliğini gösteren yeni bir isimlendirme yapılması gerekiyor.

Devamı

Yeni dönemde dağınık olan sosyal yardım ve hizmetlerin ortaklaştırılması, bu yardım ve hizmetlerden yararlanan kesimlerin ya da hedef kitlenin daraltılması, en önemlisi de bunların tek çatı altında toplanılması zorunlu hale geliyor.

Ülkelerindeki çatışmalardan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli mülteciler için çok odaklı entegrasyon politikaları uygulayan Türkiye, mültecilerin eğitim hayatının kesintiye uğramaması için de yoğun çaba sarf ediyor.

Uluslararası yardım kuruluşlarının tam manasıyla sessiz kaldığı Suriye'de yaşananlar karşısında, Türkiye tüm ülkelere örnek gösterilecek “uluslararası bir sosyal yardım politikası” uyguladı.

Sosyal yardımlar kısa veya orta vadede sosyal ve ekonomik yoksunluk yaşayan vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğu kadar, bu bireylerin nitelikli bir şekilde ekonomik ve sosyal yaşama katılımını da amaçlamalı.

Sığınmacıların istihdam sorunlarını kalıcı olarak çözebilmek için onları bulundukları ülkelerde bir şekilde meşru iş piyasasına dâhil etmek gerekiyor.

Türkiye ekonomisi 2002 öncesi ve sonrası olmak üzere birbirine taban tabana zıt iki ayrı dönem yaşadı.

Bu çalışma, Türkiye’nin 2002 öncesi ve sonrasına dair sosyal yardımlar alanında geçirdiği değişimi ve dönüşümü dünyadaki diğer sosyal yardım uygulamalarını da inceleyerek açıklamayı amaçlamaktadır.

Sosyal ve demokrat sözcükleri ayrı ayrı düşünüldüğünde, üzerinde geniş kitlelerin ittifak edebileceği bir sevimliliğe sahip görünüyor. Sosyal demokrat tamlamasında da belli bir sıcaklık olmasına rağmen, “müttefik kitle” biraz daralıyor. Tamlamayı, Türkiye'deki temsilcisi CHP özeline indirgeyerek kullandığımızda ise geniş kitle-lerde soru işaretleri beliriyor. Üstelik merkez sağda kendisini konumlandıran AK Parti'nin bile zaman zaman “herkesten daha sosyal-demokrat” olduğunu dile getirmesi sosyal ve demokrat kavramlarının yeniden sorgulanmasını gerektirebilir. Zira söylem düzeyinde ve hatta uygulamada AK Parti'nin CHP'den daha demokrat olduğu rahatlıkla söylenebilir; sosyallik mevzuunda ise Baykal'ın partisinin Kasımpaşalı Erdoğan'ınkinden ileride olduğunu iddia etmek zor. Bunun açıklığa kavuşması için en azından uygulamayı görmek zorunda olmamız bile, Sosyalist Enternasyonal'den dışlanan Baykal için yenilgi sayılmalı.

İngiltere'de on yıllık başbakanlık görevini bırakan Tony Blair'in öncülüğünü yaptığı "Üçüncü Yol" hareketi, geleneksel sağ-sol ayrımlarını aşmayı hedefliyordu. Avrupa sağının muhafazakâr ve geleneksel değerleri benimseyen; fakat ekonomik alanda bireyci ve sermaye yanlısı tavrına karşı Avrupa solunun gelenek karşıtı; fakat sosyal adaletçi ve müdahaleci politikaları arasında sıkışıp kalan Avrupa siyasetini bu darboğazdan kurtaracak bir açılımdı Üçüncü Yol. 

Vaat edilen sözlerin toplumda anlamlı olabilmesi için, vaatlerin finansal olarak da mutlaka bir karşılığının olması gerekir.

Siyasi partilerin ekonomi konusunda uygulayacakları politikalar değerlendirildiğinde ilginç tespitler ortaya çıkmaktadır.

Başta bizim ve piyasa katılımcılarının kesin olarak not artışı beklediği bir dönemde S&P'den gelen bu kötü haber yabancı yatırımcıların yatırım kararları verirken bir kez daha düşünmelerine neden olacaktır.