Batı'daki Erdoğan düşmanlığının kaynağında "Erdoğan'ın dik duruşu" var! Erdoğan, bu duruşundan taviz vermediği için Batı'da Erdoğan düşmanlığı artıyor.
Devamı
FETÖ'nün ifşa edilmesi uğraşının sansasyon yaratmak saikiyle değil, FETÖ'nün gerçek işleyişini açığa çıkarmak ve onunla yürütülecek mücadeleye katkı sağlayacak şekilde olması gerekiyor.
Devamı
PKK Türkiye'yi güneyden kuşatma ve içeriden bölme stratejisinin taşeronu olarak mesai harcadı. FETÖ, Türkiye'nin siyasi istikrarını ortadan kaldırmak ve devleti sömürgecilerin hizmetine sunmak için uğraştı.
Artık "Batı'daki Türkiye imajı" üzerinden Türkiye'yi dizayn etme imkanı kalmamıştır. Esas olan, "Batı'daki Türkiye imajı" değil, "Batı'nın kabul etmek zorunda olduğu Türkiye gerçeği"dir.
Türk toplumu uzun bir aradan sonra kendisiyle ve devletiyle ayrışmasına son vererek "kendine gelmiş" ve bir siyasi özne olarak tarih sahnesine yeniden çıkmıştır.
Türkiye'nin istiklal mücadelesi devam ediyor. Bu bilinçle halk sokakları, meydanları bırakmıyor. Bu ülkenin düşmanlarına fırsat vermeyeceğini gösteriyor.
Avrupalı liderler topu yine taca atarak sorumluluktan kaçmak suretiyle aşırı sağcı argümanları sahiplendiler ve böylelikle Avrupa kalesini çevreleyen surları tam da aşırı sağcı, İslamofobik çevrelerin çağrılarına uygun bir şekilde daha da güçlendirmiş oldular.
Devamı
Belli başlı liselerden ve onların ailelerinden başkaldırı ortamı inşa etmelerini bekleyenler kimler? Gezi'yi ve sonrasındaki paçozlukları planlayanlar kimlerse onlar.
Devamı
Alman Federal Meclisinin almış olduğu kararın Türkiye üzerinde kurmak istediği baskıya karşı dik durulmalı, diplomatik alanda gerekli tepkiler verilmeli, ancak bu meselenin Türkiye'nin ekonomik çıkarlarına zarar verecek boyutlara taşınmaması gereklidir.
Gezi kalkışmasından bu yana bu milletin karşısındaki şer ittifakı daha görünür bir hal aldı. Sureti haktan görünenler kendini gizleyemez oldu. Taşlar bir bakıma yerine oturdu.
Almanya'nın bu meseleyi gündeme getiriş biçimi ve zamanlaması, meseleyi bir siyasi manivela olarak kullanmak istediğinin kanıtıdır.
Seküler elitlerin, Müslüman dünyada kolonizasyon sonrası süreçte uyguladıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, bu toplumlarda yerli bir ‘öteki’nin üretilmesinde doğrudan etken olmuştur.
Bu kötülüklere muhatap olmamanın yolu, işbirlikçi unsurları tasfiye etmekten ve böylelikle gerçek siyasetin önünü açmaktan geçiyor.
Saldırı sonrasında PKK'ya güvenip "bahar edebiyatı" yapan ve PKK'ya "elverişli bir terör ortamı" sunmak için elinden geleni ardına koymayanlar ne yaptılar?
R. Tayyip Erdoğan'ın tasfiyesi, Türkiye'yi yeniden dizayn etmenin, yeni bağımlılık ilişkilerine icbar etmenin olmazsa olmaz şartı olarak görüldü.
Paralel devlet yapılanması ile mücadele bugün meşruiyeti tartışılmayan bir mücadele. Buna rağmen, çeşitli şekillerde zaafa uğratılmak istenen de bir mücadele.
Türkiye, Ali Mazrui'nin ifade ettiği şekliyle modern Afrika'yı etkileyen "yerel, İslami ve Batılı kodlar"ı veri kabul ederek bu coğrafyada etkili olmak istiyor.
Karşımızdaki terör örgütü ve onun patronu sömürgeciler için bizim izlediğimiz herhangi bir politika mesele değil. Bizim varlığımız mesele.
Hiç utanmadan, operasyonun olduğu akşam, "Türkiye'nin derdi YPG'ye saldırmak değil, DAİŞ'i korumak" diye propaganda yapıyorlar. Güvenlik gerekçesiyle atılan bir adımı "kültürel hınç"la izah etmeye çalışıyorlar.
Halep her an düşebilir. Uluslararası toplum bize bir kez daha işe yaramaz olduğunu gösterebilir.
Başkanlık sistemi tartışmalarını yürütürken, siyasal kültürün demokratik ve istikrarlı bir yapıyı ortaya çıkarabilecek yönüne yoğunlaşmalıyız.