Geçen Cuma, 15 Mart günü Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde iki camiye Cuma namazı sırasında silahlı saldırıda bulunuldu ve 50 Müslüman kardeşimiz hayatını kaybetti. 40'a yakın Müslüman da yaralandı. Ölenlere başsağlığı diler yaralılara Rabbimden acil şifalar dilerim.
Devamı
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın Yeni Zelanda’daki saldırı çerçevesinde terör olaylarında batının rolü hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
İslam ve Müslüman her bir taraftan saldırı altında. Hem içeriden hem dışarıdan.
İtalya’daki AB karşıtları, kendileriyle Avrupacılar arasındaki kavgayı İtalya ile Fransa arasında kavgaya dönüştürmeyi başardılar.
'Kürtler' konusu bağlamında Batı kamuoyunda Aralık ayının sonunda başlatılıp Ocak ayında devam ettirilmek suretiyle yeniden ısıtılan Türkiye kampanyası, aslında tanıdık özelliklere sahip.
Eğer Venezüella da Suudi Arabistan gibi Amerikan kontrolünde kalmayı kabullenseydi orada da pek bir sorun olmazdı. Petrolü satar, altını üretir, zenginliği de paylaşırdı.
Dünya, güçlü liderlere sahip ülkelerin uluslararası güç mücadelesinde öne çıktığı, liderlik krizi yaşayanların ise geride kaldığı bir dönem içerisinde..
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan Suriye sahasında Avrupa ekolünün varlığı hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
Önümüzdeki süreç Avrupa’nın önüne iki seçenek koymaktadır: Ya büyük güç haline gelip tekrardan dış kaynakları içeri akıtacak konuma ulaşmak ya da ekonomik daralmanın oluşturduğu baskı ortamında toplumsal ayaklanmaların tırmanmasıyla çok daha karanlık bir istikrarsızlık sürecine yuvarlanmak.
Trump yönetiminin, Ortadoğu'nun askeri bakımdan ağır sıklet aktörlerini bir tarafa bırakarak Suudi Arabistan ve BAE üzerinden bölgeyi şekillendirme çabası daha fazla kaos ve istikrarsızlık getirecek.
Alman İslam Konferansı nedir? IV. İslam Konferansı’nda yeni olan nedir? Konferansın hedefleri nelerdir? İslam Konferansı’na kimler katıldı ? Katılımcılar hangi kriterlere göre seçildi? Alman devletinin İslam Konferansı’ndaki rolü nedir? İslam konferansının başarılı olma şansı nedir?
Ortadoğu’da gerilim düşmek yerine sürekli artmaktadır. Bu artışı bölgede mayalanmakta olan değişim sancılarının sinyali olarak okumak da mümkündür. Ulus-devletlerin ve halklarının kendilerini hem askeri hem de politik-ekonomik açıdan güvende hissetmeleri her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. ABD, Çin, Rusya ve AB gibi bölge-ölçekli ya da kıta-ölçekli devletler-arası uluslararası sistem, diğer bölge devlet ve halklarını da benzer bir siyasi düzene geçme konusunda baskılamaktadır.
İdlib Ateşkesi, Dörtlü Zirve ve Kaşıkçı cinayetindeki politikası ile etkisini artıran Erdoğan ise Le Figaro'daki makalesinde dünya kamuoyuna önemli mesajlar verdi.
Türkiye'nin en önemli önceliği kendi sınırında uydu devletçikler kurulmasını engellemek olacak. Bu hedeften şaşmadığı müddetçe kim ne yaparsa yapsın başaramaz.
BM, ilk kurulduğu günden itibaren kritik tüm konularda işlevsizleşmiş ve sadece bir tek konuda, Kore müdahalesi dışında, hep yanlışlıkla işlemiş bir örgüt.
Film endüstrisini elinde bulundurmanın şımarıklığını olabildiğince kullanan ABD, sorun yaşadığı ülkelere yönelik, "Geceyarısı Ekspresi" gibi operasyonlar yapıyor.
Liberal hegemonyanın hüküm sürdüğü serbest ticaret ve işbirliği dönemi bitti..
Amerika iki dönemdir uluslararası sistemde istikrarı korumak gibi bir siyasetle ilgilenmiyor. Kendisinin merkezinde bulunduğu uluslararası düzeni korumak bir kenara onun yıkılması için uğraşıyor bile denebilir.
Türkiye’de siyaset temel olarak hangi çatışma hattı tarafından belirlenmektedir? Bu sorunun kritik derecede önemli olmasının sebebi, bu soruya verilen cevabın seçimin kazananını belirleyecek olması, daha da ileri boyutta ise tarihi bir asrı aşan, ulusal ve uluslararası boyutlarıyla ülkedeki iktidar ilişkilerini yeniden düzenleyecek olmasıdır.
İsrail lobisi Davos'taki One Minute olayından sonra gösterdiği tepkiye benzer bir tepki gösteriyor. Bu lobinin Batı medyasındaki uzantıları Erdoğan ve Türkiye aleyhine sürekli yayınlar yapıyorlar. Öyle görünüyor ki önümüzdeki dönemde bu yayınların şiddetini artıracaklar.
Prof. Dr. Ataman, "Siyasal düşüncemizi çok daha geniş bir noktaya taşımak zorundayız. Son zamanlarda tarihin en yoğun İslam ve Müslüman karşıtı algı kampanyası yürütülüyor. Bu sorunu halletmemiz gerekiyor." dedi.