AK Parti'nin 5. Olağan Kongresi öncesi yaşanan sıkıntılar ve Kongre ile ortaya çıkan tablo üzerinden partinin yeni bir evreye geçtiği tartışmaları yapıldı.
Devamı
Hayatta yan yana gelmesi mümkün görülmeyen, daha dün karşıt kamplarda yer alanların kurdukları yıkıcı işbirlikleri herkesin midesini bulandırıyor. Hele ki bu sentetik işbirlikleri bozulup da ortaya birçok pislik serildiğinde o zaman her şey çok daha ayan beyan oluyor.
Devamı
Yalan haberlerin gerçekleri kısa sürede ortaya çıkmasına rağmen aynı kesim tarafından benzer paylaşımların ısrarla yapılmaya devam etmesi, bu yöntemin, bilinçli şekilde tercih edildiğini göstermektedir. İlke, doğruluk, sorumluluk gibi gazeteciliğe ait temel prensipler göz ardı edilerek çamur at izi kalsın mantığı işletilmektedir.
Nebi Miş ve Yusuf Özkır terör örgütü PKK'nın artan saldırılarının arka planını, terörün iç ve dış dinamiklerini, şiddet-siyaset ilişkisini ve sosyal medya üzerinden yapılan manipülasyonları değerlendirdi.
1 Kasım seçimlerine gidiyorsak da 7 Haziran seçimlerinden temel bir ders almayı unutmayalım. Türkiye'nin kaderinde artık bütün siyasi aktörlerin sorumluluğu büyüdü.
Türkiye'nin yıllarca önünü kesen, ekonomiyi, siyaseti dar bir alana hapseden, halkın yanında değil statükonun yanında duran vesayet odakları yine sahnede.
Burhanettin Duran, Terör niye başladı? Kim başlattı? Bundaki suçlu kimdi? sorularını değil Kürt milliyetçileri ne istiyorlar? sorusunu merkeze alarak terör olaylarını değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Devamı
İçteki AK Parti muhaliflerinin söylemini "gönüllüce" tekrarlayan uluslararası çevrelerin ana derdi, AK Parti iktidarının Türkiye'ye uluslararası sistem içinde biçtiği rolle ilgili.
Devamı
Risk primi ve dolardaki hareketlilik bahane edilerek, ekonomiye bir şok dalgasının verilmesi girişimleri sahnede.
27 Mayıs darbesinden 12 Eylül darbesine, 28 Şubat darbesinden 27 Nisan e-muhtırasına ve Gezi Parkı eylemlerine kadar değişmeyen şeylerden birisi Hürriyet'in darbecilik geleneğidir.
2011'de Necdet Özel'in Genelkurmay Başkanı olması sonrası Türkiye siyasetinde ciddi değişikliklerin ve kırılma anlarının yaşandığına tanık olunmuştur.
Fanatizm kendi haklılığına duyulan iman halidir. Rakibini "makul" olanın dışına iten ve ahlaken mahkûm edenlerin muhitidir.
Kendini Erdoğan ve AK Parti karşıtı olarak konumlandıran çevreler, 7 Haziran seçimleri ile HDP üzerinden bir hava yakaladıklarını düşünüyorlardı.
AK Parti nezdinde 90'lara dönmek koalisyonların istikrarsız dünyası, ekonomik krizler ve bunlarla bağlantılı olarak terörün tavan yapması...
Son yıllarda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında yaşayan Türkiyeli akademisyen, sanatçı ve entelektüel bir kesimin giderek kronikleşen ve makul eleştiri düzeyini aşarak siyasi aktörlük sınırına dayanan yaklaşımlarıyla karşı karşıyayız.
Batı dünyasında kamu diplomasisi görevi üstlenen ve içte de reformcudemokrasi dilinin kurulmasına katkı sağlayan liberaller- solcular Gezi olayları ile saf değiştirdi.
Yalanla siyasal gerçeklik kurup, bunun üzerinden kitleleri ayaklandırmak veya siyasal mücadele vermek artık bir teorinin parçası.
Kimlik siyasetinin Türk siyasetini bu denli kutuplaştırmış olması, olası koalisyon seçeneklerinin müzakere zeminini de zayıflatmakta.