Lice üzerinden gündem bulan bütün gelişmeler, eninde sonunda gelip, silahlı unsurların Türkiye'deki mevcudiyetine dayanıyor.
Devamı
Gezi'nin üzerinden bir yıl geçtikten sonra, eylemlerin ürettiği sonuçlar ve sokak-siyaset ilişkisi üzerine serinkanlı bir tartışma yürütmeye ihtiyaç var.
Devamı
Erdoğan ve AK Parti, Türkiye'nin ve çözüm sürecinin sırat köprüsünden geçirildiği bir yılın geride kaldığı düşüncesiyle süreci hızlandıracak yeni bir aşamaya hazırlık yapıyor.
Rapor, Gezi Parkı eylemlerinin sosyolojik ve siyasal dinamiklerini geniş bir çerçevede ortaya koyuyor. Eylemcilerin amaç ve profilleri ile birlikte siyasi partilerin tutumunu da değerlendiren rapor, 3 aylık bir çalışma sonunda hazırlandı.
Çözüm sürecinin pozitif ve negatif gündemleri eşzamanlı olarak içermesi, Türkiye'nin siyasi takviminden kaynaklanıyor.
AK Parti'yi tartışmak Türkiye'yi ve geleceğini tartışmaktır. Bu yüzden kaçınılmazdır ve faydalıdır da. Sıkıntılı olan şey, AK Parti eleştirilerinin bir fasit dairede boğulup gitmesidir.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Gezi'nin hazır kitlesinin, hükümetin tökezlediği ya da muhalefetin tekrar sokağa çıkabileceği her ihtimalde kullanıldığına vurguda bulunarak, “Gezi artık her bir siyasi aktörün kendi çıkarı için kullandığı bir yapıya dönüştü.” dedi.
Devamı
Gezi olaylarının meşruiyet, temsil ve taleplerinin aşırılığı gibi sorunları vardı.
Devamı
Muhafazakar kesimin çoğunluğu, Gezi'deki Erdoğan karşıtlığını, Erdoğan'ın temsil ettiği İslami kimlik ile son 10 yılda yaşanan toplumsal dönüşümün reddiyesi olarak algıladı.
Son yıllarda daha sık görmeye başladığımız sokak hareketleri niçin devrimci neticeler doğurmak yerine kaosu ya da statükoyu derinleştirecek bir araca dönüşüyor?
Toplum ve siyaset Soma'da ortaya koyduğu tutumla acıya saygı üzerinden özlenen bir dayanışma örneği mi gösterdi, yoksa acıların bile Türkiye'yi birleştiremediğini mi ortaya koydu?
HDP'nin ideolojik bir körlük yaşayarak kendi gündemini halka dayatmasının yan etkileri, kendini önümüzdeki seçimlerde hissettirmeye başlayacaktır.
Türkiye daha güçlü bir ülke olsaydı, kimse bu tür çalışmaların iç siyaset açısından önemli sonuçlar doğurabilecek birtakım gelişmelerin işareti olduğu “beklentisi” ya da “endişesine” kapılmazdı.
Hükümetin paralel yapı ile mücadelesi devam ettikçe Hareketin yeni Batıcılığı daha da güçlenecek gibi.
Oligopol bir yapının oluştuğu derecelendirme sektöründe, kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkelere verdikleri notlar, ülkelere fon akımını yönlendirmesi nedeniyle bu kuruluşların verdikleri kararlarda yanlılık ya da politik kararlar ciddi tartışmalara neden olmaktadır.
Batı medyasında yükselişe geçen Erdoğan karşıtı söylemlerin alt metni ile Türkiye'deki Erdoğan karşıtı siyasi kimliğin talebi örtüşüyor: “Türkiye'de işler iyi gitmiyor, Batı sürece müdahale etmeli!”
Mısır'daki idam kararlarına karşı uluslararası toplumun kayıtsızlığı nasıl yorumlanabilir? İdam kararları hukuken meşru mudur? Mısır'da yargı bağımsız mıdır?
Yüksek faiz dolayısıyla yıllarca orta gelir tuzağında patinaj yapan ülke mi ya da düşük faiz ile yüksek büyüme oranlarını gerçekleştirerek orta gelir tuzağından çıkmış bir ülke mi olacağız?