Çözüm Sürecinde Yeni Aşama

Erdoğan ve AK Parti, Türkiye'nin ve çözüm sürecinin sırat köprüsünden geçirildiği bir yılın geride kaldığı düşüncesiyle süreci hızlandıracak yeni bir aşamaya hazırlık yapıyor.

Devamı
Çözüm Sürecinde Yeni Aşama
Silah Gölgesinde Çözüm Süreci

Silah Gölgesinde Çözüm Süreci

Lice üzerinden gündem bulan bütün gelişmeler, eninde sonunda gelip, silahlı unsurların Türkiye'deki mevcudiyetine dayanıyor.

Devamı

Global ekonomik kriz, uluslararası kurum ve kuruluşların olumsuz analizleri, kredi derecelendirme kuruluşlarının not tehditleri, 17 Aralık süreci, yerel seçimler gibi faktörlere rağmen, ekonominin gerçekleştirdiği bu ekonomik büyüme performans ve şoklara dayanıklılık göstergesi olmuştur.

Türkiye'nin son bir yıllık siyasi takvimi, toplumun ve aktörlerin çözüm sürecine sadakatini artırsa da, sürecin somut ve hızlı adımlarla ilerlemesini engelledi.

Bugün AK Parti'nin karşısında CHP ve MHP aktörlerinin temsil ettiği “teknik modernistler” ve BDP-HDP ve Gezi muhalefetinin temsil ettiği “özgürlükçü modernistler” yer alıyor.

CHP meşru bir siyasi aktör olarak, kendisini inkar etmek pahasına, sokakta var olmaya çalışırken; Gülen Grubu sivil bir yapı olması gerekirken silahlı ve sivil bürokraside var olmaya çalışarak tam anlamıyla travma yaşıyorlardı.

Seçim Sürecinin Türkiye Siyasetine Kalıcı Etkileri

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığı "yeni Türkiye" karşısında direnen yapıların "eski rejimi" restore etme çabalarını ve beklentilerini geri dönülemez şekilde kesintiye uğrattı

Devamı
Seçim Sürecinin Türkiye Siyasetine Kalıcı Etkileri
HDP'nin Sol Açılımı mı Solun Demirtaş Açılımı mı

HDP'nin Sol Açılımı mı, Solun Demirtaş Açılımı mı?

Demirtaş, temsil ettiği seçmen kitlesine hitap edecek şekilde çok dilli bir seçim şarkısı tercih edebilecekken, Gezi eylemleri için bestelenen türküye Türkçe güfte eklemeyi tercih etti.

Devamı

Gezi eylemleri sürecinde absürd ‘sandık-demokrasi' tartışması başlatıp iktidarı sokakta belirlemek üzere siyaset teorisine takla attıran çevreler bile, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde şaşırtıcı sandık güzellemeleriyle seçmenleri sandığa kanalize etmeye çalışıyorlar.

Türkiye'de siyaset mühendisliği yıllarca bir paranoya mühendisliği olarak işledi. Üretilen paranoyalar da siyasal alanı vesayet altına aldı, siyasal özneler çoğu kez rasyonalitelerini bu paranoyalara teslim etti.

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, ileride “mühendislik ve siyaset arasındaki fark” anlatılmak istendiğinde en fazla başvurulan örneklerden biri olacak.

Der Spiegel'in Almanca ve Türkçe hazırladığı “Erdoğan Devleti” başlıklı dosya, Erdoğan'ın ömür boyu iktidarda kalarak “Erdoğan Devleti” kurmak isteyen otoriter, despot ve adım adım şeriatı getiren bir lider olduğu imajı çiziyor. Der Spiegel'in kullandığı argümanlar ise oldukça tanıdık…

Gezi'de sistematik bir başkaldırı metodolojisi uygulayarak hükümeti devirme işini üstlenenler acaba 17 Aralık Şebekesine meze olduklarını gördüklerinde neler hissediyorlar? Entelektüel namus acaba bu konuda birkaç kelam etmeyi gerektirmez mi?

Kurumsal demokratikleşmenin önemli bir aşamasını temsil eden Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, siyasetin toplum merkezli bir vasatta yapılıp sahicileştiğini ve meşruiyet kodlarının değiştiğini gösterdi.

Gezi olayları Batı medyasınca bir iç savaş gibi lanse edilirken, aynı medya organlarının İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırılarını masum bir müdafaa hakkı olarak yansıtması Batı medyanın ikiyüzlülüğünü tekrar ortaya koydu.

Yeni Türkiye bir ideal ve Erdoğan'ın siyasi iradesi bunu temsil ediyor. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı bu anlamda kurucu bir rol üstlenecek.

AK Parti üstlendiği ilk misyonu yerine getirerek vesayetçi sistemi tasfiye etmeyi başardı. Vesayetçi sistemin tasfiye edilmesi, AK Parti'ye “yeni Türkiye'yi inşa etme” misyonu yükledi.

Bugün, Türkiye'de bir kesim, “entelektüelin yalnızlığı ve muhalifliği” üzerinden sözde “iktidar aydınları”na giydirme yarışında. Modern Türkiye'nin düşünce tarihi bu gel-gitlerle doludur.

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Kürt hareketinin geleneksel söyleminden epey farklılaşan bir söylemle ciddi bir oy artışı sağladı. Bu oy artışının hedeflendiği üzere, şimdilik Türk seçmenden öte batıda yaşayan Kürt seçmeni etkilediği görülüyor.

12 Eylül (2010) referandumu ile 10 Ağustos (2014) Cumhurbaşkanlığı seçimleri arasındaki dört yıllık dönemin siyasal denklemi, “Yeni Türkiye'yi inşa” hedefi üzerinde yaşanan iktidar mücadelesiydi.

2023 vizyonu kapsamında seçilmiş Cumhurbaşkanı ve yeni bir kabineyle yürütülecek politikaların başarılı olmasında ekonomi kurumlarının da sorumluluğu yüksektir.