Dörtlü Zirve ve Stratejik Kırılma

Bu zirve Türkiye'nin örgütlediği, İran ve Amerika'nın dışarıda kaldığı, Avrupa'nın dahil edildiği, Rusya'nın da dengelendiği uluslararası kurumların yerine klasik diplomasi geleneğine dönüşü gösteren bir kırılma noktasıdır.

Devamı
Dörtlü Zirve ve Stratejik Kırılma
5 Soru ABD nin Kısa Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşmasından

5 Soru | ABD’nin Kısa/Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşmasından (INF) Çekilmesi: Riskleri Okumak

INF’nin kapsamı nedir? INF’nin sonuçları ne olmuştur? Hangi hususlar INF’nin sorgulanmasına yol açmıştır? INF’nin yürürlükten kaldırılmasının muhtemel sonuçları nelerdir? INF’nin yürürlükten kaldırılması Türkiye’yi nasıl etkiler?

Devamı

'Avusturya İslamı' ilk etapta Avusturya sınırları içinde yaşayan 700 bin kadar Müslümanın 'ehlileştirilmiş', devlet otoritesine boyun eğmiş bir İslam anlayışını yaşamasını ve öngörüyor.

Trump'ın dış politika yaklaşımı ve dili "zorba bir tek taraflılığın" ABD'de kalıcı olduğunu düşündürüyor. Zira Washington, Çin, Kuzey Kore ve İran ile ilgili tehditlerde bulunmakla kalmıyor. Müttefikleriyle de şantaj, tehdit ve aşağılama içeren bir ilişki kurmaya çalışıyor.

BM, ilk kurulduğu günden itibaren kritik tüm konularda işlevsizleşmiş ve sadece bir tek konuda, Kore müdahalesi dışında, hep yanlışlıkla işlemiş bir örgüt.

SETA Araştırmacısı Dr. Özdemir, 'Obama Ortadoğu'da savaşlar bıraktı. İç savaşlar bıraktı. Bush'un Obama'ya bıraktığı şeyler Amerikan ordusunun Irak ve Afganistan'da varlığı iken, Obama'nın Trump'a bıraktığı şey iç savaşlar oldu.' dedi.

Umursamazlık Sarmalı

RUSYA, Çin ve Moğolistan'ın da katkı vermesiyle muazzam bir tatbikat yapıyor..

Devamı
Umursamazlık Sarmalı
İdlib de Rusya Hangi Riskleri Alıyor

İdlib’de Rusya Hangi Riskleri Alıyor?

ABD’nin Orta Doğu’daki hukuksuz saldırılarının yol açtığı radikalizmin zamanla nasıl terörizme evrildiği hatırlanırsa, Rusya’nın ağır insan hakları ihlallerine sahne olan bu saldırılarının çok daha ağır sonuçları olacağını tahmin etmek zor değildir.

Devamı

ABD kısa vadeli yaklaşım ve stratejik yoksunluk ile aslında kendini sorgulatan ve ittifak ilişkilerini oldukça derinden zedeleyen bir noktaya doğru ilerliyor.

Kitap sunduğu analitik çerçevenin yanı sıra her bir ülkenin ulusal güvenlik tanımı, neleri tehdit olarak gördüğü ve bu tehditlerle mücadelede öngördüğü araç ve yöntemleri sistemli veri ve bulgularla okuyucuya sunmaktadır.

Analizde BRICS oluşumunun kuruluşu ve gelişimi, dünya ekonomik ve siyasi sistemine etkisi, gelişmekte olan ülkeler açısından anlamı ve Türkiye’nin BRICS ile kurmaya çalıştığı ilişki incelenmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri Batı dünyasının Türk dış politikasındaki yeri hep önemli oldu. Batı’nın önemli parçalarından biri olan Avrupa’nın Türk devletleri için önemi ise, bilindiği gibi cumhuriyetin çok öncesine kadar uzanır. Osmanlı İmparatorluğu aynı zamanda bir Avrupa devletiydi ve yüzyıllar boyunca Avrupa’nın siyasi ve ekonomik yaşantısında önemli bir rol oynadı.

Türkiye siyasi gücünü Batı'ya yaranmaya çalışarak değil, yerli ve milli gücüne yatırım yaparak ve çoklu ittifaklar kurarak üretiyor..

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Türk dış politikasının tarihsel süreci hakkında değerlendirmede bulundu.

Amerikan Başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik son açıklamasındaki “iyi bir dost olmadıklarını kanıtladılar” ifadesinin tutarlılığı Uluslararası İlişkiler bilimi açısından mercek altına alınmayı hak ediyor.

Bush'un 1991'de ilan ettiği yeni dünya düzenine bugün ABD kendi eliyle son veriyor.

Amerika iki dönemdir uluslararası sistemde istikrarı korumak gibi bir siyasetle ilgilenmiyor. Kendisinin merkezinde bulunduğu uluslararası düzeni korumak bir kenara onun yıkılması için uğraşıyor bile denebilir.

Bütün devletler, uluslararası sistemin gerek ekonomik gerekse askerî açıdan en güçlü ülkesinin kullandığı tehdit dili, imzaladığı anlaşmaları yok sayması ve yaptırım uygulayarak bütün ülkeleri dize getirmeyi hedefleyen politikası karşısında kendi güvenliklerini ve ekonomik çıkarlarını risk altında görüyorlar.

Türk-Amerikan ilişkilerinde ne zaman bir kriz baş gösterse 'bu sefer çok farklı, diğerlerine benzemiyor' değerlendirmesi yapılır.

Uluslararası sistemdeki pozisyon değişimlerini ABD, Avrupa ve Avrasya’daki gelişmeler bağlamında ele almak mümkün. Bu çerçevede ABD, uluslararası sistemde yaşanan dönüşümün hakim aktörü olarak göze çarpıyor.