BM Genel Kurulu Zaman Kaybı mı?

Bir devlet eliyle düzenlenen katliamların engellenmesi için o devlete silah satışının durdurulması gibi bir konuda dahi karar çıkaramayan bir örgüt sorgulanır oldu.

Devamı
BM Genel Kurulu Zaman Kaybı mı
ABD Rusya ve AB Arasında Türkiye nin Denge Politikası

ABD, Rusya ve AB Arasında Türkiye’nin Denge Politikası

Türkiye’nin ABD ve bazı Avrupa ülkeleriyle son dönemde yaşadığı büyük sorunlar Batı ittifakıyla olan bağlarını zayıflattı.

Devamı

“Lebensraum” Politikası Almanya’nın Kaderi mi?

Alman tarihi bir yayılma ve daralma tarihi gibidir. Tekrar yayılmaya başlayan Almanya zayıf bir Türk devleti değil kendi başına karar almaya çalışan bir aktör ile karşılaştı.

Irak'ın bölünmesi durumunda II. Dünya savaşından beri bölgenin değişmeyen jeopolitiği somut anlamda kırılmış olacak ve etnik yapının belirleyici olacağı yeni bir devlet ortaya çıkacak.

Kuzey Kore sorunu nedeniyle Uzak Doğu’da başlayacak bir çatışmanın sadece Uzak Doğu ile sınırlı kalmayacağı ve bütün dünyayı etkileyecek sonuçları olacağı açıktır.

Doğu ile Batı Arasında Türkiye’nin Yolu

Türkiye, NATO çatısı altında Batı ile bir ittifak ilişkisine girmişti. Ancak şimdi Türkiye’nin güvenliğine yönelik tehditler daha çok Batı’dan geliyor.

Devamı
Doğu ile Batı Arasında Türkiye nin Yolu
Küresel Belirsizlik Döneminde Almanya ve ABD'nin Türkiye Politikası

Küresel Belirsizlik Döneminde Almanya ve ABD'nin Türkiye Politikası

Bugün ABD Türkiye’nin hassasiyetlerine saygı duymak bir yana, onun en öncelikli güvenlik tehdidi olarak gördüğü alanlarda, gözünün içine baka baka müttefikine zarar veriyor. Ancak yine de Türkiye’ye karşı takındığı bu tavrı gizleme ihtiyacı duyuyor.

Devamı

Türk-Alman ilişkilerinde 2013 yılından itibaren ortaya çıkan ve gün geçtikçe derinleşen krizin konjektürel değil yapısal bir soruna işaret ettiği artık ayan beyan ortada.

AK Parti'nin iktidarda kalma gücünün birbiri ile ilintili iki temel motivasyonundan bahsedilebilir. Birincisi kitlelerin hissiyatı ve taleplerini dikkate alarak siyaset yapması, ikincisi ise sahip olduğu dönüştürücü güçtür

Gerçek olan Amerikan karşıtlığı değil Türk halkının Amerika'yı tehdit olarak görmesidir.

Washington, hangi gerekçeleri ileri sürerse sürsün, BM kararına dayanmayan ya da meşru müdafaa kapsamında olmayan bütün müdahaleleri uluslararası hukuka göre gayrimeşrudur.

Amerika müttefikleri de dahil milyonlarca insanı yok edecek ve kendi sahip olduğu uluslararası düzeni ortadan kaldıracak bir eylemi başlatmak istemez.

Soğuk Savaş'tan bu yana artık geride bırakıldığı düşünülen devletler arası gerginlikler her yeni örnekte kendini hissettiriyor.

Trump'ın hesabı bugüne kadar tutmadı. Yakın dönemde tutacağına ilişkin bir emare de yok.

Amerika'nın soğuk savaş sonrası Ortadoğu'da yaptığı her askeri müdahalenin Türkiye'ye ciddi güvenlik maliyetleri olduğunu düşündüğümüzde ABD karşıtlığının rasyonel zemini rahatlıkla anlaşılabilir.

Gündelik siyaset ne olursa olsun, Amerika ile Rusya arasında bir rekabetin yavaş yavaş kendini inşa ettiğini düşünebiliriz.

“Katar’ı tecrit koalisyonu” Katar üzerinde baskı oluşturarak iki kutuplu bölgesel düzenin alternatiflerini ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.

16 Nisan'ı geçmiş olmak Türkiye siyasetinin ateşini düşürmedi. Nisan sonu ve mayıs yoğun bir hareketliliğe sahne oluyor ve olacak.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi bir karar aldı. Türkiye hiç de hak etmediği bir konuma itilmek isteniyor.

Uluslararası sistemde orman kanunları geçerlidir. Güçlü zayıfı yemek ister. Kimse kimseye güvenemez.