Ortadoğu'daki Kaosun Sorumlusu Türkiye, Öyle mi?

Ortadoğu'yu kasıp kavuran şiddet dalgası ve kaosun yarattığı DAİŞ'in güçlenmesinden Türkiye'yi sorumlu tutmak için kötü niyetli olmak yetmez, açık açık yalan söyleyip gerçekleri eğip bükmek gerekiyor.

Devamı
Ortadoğu'daki Kaosun Sorumlusu Türkiye Öyle mi
Fırsatçılar İş Başında

Fırsatçılar İş Başında

Bayramın birinci günü Giresun'da elim bir kaza yaşandı Alışılageldiği üzere PKK hesapları durumdan vazife çıkarıp dezenformasyona ve propagandaya başladılar. "Biz düşürdük" diye yalana sarıldılar.

Devamı

Ülkece, milletçe yaşadığımız sorunlar var ve gerçek. Türkiye'nin dikensiz bir gül bahçesi olduğunu kimse söylemiyor. Fakat bu bahçeyi yaban otlarından temizlemek için canla başla uğraşanları da millet görüyor.

AK Parti iktidarı dış politikada vizyonunu sunarken retoriği öne çıkarmak zorunda kaldı. Bu retorik sadece milli duygulara hitap etmekle kalmadı. Uluslararası sisteme adalet eleştirisinden gelişmekte olan ülkelerin sorunlarına kadar uzandı.

Türkiye'deki muhalefetin sorunu şirazesinin kaymış olması. Bu millet için dertlenip bu ülke için gayret üzere olmaması. Canımızı yakan acı bir olayla karşılaştığımızda bile fırsatçılığa soyunması. Yalan ve manipülasyonlarla kendisine alan açmaya çalışması. Evet şiraze, mesele o kayan şiraze.

"Türkiye ne yapmalı" sorusunu sormanın ve buna makul cevaplar üretmenin tam zamanı.

OHAL İlanı ve Batı’nın Sefaleti

Demokratik hukuk devletinin bir koruma refleksi olarak yürüyen olağanüstü hal ilanını Batı medyası "İslamcı otoriterleşme", "Erdoğan'ın radikal yetkilerle güçlenmesi" ve hatta "Erdoğan'ın intikamı" olarak mahkûm etmekte gecikmedi.

Devamı
OHAL İlanı ve Batı nın Sefaleti
Yeni Bir Dönemin Eşiğinde

Yeni Bir Dönemin Eşiğinde

Türk toplumu uzun bir aradan sonra kendisiyle ve devletiyle ayrışmasına son vererek "kendine gelmiş" ve bir siyasi özne olarak tarih sahnesine yeniden çıkmıştır.

Devamı

15 Temmuz’da olayların an be an okuyucuya aktarılması hem medyanın kendi tarihini hem de Türkiye’nin siyasi tarihini değiştiren bir sonucu ortaya çıkarttı.

Darbeyi engelleyen darbe-karşıtı güçlerin senkronizasyonu, girişimin sadece başarısız olmasını sağlamadı aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini yeniden şekillendirecek yeni bir tarihsel blok oluşturma ihtimalini de arttırdı.

Türkiye halkı kendi demokrasisine, özgürlüklerine, değerlerine ve hayat tarzına sahip çıkabilecek kapasitede olduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya göstermiştir.

Seçimle işbaşına gelen Erdoğan’ı darbe dahil olmak üzere her türlü yöntemi kullanarak devirmeye kararlı görünüyorlar. Ancak Türk halkının demokrasiye ve seçilmiş liderlerine sahip çıkma konusunda artık daha kararlı olduğunu ve her türlü entrikayı bozduğunu hesap edemiyorlar.

Meşruiyeti sıfırlanan Gülen hareketinin elinde mensuplarını, diyasporasını Batılı istihbarat kurumlarının daha fazla hizmetine sunmaktan başka bir şey kalmadı.

İçeride FETÖ/PDY ile mücadele çerçevesinde gerekli adımlar atılırken bu örgütün dış bağlantıları ve dışarıdaki faaliyetleri konusunda da çok ciddi çalışılması gerekiyor.

Meydanlarda siyasi görüş olarak bir çeşitlilik gözlemlense de daha çok muhafazakar ve milliyetçi bir kesim ağırlıktadır. Bu kesimin çoğunu AK Parti, önemli bir kısmını da MHP seçmeni oluşturmaktadır.

Dış politikada yeni bir vizyona ve bu doğrultuda Türkiye’yle de yeni tarz bir ilişki geliştirmeye ihtiyacı olan Amerika’nın Gülen’in iadesini bir fırsat olarak değerlendirmesi gerekiyor.

Kemalist aktörlerin çizdiği karamsar tablonun aksine 15 Temmuz’da darbe girişiminin püskürtülmesi, demokratik siyasetin alanının genişletilmesi için daha ileri adımların atılması yönünde bir irade ortaya koymuş oldu.

FETÖ’nün son birkaç senedir sistematik olarak yürüttüğü Türkiye ile DAİŞ terörünü bağdaştırma çabalarının derinine indikçe FETÖ ile DAİŞ arasındaki ilişki faş olacak.

15 Temmuz sonrası iyice netleşen bir husus dikkatimi çekiyor: "Türkiye karşıtı" kampanya Almanya ve Avusturya'da artık AK Parti muhaliflerinin eliyle ve söylemleriyle yürütülür olmaktan çoktan çıktı.

Kemalistlerin Kurtuluş Savaşı sırasında laikçi görüşlerini saklaması gibi Gülen mensupları da devleti ele geçirme yolunda gerçek niyetlerini gizlediler.

Türkiye'nin esas sahibi bu ülkenin asli gerçeğinin ne olduğunu gösterecek dosta, düşmana. Sebat ettiğini, vatanı için ayakta olduğunu, olmaya devam edeceğini haykıracak.