Yobazlar Koalisyonu

Aklını hırsına, kinine veya bu ülkenin düşmanlarına kiraya verenler TBMM'nin 23 Nisan Resepsiyonunu iptal ettiğini duyar duymaz, "Cumhuriyet düşmanları işbaşında" diye propagandaya başladılar.

Devamı
Yobazlar Koalisyonu
quot Dönme Dolaba Binmek quot

"Dönme Dolaba Binmek"

Kürt milliyetçilerinin fırsat dediği şey, Türkiye toplumu nezdinde hâkim güçler tarafından Ortadoğu'da yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmaya çalışıldığı şeklinde görülüyor.

Devamı

Hâlâ, bütün arsızlıklarını takınıp bizlere "yargılanacaksınız" diye tehditler savuruyorlar. Ortada bir örgüt ve bu örgütün "kamuoyu önderleri" var. Ve bu "önderler" bu memleketin en temel meselelerinde bile birbirlerine karşıtlık içindeler.

HDP "dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte açılacak yeni dönem"e hazırlık yapıyor. Hazırlık dediysem, öyle siyaset hazırlığı falan değil. Başkaldırı hazırlığı.

Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde, siyasetten bağımsız bir ekonomiden bahsedemeyiz. Aslında bu durum, yalnızca gelişmekte olan ülkeler için geçerli değil.

Laiklik kavramı uzun süre elitlerin "iktidar mücadelesini" yansıtmak gibi bir fonksiyonu üstlendi. Bu yüzden de geçmişin "ağır yükünü" taşımakta.

Ortadoğu’da Din-Devlet İlişkisi ve Türkiye

Laiklik adına yapılan baskıların neredeyse bütün Ortadoğu coğrafyasında tepkisel bir dindarlık/dincilik oluşturduğu ve Ortadoğu insanıyla din arasında doğal ve sağlıklı bir ilişki kurulmasını engellediği unutulmamalıdır.

Devamı
Ortadoğu da Din-Devlet İlişkisi ve Türkiye
Dokunulmazlıklar Niçin Kalkmalı

Dokunulmazlıklar Niçin Kalkmalı?

HDP, PKK'nın bağımlı değişkeni. Fakat aynı zamanda PKK'nın kullanışlı bir aygıtı. PKK için HDP hem bir "siyasi sözcü" hem de bir "PR ajansı."

Devamı

Bütün muhalif entelektüel eleştiriler derlenip toplanıp "İslamcı otoriterleşme" mottosu altında formüle ediliyor artık. Son "laiklik" tartışması da bu formülü pekiştirmek için kullanıldı.

HDP'li vekiller komisyon görüşmelerini terörize ettikten sonra Meclis'i terk ettiler. Önce "Yaşasın Önder Apo" sloganı attılar. Ardından "Kürdistan Devrim Marşı" adını verdikleri PKK marşını okudular. Marşta geçen ifadeler HDP zihniyetini birebir ele veriyor.

Ankara'da son aylarda sesli- sessiz konuşulan kritik bir konu gün yüzüne çıktı. AK Parti 22 Mayıs'ta olağanüstü kongreye gidiyor.

İlginçtir, muhalif argüman sahipleri birkaç gün öncesine kadar Davutoğlu'nu "Erdoğan'ın otoriterliğini" meşrulaştıran bir konumda görüyorlardı. Şimdi ise "son demokrasi kırıntılarının da kaybı" olarak nitelediler.

Siyasal dönüşümün kurumsallaşması ve kendi düzenini kurması gerekir. Yeni düzen yeni anayasa demektir.

Demirtaş, 7 Haziran’a gidilirken kullanılan “halklar” ifadesinden “halk” ifadesine geçiş dışında, yani “Türkiyelilik” siyasetinden “Pankürdist” bir siyasete evrilmeyi bir kez daha somutlaştırmaktan başka, yeniden bir halk ayaklanması çağrısını dillendirmektedir.

Ekonomik krize bel bağlayanların, sistem krizini siyasi kriz olarak lanse etmelerinin bir anlamı yok. Bu kesimin kriz tellâllığı yapmak yerine, yönetim sistemindeki değişim zorunluluğunu tartışmaları ülke için daha faydalı olacaktır.

Burhanettin Duran: “HDP’nin sorunu demokratik siyasetle terör meselesini bir arada kullanmasıydı. Çözüm Süreci’ndeki hatayı yapmayalım. HDP’nin demokratik siyasete yönlendirilmesi için daha fazla baskının oluşturulması lazım.”

İsmail Çağlar: “Eğer Demirtaş’ın çağrısı başarılı olsaydı, belki yüzlerce; belki binlerce sivil insan orada bir sokakta sıkışmış olan 3-5 terörist için feda edilecekti.”

Bugün Türkiye’nin önünde iki seçenek vardır. Adı konulmuş bir tam başkanlık sistemine geçiş birinci seçenektir. İkinci seçenek ise siyasi aktörlerin, sistem krizini yok sayıp, kelimenin tam ve doğru kullanımı ile fiili bir başkanlık sistemini uygulamaya koymasıdır.

Beğenseler de beğenmeseler de, kabul etseler de, etmeseler de, Tayyip Erdoğan'ın liderliği, kaynağı itibariyle meşru, işleyişi itibariyle sahici, etkisi itibariyle güçlü bir liderlik.

Yeni Başbakan için öncelikli olan Türkiye’nin ihtiyacı olan sistem dönüşümünü sağlamaktır. Kalkınma politikalarını devam ettirmektir, tehditlerle yüzleşmektir. Bu anlamda güçlü bir figür beklenebilir. Koordinasyon da önemlidir fakat karizmatik liderlik beklemek anlamlı değil.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, SETA Ankara'nın ev sahipliğinde "2015 Avrupa İslamofobi Raporu” tanıtım toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştirdi.