14 Mayıs Seçimleri ve Yurt Dışı Oyları

Erdoğan, kendisinden önceki çoğu liderin aksine yurt dışında yaşayan Türkleri, hiçbir zaman bir oy ya da döviz deposu olarak görmedi. 14 Mayıs seçimlerine giden süreçte de AK Parti yayınladığı seçim beyannamesinde yurt dışındaki Türklere yönelik somut ve ayağı yere basan vaatlerde bulundu. Seçmenin Erdoğan'a ve AK Parti'ye gösterdiği teveccüh bir rastlantı ya da sürpriz değildir.

Devamı
14 Mayıs Seçimleri ve Yurt Dışı Oyları
İkinci Turun Üç Bilinmeyeni ve Kılıçdaroğlu nun Hesabı

İkinci Turun Üç Bilinmeyeni ve Kılıçdaroğlu’nun Hesabı?

28 Mayıs'taki ikinci tur seçimlerinin üç önemli bilinmeyeni var. İlki, ATA İttifakı adayı Oğan ve Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ'ın tercihlerinin ayrışmasının seçmene etkisi. İkincisi, Kılıçdaroğlu'nun aşırı sağ söyleme savrularak sert ve negatif bir kampanya yürütmesinin nasıl bir karşılığının olacağı. Üçüncüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun ittifaklarının oylarını ne ölçüde seferber edebileceği. Kuşkusuz Erdoğan birinci turda yüzde 49.5 alarak Kılıçdaroğlu'na 4 puanı aşan bir fark atmanın avantajı ile ikinci tura giriyor. Yine Cumhur İttifakı'nın Meclis'te çoğunluğu elde etmesi Erdoğan'ın yarıştaki diğer bir üstünlüğü. Ve Erdoğan'ın partisine ve seçmenine sıklıkla rehavet uyarısında bulunması rakibini açık farkla yenmek istemesiyle ilgili. Yine de her seçimin kendi dinamikleri ve tercihleri olur. Rakip küçümsenmeye gelmez.

Devamı

Sosyal Politikalarda AK Parti Tecrübesi

28 Mayıs seçimlerinin tüm dünyaya ne kadar canlı ve sağlam bir demokrasi olduğumuzu gösterecek şekilde gerçekleşmesini diliyorum. Türkiye'mize hayırlı olsun.

Erdoğan’ın liderliğinde Türk dış politikası, Batı ile ve büyük güçlerle ilişkilerde “eşitler arası bir ilişki”yi talep eden, kendisine Doğu ya da Batı herhangi bir “dış eksen” tanımlamayan bir tarz benimsediyse; Millet İttifakı Türk dış politikasında daha iddiasız, Batı ile ilişkilerde “yerini bilen” ve dış eksen olarak da belirgin bir şekilde Batıyı benimseyen bir tarzı hayata geçirecekti.

Tüm stratejisini hizmet siyaseti üzerine kuran Erdoğan karşısında muhalefet, kimlikler üzerinden ilerleyen bir yaklaşımla başarılı olacağı yanılgısına kapıldı. Gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesinin en sona kadar peşi sıra yanlışları beraberinde getirmesinde olduğu gibi muhalefet bundan sonraki adımlarında da hata üzerine hata yaptı.

Milliyetçiliği Yönetmek: Erdoğan, Cumhur İttifakı ve Yerli-Milli Siyaset

Seçim sonuçlarının gösterdiği en önemli çıktı, salt bir ideoloji olmanın ötesinde milliyetçi anlayış, yaklaşım ve hassasiyetin, Türkiye’deki en güçlü siyasi eğilim haline geldiğidir. Bu noktada, gerek tarafların seçimlerde tercih ettiği söylem ve strateji, gerek iç ve dış tetikleyicilerle milliyetçiliğin heterojen bir yapıyla da olsa gerçek bir “dip dalga” olduğunu söylemek mümkün.

Devamı
Milliyetçiliği Yönetmek Erdoğan Cumhur İttifakı ve Yerli-Milli Siyaset
Yeni Dönemde Siyasetin Yönü Muhalefetin Krizi

Yeni Dönemde Siyasetin Yönü, Muhalefetin Krizi

Cumhurbaşkanı Erdoğan cumartesi günü yemin edecek ve açıklayacağı kabine ile önümüzdeki beş yılın aktör ve politikalarını kamuoyuna sunacak. "Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar" başlığı ile açıkladığı seçim beyannamesini hayata geçirecek ekibini tanıtacak.

Devamı

Cumhurbaşkanı seçimi sonuçları yurt dışında nasıl karşılandı? Recep Tayyip Erdoğan, birinci tura nazaran yurt dışı oylarını yüzde 2,1 artırarak oyların yüzde 59,57’sini aldı. Bazı ülkelerde seçim sonuçları sevinçle karşılanırken Erdoğan’ın sürekli zaferi bazı ülkelerde ise şaşkınlığa sebep oldu.

Rapor detayları verileri baz alarak, sayısal açıdan ve karşılaştırmalı bir biçimde ancak cumhurbaşkanı seçimi özelinde analiz etmektedir. Öte yandan raporun dikey aksını birinci ve ikinci tur seçimleri, yatay aksını ise Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun aldıkları oylar oluşturmaktadır. Bu doğrultuda genel seçim sonuçlarının yanında yurt içi ve yurt dışı oylar, katılım ve geçerli oy oranları, ilk ve ikinci tur arasındaki oy farklılıkları, büyükşehirler, deprem bölgesi, Türkiye’nin coğrafi bölgeleri gibi çeşitli başlık ve açılardan seçim incelenmektedir. Dolayısıyla görselleştirmelerin yardımıyla ve olabilecek en basit şekliyle karşılaştırmalı ve sayısal bir seçim analizi amaçlanmaktadır.

Seçim sonuçları AK Parti perspektifinden ele alındığında hem olumlu hem de olumsuz bazı çıktılar olduğunu söylemek mümkün.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu 28 Mayıs'ta gerçekleştirildi. Sonuçlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rakibi CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu ezici bir farkla geride bıraktığını ve önümüzdeki beş yıl daha Türkiye'yi yöneteceğini gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iç siyaset ve ekonomide izleyeceği programının süreklilik ve yenilikleri önümüzdeki günlerde netleşecek. Bu husus biraz da açıklanacak yeni kabineye göre şekillenecek. Ancak Türk dış politikasında, bilhassa Türkiye-Ortadoğu ilişkilerinde yaşanacakların az çok öngörülebilir ve net olduğu kanaatindeyim. Bu anlamda Erdoğan'ın seçim zaferinin Ortadoğu'daki dengeler açısından anlamı, "süreklilik ve istikrar" kavramları temelinde değerlendirilebilir.

TBMM'de 28. yasama dönemi dün MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin yönettiği oturumda milletvekillerinin yeminleriyle başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok hızlı bir şekilde kurduğu yeni parlak kabine ile yerel seçimlere odaklanırken muhalefet Mayıs 2023 seçimlerindeki yenilginin muhasebesini yapmaktan uzakta görünüyor.

Muhalefet çevreleri kendi destekledikleri adayı, seçimleri kaybettiğine daha tam ikna edemeden, tartışmasız bir şekilde yeniden seçilen Erdoğan çoktan kabinesini açıklamıştı. Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi niçin kaybettiğini kendi destekçilerinin karşısına çıkıp açıklamadan, iktidarın hem yasama grubu hem de yürütme organı, kendi görev alanlarına ilişkin çalışmalara hızla başladılar.

Yüzde 86 gibi yüksek bir katılım oranıyla gerçekleşen 14/28 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Erdoğan üst üste 16. seçimden de zaferle ayrıldı. Bu serbest ve dürüst seçimlere dayanan demokratik rejimlerde eşine rastlanması pek mümkün olmayan bir başarı.

Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kaybetmesinin tetiklediği "değişim" tartışması şimdilerde CHP'yi bir "kaybet-kaybet" denklemine çekiyor.

Şuşa Beyannamesi'nin iki yıllık muhasebesini yapmadan önce, sahadaki bazı gözlemlerimi aktarmak yerinde olacaktır.

Asıl soru ortada sahipsiz duruyor: CHP'de değişimin yönü ne olacak?

81 CHP il başkanının ortak açıklamasındaki "değişimi kişi merkezli değil ilke ve program merkezli anlayalım" vurgusundan anlaşılacağı üzere Kılıçdaroğlu, koltuğunu koruma kararlılığını sürdürecek. Kısmen haklı, 2010'dan bu yana partisinde yapılmadık değişim bırakmadı.