İsmail Çağlar: Türkiye'deki sorun basit bir medya sorunu değil. Medyanın nerede duracağını bilmemesi değil ya da medyanın hakaret ve eleştiri arasındaki sınırı tayin edememesi sorunu değil. Türkiye'deki sorun medyanın ısrarla siyasete müdahil olmak istemesi.
Devamı
Doğu ve Güneydoğu'da yaşananlara ilişkin ortaya atılan yalanların bertaraf edilmesi için AK Parti yetkililerinin çok yoğun bir şekilde gerçekleri tekrarlaması gerektiğine işaret eden Yusuf Özkır, Bilgilendirme yapmadığınız zaman bilgi açığı oluşuyor; bilgi kirliliği oluşuyor. dedi.
Devamı
Mesele, Doğan medyasının vesayet odaklarının demokratik siyasete her müdahalesinde niçin siyaseti değil de, vesayet odaklarını desteklediğidir. 28 Şubat askeri müdahalesinin bir adının da "medya darbesi" olması acaba nedendir?
Kişisel ve kurumsal çıkarlar gazeteciliğin ve gazetecilik etiğinin önüne geçmiş durumda. Burada ilginç olan Hürriyet gibi ticari kitle gazetesinin marjinal gazeteler gibi belirli ideolojik angajmana ve kültürel sermayeye sahip misyon' gazetesine dönüştürülmesidir.
AK Parti eski oy oranlarına ulaşmak veya en azından söylediklerinin dikkate alınmasını istiyorsa bölgedekilerle iletişim konusunda biraz daha hassas davranmak zorunda.
Demirtaş'ın istisnasız her olumsuz şeyden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sorumlu tutması sadece Erdoğan'a hissettiği düşmanlıkla ilgili bir durum değil. PKK'nın ihtiyaç duyduğu "düşman"ı inşa etme vazifesini ifa ediyor Demirtaş.
27 Mayıs darbesinden 12 Eylül darbesine, 28 Şubat darbesinden 27 Nisan e-muhtırasına ve Gezi Parkı eylemlerine kadar değişmeyen şeylerden birisi Hürriyet'in darbecilik geleneğidir.
Devamı
Görünen o ki Ahmet Hakan Coşkun'un eski İslamcılığı din bilgisi açısından' Hürriyet'e pek bir şey katmamış. Doğan Grubu din bilgisi konusunda hala en cahil medyalardan birisi olarak yoluna devam ediyor.
Devamı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın toplum nezdindeki prestijini sınırlı bir yere indirebilmek için elden gelen ne varsa yapılmaya çalışılıyor.
Yalanla siyasal gerçeklik kurup, bunun üzerinden kitleleri ayaklandırmak veya siyasal mücadele vermek artık bir teorinin parçası.
Tabii Türkiye şartlarında düşünüldüğünde ve 90'lı yılların medya-siyaset ilişkilerindeki medyanın belirleyici pozisyonu hatırlandığında mesele sadece taraflılıkla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda medyanın yeni süreçteki rolünün ilk işaretleri olarak da görülüyor.
İsmail Çağlar, Türkiye siyasetinin önemli isimlerinden Süleyman Demirel'in siyasi hayatını, siyasal iletişim bağlamında değerlendirdi.