Kriter’in Nisan Sayısı Çıktı: Küresel Düzen Yoğun Bakımda | Derginin Tüm Yazıları İnternet Ortamında Ücretsiz!

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 45. sayısı çıktı.

Devamı
Kriter in Nisan Sayısı Çıktı Küresel Düzen Yoğun Bakımda Derginin
Koronavirüs Sonrası Siyasi Dönüşümün Yönü

Koronavirüs Sonrası Siyasi Dönüşümün Yönü

Bu krizin şüphesiz en büyük itibar kaybına uğrattığı aktörler ise uluslararası kurumlar, bölgesel örgütler ve çok uluslu şirketlerdir.

Devamı

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin Bahar Kalkanı Harekatında kullanılan yerli üretim SİHA’ların önemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Suriye’de Koronavirüs görüldü mü? Muhaliflerin kontrol ettiği bölgede Koronavirüs salgını ne durumda? Türkiye bu konuda bölgeye nasıl yardım ediyor? Dünya Sağlık Örgütü Suriye’de Koronavirüs salgınıyla ilgili ne tür hazırlıklar yapıyor? Suriye’de Koronavirüs salgınının ne tür etkileri olur?

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 44. sayısı çıktı.

Türkiye'nin uzun yıllardır başarıyla üstesinden geldiği mülteci meselesi, gelinen aşamada ciddi zorluklara yol açmaktadır. Türkiye bu yükün altından kalkabilmek adına Avrupa ülkelerine sorumluluk paylaşma çağrısında bulunmasına rağmen Avrupa ülkelerinin gerekli adımları atmamasının ardından Ankara mültecilerin ülkeden çıkışlarını engellememe kararını almıştır.

Korona Günlerinde Diplomasi Gündemi

Her birimiz koronavirüs haberlerine odaklandık. Salgın korkusunun zengin, fakir; şu partili, bu partili dinlemediği, hepimizi eşitlediği günlerden geçiyoruz. Bir yandan virüsün yayılma hızını gözlüyoruz. Diğer yandan gündelik hayatımızı tedbirlerle yeniden düzenliyoruz.

Devamı
Korona Günlerinde Diplomasi Gündemi
Analiz İdlib de Ateşkes Sonrası Yol Haritası

Analiz: İdlib’de Ateşkes Sonrası Yol Haritası

Bu analiz Türkiye’ye 5 Mart’ta varılan ateşkesi merkeze alarak İdlib sorunu çerçevesinde bir yol haritası ortaya koymaktadır.

Devamı

Koronavirüs tehlikesinin de yaygınlaştığı bir dönemde Avrupa’nın, mültecilerin evlerine dönmesini mümkün kılacak adımlara destek vermek yerine, Türkiye’nin bu sorunu ortak çözme konusundaki çağrılarına kulaklarını tıkaması anlaşılır gibi değil.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, İdlib’de muhtemel senaryolar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Batı’nın mülteci krizine verdiği tepkileri değerlendirdi.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Ortadoğu’da son zamanlarda yaşananlar ve ABD’nin dış politikası üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Kemal İnat, Avrupa’nın mülteci meselesi ile ilgili tavrı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, Avrupa’nın mülteci akınına verdiği tepkiyi değerlendirdi.

Avrupa kurumları ve siyaseti öylesine hantal ve öylesine bölünmüş ki, tek bir stratejik plan çerçevesinde toplanması imkansıza yakın..

Değerler değil, çıkarlar konuşuyor. Yunanistan, uluslararası hukuku ihlal ederek mültecileri zorla geri gönderiyor. Sınırı geçenlere şiddet uyguluyor. AB temsilcileri de Yunanistan'a gelip sınırdaki Yunan polisinin şiddetini ‘koruma’ diyerek onaylıyor.

İdlib cephesi dondu. Şimdi sıra Batı cephesine dönüp hem İdlib'i hem de tüm Suriye'nin kuzeyini tahkim etmekte. Göçmenler meselesini konuşmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan Brüksel'e gidiyor. Bu iki mesele birbirinden bağımsız değil. Gün geçtikçe de önemi artacak.

27 Şubat akşamında Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı canlı yayında 'Esed'in askerleri orada bizim askerleri koruyor' dedikten birkaç dakika sonra Esed rejimi 36 askerimizi şehit etti ve CHP'nin "Türkiye, Suriye rejimi ile görüşsün" şeklindeki altı boş Suriye politikası tamamen çöktü. Gelinen noktada CHP'nin Suriye'ye yönelik yaklaşımının tamamen çıkmaza girdiği açık. CHP'nin Esed rejimine yönelik anlaşılmaz desteğini bundan sonra sürdürmesi ihtimal dışı. Fakat CHP'den Esed rejimine yönelik herhangi bir kınama ya da eleştiri de henüz gelmiş değil.

Toprak bütünlüğü, siyasi çözüm ve sivillere yönelik saldırı olmaması Türkiye'nin endişelerinin karşılanması açısından ön plana çıkıyor.

Şartların hızla bozulma ihtimalini hepimiz biliyoruz. Yine tarafların buna göre hesap yapacakları da çok açık. Türkiye için İdlib her şeyden önce bir sınır güvenliği meselesiydi. Sınır halen güvence altında. Şimdi yapılması gereken buradaki tahkimatı artırmak. Artık rejime daha fazla ilerlemenin mümkün olmadığını göstermek. Bu mutabakat Türk askerinin İdlib'deki varlığını teyit etmiş oldu. Şimdi bunun üzerine bölgeye yapılacak yığınak fiili bir durum oluşturmaya yönelik olmalı.

Türkiye ilgili ateşkes anlaşmasını bir fırsata çevirerek M4 ve M5'in kuzeyindeki sahada bir güvenli bölge oluşturacak şekilde alan hakimiyeti oluşturup burada ateşkesi tehdit edebilecek radikal yapıları elimine edecek şekilde bir hareket tarz benimsemeli. Askeri açıdan da Rusya, İran ve rejimi caydıracak şekilde varlığını sürdürmeli.