Perspektif: 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde Yabancı Dil Öğretimi

2023 Eğitim Vizyon Belgesi yabancı dil eğitimini nasıl ele almaktadır? Yabancı dil eğitimi açısından belgenin söylem analizi nasıldır? Türkiye’nin yabancı dil eğitimi için izlemesi gereken yol nasıl olmalıdır?

Devamı
Perspektif 2023 Eğitim Vizyon Belgesi nde Yabancı Dil Öğretimi
Türk Milli Eğitim Sisteminin Patronu Kimdir

Türk Milli Eğitim Sisteminin “Patronu” Kimdir?

Eğitim sistemi için de farklı cevaplar verilmektedir: Milli Eğitim Bakanlığı, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler, küresel sisteme sahip güçler, oligarşik bürokratik yapı gibi çok farklı aktörler dile getirilmektedir.

Devamı

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk SETA'da 2023 Eğitim Vizyonu özel oturumuna katıldı

Vizyon Belgesinin, Milli Eğitim Bakanlığının 3 yıllık yol haritası, öncelediği konular, önemli gördüğü sorunlar ve çözüm stratejileri, yeni uygulama ve yöntemler ve tüm bunların uygulanma planını içermesi beklenmektedir.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bir katılım ve yönetişim yöntemi olarak "Twitter" üzerinden "#1MilyonÖğretmen1MilyonFikir" başlığı açtı. Bunun dışında Milli Eğitim bakanlığı kendi iç web paylaşım sistemi MEBBİS üzerinden de öğretmenlerin fikir ve önerilerini almaktadır.

Ek yerleştirme sonuçlarının açıklanması ile birlikte 2018 YKS sonuçları nasıl değerlendirilmelidir? 2018 YKS yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan kontenjanlar nasıl değerlendirmelidir? Boş kontenjanların sebepleri neler? Bölüm bazlı değerlendirildiğinde en fazla boş kalan kontenjan hangi bölümlerdedir? Bu sonuçlara göre uygulanan yeni sistem hedefine ulaştı mı? Neler yapılabilir?

Perspektif: 2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı Yerleştirme Sonuçları Üzerine Değerlendirme

2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçlarında öne çıkan konu ve sorunlar nelerdir? YKS yerleştirme sonuçlarına göre boş kontenjanlar nasıl değerlendirilmelidir? Okul türlerine göre YKS yerleştirme oranları liseler hakkında ne söylemektedir? YKS yerleştirme sonuçlarına göre nasıl bir projeksiyon izlenmelidir?

Devamı
Perspektif 2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı Yerleştirme Sonuçları Üzerine Değerlendirme
2017'de Türkiye

2017'de Türkiye

Bu çalışmada 2017 yılında Türkiye’de Siyaset, Dış Politika, Güvenlik ve Terörle Mücadele, Ekonomi, Enerji, Hukuk ve İnsan Hakları, Eğitim, Sosyal Politikalar ve Medya alanlarında oluşturulan başlıklarla yaşanan gelişmeler detaylı bir şekilde betimlenmiş kapsamlı bir analize tabi tutulmuştur.

Devamı

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar yeni uygulamaya geçen sınav sistemi hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Eğitim Uzmanı İpek Coşkun, YÖK’ün ALES sınav sistemini değiştirmesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA PANEL Oturum Başkanı:    Talip Küçükcan     Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Konuşmacılar:         Bekir S. Gür     Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi     İrfan Erdoğan     İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarih: 18 Kasım 2009 Çarşamba Saat:  16.30 – 18.30 Yer:    SETA, Ankara

SETA KONFERANS Konuşmacı:     Bekir S. Gür     The Center for Open and Sustainable Learning, Utah State University     Tarih: 1 Şubat 2007 Pazartesi Saat: 18.30 Yer: SETA, Ankara

Ortaöğretim ve ortaöğretime geçiş ile ilgili kararların, eğitim sistemine muhtemel yansımaları neler olacaktır?

Ortaöğretime geçiş için sınavın sadece son sınıfta uygulanacak olması ve sadece son sınıf müfredatının sorulacak olması, daha erken yaşlarda okul dışı kaynaklara yönelmeyi doğal olarak azaltacaktır. Bu yönüyle karar, hedefine ulaşabilir. Çocuklar da en azından altıncı ve yedinci sınıflarda kendilerine daha fazla zaman ayırma fırsatı bulabilirler. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu 28 Haziran Pazartesi günü, ortaöğretime geçiş sistemiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda uygulanan Seviye Belirleme Sınavlarının kademeli olarak kaldıracağı ve bundan sonra sadece sekizinci sınıf sonunda bir tane Seviye Belirleme Sınavı (SBS) uygulanacağı belirtildi. Yeni uygulanacak sistemde, SBS’nin ortaöğretime yerleştirmede yüzde 70 oranında, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıf not ortalamalarının ise yüzde 30 oranında etkili olması kararlaştırılmıştır.

ÖSYM’nin kurulması 1970’li yılların başlarında, İstanbul Üniversitesi tarafından merkezi olarak yürütülen üniversite giriş sınavında oluşan kopya kuşkuları ile gündeme gelmiştir. Bu kuşkulara bağlı olarak Üniversitelerarası Kurul 1974 yılında üniversite giriş sınavını merkezi ve bağımsız olarak yürütmek üzere Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezini kurmuştur. 1981 yılına kadar bağımsız bir organ olarak üniversite giriş sınavını yürüten merkez, 1981 yılında Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) bir alt kuruluşu haline getirilmiştir ve adı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezini (ÖSYM) olarak değiştirilmiştir. ÖSYM uzun yıllar boyunca gerek yöntem gerek teknik donanım olarak üniversite giriş sınavlarında başvuru işlemlerinin organizasyonu, sınav sorularının hazırlanması, sonuçların değerlendirilmesi ve sonuçlara dayalı olarak yerleştirme işlemlerinin yapılması konularında ciddi deneyimler elde etmiştir. Bu deneyimlere ilaveten merkezi sınavlar sonrası yapılan yerleştirmelerin daha eşitlikçi ve adil olduğu, nepotizmi yani kayırmacılığı engellendiği yönündeki algıya bağlı olarak, ÖSYM hem toplumun hem de devletin nezdinde güvenli bir kurum olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu güvene bağlı olarak zamanla üniversite giriş sınavının yanında, kamu kurum ve kuruluşlarına giriş için yapılan diğer birçok sınavın organizasyonu ÖSYM’ye verilmiştir.

Özel dershanelerin varlığı ve işlevi yaklaşık 40 yıldır tartışılıyor. Çokları “Ne onla, ne de onsuz!” basamağında. “Eğitim sistemine zararlı” diyenlere göre ise kapılarına kilit vurulmalı. Tıpkı Güney Kore’deki gibi!  

4+4+4 eğitim sistemi sadece "dindar nesil" yetiştirme projesinden ibaret olsaydı, o durumda yasa sadece seçmeli din dersleri ve İmam Hatip okullarına odaklanırdı.

SETA Eğitim Direktörü Bekir Gür, TGRT Haber kanalında üniversitelerin kendi öğrencilerini seçmesi tartışmalarına dair değerlendirmelerde bulundu.

Ortaöğretime geçiş sistemi yeniden yapılandırılırken, bundan doğrudan etkilenecek olan ailelerin ve öğrencilerin karar alma süreçlerinde bilgilendirilmesi, katılımcı ve daha demokratik bir eğitim sistemin kurulmasını sağlayacaktır.

Sınav sistemindeki temel sorun, yeni bir değişikliğin ne getirdiğinden ziyade, sürekli bir değişiklik yapılmasının getirdiği bir nevi "yenilik yorgunluğu"dur.

Başka mahalledeki başarılı ya da başarısız öğrencilerin olduğu okulu değil, bizim mahalledeki başarılı ve başarısız öğrencilerin de olduğu okulu hedeflemeliyiz.