Körfez’de gelinen noktada taraflardan beklenen karşılıklı adımlar atarak krizi yumuşatmalarıdır. Bu açıdan Erdoğan’ın Suudi Arabistan’a atfettiği rol önemli.

Körfez ülkeleri güvenlik travmasını Körfez’in içine taşıdı. Bundan sonraki her aşamada bu güvensizlik algısıyla birbirlerine yaklaşacaklardır.

Türkiye’nin bu kriz karşısında tansiyonu düşürmeye yönelik çabaları siyaseten de stratejik olarak da doğru bir çizgiye oturdu.

Obama'dan Trump'a miras kalan hatalı DEAŞ mücadelesi Ortadoğu'daki ülkeleri terör örgütlerini "vekiller" olarak kullanmaya itti. Bu da "benim teröristim iyi, senin teröristin kötü" yaklaşımını doğurdu.

Güvenlik planlaması yapan beş devletin neleri öncelikli güvenlik sorunu olarak gördüklerini ele alacağım. Zira devletlerin temel endişelerinin neler olduğunu bilmek son derece önemli.

Birkaç yıldır ülkemiz tarihin akışının hızlandığı bir dönemden geçiyor. Bir yıla o kadar çok şey sığıyor ki geriye baktığınızda yaşananları ihata etmekte zorluk çekiyorsunuz.

Demokratlar sadece Beyaz Saray'ı kaybetmedi, Kongre'nin iki kanadında da azınlık durumundalar. Tek yapabildiği, mirasını alt üst edecek Trump'ın önüne bazı sıkıntılı konular bırakmak oldu.

Gezi kalkışmasından 15 Temmuz’a kadar defaatle denenen fakat milletin irfanına takılan operasyonlar, şu an kümülatif olarak kaosu yaymayı hedefliyor.

Bu çalışma siber-uzayı bireyin ve devletin güvenliğine ilişkin tehdit algılamalarından öteye taşımakta, küresel güvenlik ortamındaki belirsizlik ve istikrarsızlığı tetikleyici başat ögelerden birisi olarak yansıtmaktadır.

'ABD'yi yeniden büyük yapma' emelindeki Trumpizm 'popülist' ve 'açık sözlü' karakteri ile Batı demokrasilerinin 'liberal' iddialarının iyice döküldüğü bir dönemi temsil edebilir.

Bu başkanlık seçim kampanyasının en önemli özelliği hiçbir dış politika meselesinde adayların uzun ve kapsamlı bir diyalog veya tartışma içine girmemesiydi.

Biz içeriyi sıkı tutar, sağlam durursak, bu milli birlik ruhunu, milli mücadele ruhunu korursak şer odaklarının hesapları bir kez daha tuzla buz olur.

NATO’nun Soğuk Savaş döneminde ‘öteki’ olarak gördüğü Rusya ile yeni bir gerilim yaşamak istemediği; bunun yerine küresel ve bölgesel terörizm meselelerine ağrılık vermek istediği görülmektedir.

Türkiye düşmanları, 15 Temmuz ruhunun zayıflamasını, hatıralarının silikleşmesini bekliyorlar. Türkiye karşıtı stratejilerini hayata geçirebilmek için, 15 Temmuz'un yarattığı tesanüt ortamını dağıtmaya çalışıyorlar.

Savunma uzmanı Merve Seren’e göre, Türkiye’de savunma sivil alana kapalı, “çorbada bizim de tuzumuz olsun’ dediğinizde, işin rengi değişiyor.”

Savunma uzmanı Merve Seren’e göre, Türkiye’de savunma sivil alana kapalı, “çorbada bizim de tuzumuz olsun’ dediğinizde, işin rengi değişiyor.”

Özellikle savunma ve güvenlikle ilgili kurum ve kuruluşların; uzun süreli istem dışı körlüğün içerisine düşmeleri halinde, bundan kaynaklanacak zafiyetin doğuracağı bedel çok daha ciddi ve hatta telafisi imkânsız olacaktır.